Suriyeli sığınmacılar oy kullanacak mı?

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven, "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan hiç kimsenin oy kullanması mümkün değil. Suriyeli sığınmacılar oy kullanamaz" dedi.

Suriyeli sığınmacılar oy kullanacak mı?

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) , Türkiye Adalet Akademisi ve YSK tarafından Kundu Turizm Bölgesi'ndeki Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Tesisleri'nde "Seçim Hukuku Eğitim Programı" düzenlendi.

Seminerin açılışında konuşan YSK Başkanı Güven, YSK'nın çok şeffaf bir şekilde çalıştığını, YSK mensubu iki kişinin bu nedenle uluslararası bir ödülü almak için yurt dışında bulunduğunu ifade etti. Oy kullanmak için mutlaka seçmen kütüğüne kayıtlı olmak gerektiğini vurgulayan Güven, "Seçmen kütüğünde kayıtlı olmayan kimse oy kullanamaz. Bugün 600 bin civarında vatandaş seçmen kütüğünde kayıtlı değil. Kimi icradan ya da infazdan kaçmak için adres beyanında bulunmuyor. Bir kısmı da ihmal edip ilçe nüfus müdürlüklerine kayıt yaptırmıyor. Bir kısmı ise adresini değiştiriyor" diye konuştu.

Türkiye'de yurt içi seçmen sayısının 52 milyon 305 bin 382 olduğunu bildiren Güven, yurt dışında ise 2 milyon 736 bin 410 seçmen bulunduğunu açıkladı.- 5 milyon 478 bin 162 seçmen zorunlu kayıttan ortaya çıktıBasında halen (2007-2009 yılındaki 5 milyon 478 bin 162 seçmen farkı nereden kaynaklandı) diye tartışmalar olduğuna dikkati çeken Güven, şöyle konuştu: "2007 yılında milletvekili seçmen sayısı 42 milyon 571 284 iken, bu sayı 2009 yılındaki mahalli idareler seçiminde 48 milyon 49 bin 446'ya ulaştı. Buradaki artış 5 milyon 478 bin 162. 2007'deki seçmen kütükleri, seçmenin beyanına göre oluşturuldu. İsteyen gelip bildiriyordu. Aradaki fark, beyan esasından zorunlu adres kayıt sistemine geçilmesinden kaynaklanmatadır."

- Mükerrer kayıt mümkün mü Güven, 18 yaşını dolduran kişilerin otomatik olarak seçmen kütüğüne kaydolduğunun altını çizerek, seçmen kütüğünü tutarken mükerrerlik kontrolleri açısından 8 bilginin değerlendirmeye esas alındığını bildirdi. Güven, bu bilgiler kontrol edildikten sonra seçmen kütüğünün oluşturulduğunu, bu nedenle bir kişinin birden fazla kaydolmasının mümkün olmadığını vurguladı. Seçimdeki bütün işlemleri herkesin kontrol etmesine imkan verdikleri, şeffaf bir seçim yaptıkları için "Bize güvenin" dediklerini dile getiren Güven, "Her seçim döneminde seçmen kütüklerini 2 kez veriyoruz. Her 5 yılda 3 seçim olduğunu düşünürsek, 5 yılda 6 kez siyasi partilere seçmen kütükleri veriyoruz. Seçmenlerin kontrolünü yapabilsinler diye bunu yapıyoruz. Mükerrer kayıtla ilgili şimdiye kadar belge gelmedi" dedi.

"Suriyeli sığınmacılar oy kullanacak"

iddiası Kamuoyunda (Türkiye'ye gelen Suriyeli sığınmacılar oy kullanacak. YSK, oy kullandıracak) şeklinde iddialar olduğunu hatırlatan Güven, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan hiç kimsenin oy kullanması mümkün değil. Suriyeli sığınmacılar oy kullanamaz. Suriyeli sığınmacılara ve Türkiye'de 6 aydan fazla ikamet eden yabancılara kimlik veriliyor. Bu kimlik, nüfus bilgilerini tutmak, Türkiye'deki işlerinde yaşadıkları sıkıntılarına gidermek amacıyla veriliyor. Suriyeli ve 6 aydan fazla Türkiye'de oturan sığınmacılara, kişilere verilen kimliklerin numarası 99 ile başlıyor. Siyasi partiler bunun kontrolünü yapabilir. SEÇSİS bu tür kayıtları kabul etmiyor. Kamuoyu bu konuyu çok merak ediyor. Suriyeli sığınmacıların yapılan seçimlerde fiilen oy kullanması kesinlikle mümkün değil."

- "Oy kullanacak vatandaş sayısından fazla oy basılıyor" Seçimlerde 450 bin civarında sandıkta oy kullanılacağını belirten Güven, Türkiye'de yapılan seçimlerde oy kullanacak vatandaş sayısından fazla oy basıldığını ifade etti. Güven, Mahalli İdareler Seçim Kanunu'nun 18'inci maddesinin H fıkrasına göre il seçim kurullarının bastırdığı oy pusulalarının, o sandığın seçmen sayısının yüzde 15 fazlası olduğunu söyledi. Bunun kontrolünün sandık başındaki siyasi parti temsilcilerince yapıldığını anlatan Güven, zarf ve oy pusulası üretimlerinin tutanaklarla tespit edildiğini kaydetti. Güven, bu seçimde 330 kişinin bir sandıkta oy kullanmasına karar verdiklerini, buna göre oyları göndereceklerini ifade etti.

