AB Komisyonu’nun içişlerinden sorumlu üyesi Malmström, “Vize muafiyeti konusunda tüm AB üyelerinin onayı gerekmeyecek” dedi.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun içişlerinden sorumlu üyesi Cecilia Malmström, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun vize muafiyeti süreci için koyduğu 3,5 yıllık hedefi gerçekçi bulduğunu ve bu süreçte AB’nin mali yükü paylaşma konusunda destek vermeye hazır olduğunu söyledi.
Türk vatandaşlarına yönelik vize muafiyeti sürecinin başlaması için en çok çaba gösteren isimler arasında yer alan Malmström, yarın Ankara’da Geri Kabul Anlaşması'nın (GKA) imzalanacağı ve vize serbestliği diyaloğuna startın verileceği tören öncesinde AA’ya konuştu.
Türkiye üzerinden AB ülkelerine yasa dışı yollarla geçen üçüncü ülke vatandaşlarının kabulünü öngören GKA ve Türk vatandaşlarına vize muafiyetiyle sonuçlanması hedeflenen vize serbestliği diyaloğu için Türk hükümeti ve Türk Dışişleri Bakanlığı ile çok uzun zamandır çalıştıklarının altını çizen Malmström, “Türkiye ile AB arasındaki ilişkileri yakınlaştırmak açısından gerçekten son derece önemli bir adım” dedi.
“3,5 yıl hedefi gerçekçi”
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 4 Aralık’ta Brüksel’de yaptığı açıklamada, 16 Aralık’ta GKA’nın imzalanacağını ve vize muafiyet sürecine başlanacağını duyurduğunda, “Türk vatandaşlarına vizesiz AB” için hedefi “en geç 3,5 yıl” olarak belirlemişti. Bu hedefi değerlendiren Malmström, “3,5 yıl hedefini gerçekçi buluyorum. Daha diyaloğa bile başlamadık dolayısıyla somut bir takvim çıkarmak için henüz erken. Karşılıklı olarak üzerinde anlaştığımız bazı kriterler var. Gerçekçi bir hedef ama görüşmelerin nasıl gideceğine de bağlı olan bir durum. Daha nihai bir tarih koymadık ama diğer ülkeler için ortalama süre 3-4 yıldı” diye konuştu.
GKA’nın tarafların onaylamasından 3 yıl sonra yürürlüğe gireceğini hatırlatan Malmström, “Bu da en erken 2017 anlamına geliyor. Türk makamlarının bunu yapacağına güvenim tam. Bizim yapabileceğimiz bir şey olması halinde destek olmak ve yardım etmek için biz de devrede olacağız” dedi.
Vize muafiyetine doğrudan geçiş
Diğer ülkeler için vize muafiyetinden önce vize kolaylaştırma süreci devreye sokuluyordu ama bu konuda Türkiye için izlenecek yöntem farklı olacak. Malmström, “Türkler vize kolaylaştırması konusunda bir talepte bulunmadılar ve vize uygulamasından doğrudan vize muafiyetine geçmek istediler. Bu nedenle de Türkiye için durumun diğer ülkelerden biraz farklı olacağı doğru” dedi.
Vize kolaylaştırma süreci konusunda Türkiye’nin bir talebi olmasa da AB’nin tek taraflı adımlarla vize muafiyetine giden süreçte Türk vatandaşlarına ek kolaylıklar sağlamasının önünde bir engel yok. Malmström, “Bu kesinlikle yapılabilir. Biz daha bugünden AB üyesi ülkeleri bürokrasiyi azaltma, ücretleri düşürme, çok girişli ve uzun süreli vize verme konusunda mümkün olanın en fazlasını yapma konusunda teşvik ediyoruz” diye konuştu.
Süreç gereği Türkiye’nin vize politikasında değişikliğe gitmesi gerektiğini belirten Malmström, “Bu konu, meşruhatlı gündemde de yer alıyor. Ama bunun tam olarak nasıl yapılacağını oturup konuşmamız gerekiyor” dedi.