- Aday olan bakanların istifa etmesine gerek olmadığı kararı Sadi Güven, seçimlerde aday olan bakanların istifa edip etmemesi konusunda tartışmaların sürdüğünü anımsatarak, şöyle devam etti: "Mahalli idarelerde bakanların istifa edip etmemeleri konusunda YSK olarak bir karar aldık. Bu konuda mahalli idareler seçiminde bakanların istifa etmelerine gerek olmadığına karar verildi. Aynı karar 1983 yılında da oy birliğiyle verilmişti. Kamuoyunda bu kadar tartışılacağını düşünmemiştim. YSK, idari görevlerinin yanında yüksek yargı görevini de yerine getirmektedir. YSK kararları aleyhine başka bir merciye başvurulamaz. Bu bir Anayasal hüküm. Mahalli idarelerle ilgili yapılan işlemler 2972 sayılı Mahalli İdareler ve Mahalle Muhtarları İhtiyar Heyeti Seçimi Hakkındaki Yasa'ya göre yapılıyor.

O kanunun 17. maddesinde kimlerin istifasının gerekmediği yazılmış ancak kimlerin istifa etmesi gerektiği hususunda herhangi bir hüküm getirilmemiştir. Bu durumda ne yapacağız? Bu yasanın 36. maddesi var. Bu madde (Bu kanunda özel hüküm bulunmayan hallerde 298 sayılı Siyasi Partiler Yasası ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu uygulanır) diyor. Kimlerin 1 Aralık itibarıyla istifa etmeleri gerektiğini Mahalli İdareler Yasası'nın 36. maddesinin yollamasıyla Milletvekilliği Seçimi Kanunu 18. maddesine göre yaptık.

Bu maddede hakimler, savcılar ve yüksek yargı organları gibi tek tek sayılmış. Burada bakanların istifası yok." Mahalli idareler seçimlerinde bakanların durumuyla ilgili Milletvekilliği Seçim Kanunu'nu uygulayacaklarını anlatan Güven, şunları kaydetti: "Milletvekilliği seçimiyle ilgili bakanlar konusunda Anayasanın 114. maddesi (TBMM genel seçimlerinden önce Adalet, İçişleri ve Ulaştırma Bakanları çekilir. Milletvekili genel seçimlerinin dışında hüküm olmadığı gibi, milletvekilliği seçimlerinde bu bakanların dışında bakanların istifalarını gerektiren bir hüküm var mı? Milletvekilliği seçimlerinde bu 3 bakanın dışında herhangi bir bakanın istifa ettiğini gördünüz mü? Bugün vereceğimz karar milletvekilliği seçimlerini de etkileyecek bir karar. Bugün ben kurumla (Bakanların istifası gerekir) dersem bu, milletvekilliği seçimlerinde de seçimden 4 ay önce Bakanlar Kurulunun boşaltılması anlamına gelir.

Anayasada böyle bir hüküm yok. Dolayısıyla biz yasaların bize vermediği yetkiyi kullanarak çeşitli münazaralarla yasağı genişletmek yetkisine sahip değiliz. 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri adlı yasanın 65 maddesi var. Bu dönemde bakanların ve başbakanların nasıl hareket etmesi gerektiği belirtilmiş. Sadece son 10 gün içinde bakanlar ve başbakan yurt içinde yapacakları seçim propagandasıyla ilgili gezileri bakan otomobilleri ve resmi hizmete tahsis edilen araçlarla yapamaz.

Biz bunu yasaklamış olsak bu hüküm niye getirildi. Diğer bakanlar 4 aylık süre içerisinde bakanlık görevini yapamayacak olsalardı seçim dönemiyle ilgili böyle bir hüküm de gelmezdi. Dolayısıyla biz bakanların istifalarının gerekmediğine oy birliğiyle karar verdik."

- Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Yıldırım Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Hüseyin Yıldırım ise akademilerinde bin 100 öğrencinin bulunduğunu belirterek, bu öğrencilerden 520'sinin avukatlık mesleğinden geçen hakim ve sacı adayı, 30'a yakınının askeri hakim adayı olduğunu, diğerlerinin ise yeni mezun öğrencilerden oluştuğunu söyledi. Yaklaşık 5 bin adli personele meslek içi eğitim verdiklerini anlatan Yıldırım, 53 ülke ile işbirliği protokolü imzaladıklarını, Kazakistan, Kırgızistan, Endonezya, Afganistan gibi ülkelerden gelen hakim ve savcı adayların akademilerinde eğitim aldığını kaydetti. Seçim hukukuyla ilgili kanun, hüküm ve projelerinin konuşulduğu seminer, 4 Aralık Çarşamba günü sona erecek