Karar için konsensüs aranmayacak
Sürecin sonunda Türk vatandaşlarına vize muafiyeti sağlanması AB üyesi ülkelerin yeşil ışık yakmasına bağlı olacak. Malmström, Türkiye’de zaman zaman tartışma konusu olan “kararın nasıl alınacağı” konusuna da açıklık getirerek, “Nihai karar için tüm üyelerin onayı gerekmeyecek, oylama nitelikli çoğunluk yöntemiyle yapılacak. Dolayısıyla herkesin olumlu görüş bildirmesi gerekmiyor” dedi.
AB destek vermeye hazır
Türkiye’de GKA’ya ilişkin en önemli tartışma konularından birini maliyet hesaplamaları oluşturuyor. Türkiye’nin yaptığı hesaplamalar, yıllık 1,2 milyar avroluk bir maliyetin ortaya çıkabileceğine işaret ediyor. Malmström, “Maliyet hesaplamaları konusunda net bir şey söylemek oldukça zor. Açıkçası rakamlar geri kabul edilecek insanların sayısıyla doğrudan bağlantılı. Bu sayılarda düşüş olduğunu da görüyoruz. AB, Türkiye’ye katılım öncesi yardım aracı (IPA) aracılığıyla zaten destek veriyor. IPA kapsamındaki kaynaklar, Türk makamlarına destek olmak amacıyla GKA bağlamında da kullanılabilir” ifadelerini kullandı.
İhtiyaçların belirlenmesinin ardından bazı farklı fonların da kullanılabileceğini söyleyen Malmström, “Yardımın parasal mı, teknik mi, yoksa insani nitelikte mi olacağına Türk dostlarımızla yapacağımız görüşmelerde karar vereceğiz” dedi.
Herkes geri alınmayacak
Türkiye üzerinden yasa dışı yollardan AB ülkelerine giren ve sığınma hakkı tanınmayan üçüncü ülke vatandaşlarının GKA kapsamına gireceğini belirten Malmström, “Öncelikle AB’ye normal olmayan yollardan giriş yapan kişinin Türkiye üzerinden geldiğinin tespit edilmesi gerekiyor. Aynı kişinin uluslararası koruma ya da sığınma hakkına tabi olmaması da gerekiyor. Bu durumda bu kişinin Türkiye tarafından geri kabul edilmesi gerekiyor. Bu kişilerin dönmesi gerektiğine karar verilirse, Türkiye üzerinden üçüncü ülkelere gönderilecekler” diye konuştu.
GKA konusunda varılan uzlaşıda, kimin Türkiye’ye geri gönderileceği, bunun nasıl belirleneceğine ilişkin kanıt mekanizması, sıkı ve standart kurallara bağlanmış durumda.
AB’nin dış sınırlarından sorumlu ajansı Frontex’e göre Türkiye üzerinden AB’ye yasa dışı yollardan geçmeye çalışırken yakalananların sayısında önceki yıllara oranla belirgin bir düşüş var. Türkiye açısından olumlu olan bu duruma dikkat çeken Malmström, “Eğer bu eğilim sürerse GKA’nın uygulanması daha kolay hale gelir” dedi.
Malmström, “Bunun olmasını tabii ki arzu etmeyiz ama anlaşmazlık halinde Türkiye’nin GKA’ya son verme hakkı var” diye konuştu.
“İlişkilerin geleceği konusunda umutluyum”
Malmström, GKA’nın imzalanacak ve vize muafiyet sürecine başlanacak olmasının son aylarda Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerde oluşan ivmeye katkısı olacağını düşünüyor.
Malmström, “Kişisel olarak ilişkilerin geleceği konusunda umutluyum. İlişkilerimizde bazı iniş ve çıkışlar oldu ama Türkiye’nin Avrupa’yla entegrasyonuna güçlü şekilde destek veren bir komisyon üyesi olarak, yakalanan son ivmenin ilişkilerin yeniden kıpırdanmaya başlayacağının bir işareti olmasını umuyorum. AB ve Türkiye vatandaşlarına ilişkilerimizde daha fazla yakınlık konusunda ciddi olduğumuzu da gösterecek bu somut adımı atmak üzere Ankara’da olmak için sabırsızlanıyorum” dedi.