Enerji Bakanı Yıldız, komşularımızda ve bölgemizdeki istikrarsızlığın Türkiye’ye olumsuz yansımaları olduğuna dikkat çekerek, ‘Dünyada ekonomik durgunluk, resesyon bir risk ise bundan daha büyük olan risk vardır o da demokrasinin resesyona uğramasıdır’ dedi
Milliyet'ten Abdullak Karakuş'un haberine göre Hem Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hem de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a en yakın isimlerden olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, iki isim arasında Köşk seçimi sırasında bir sıkıntı yaşanmayacağını söyledi. Yıldız, “Ben, kesinlikle böyle bir ihtimali sıfır görüyorum. Onların kendi aralarında oturup konuşacakları ve belirleyecekleri yapının en temel belirleyici özellik olduğuna inanıyorum. Çok fazla laf söz olabilir, çok fazla konu olabilir. Kendi aralarında onlar oturup hallederler. Çünkü her ikisi de bu konunun önemini, nezaketini hepimizden daha fazla kavramış insanlar” dedi. Mısır ve Suriye’deki gelişmelerin enerji maliyetlerine etkisinin olacağını belirten Yıldız, “Dünyada ekonomik durgunluk resesyon bir risk ise bundan daha büyük olan risk vardır o da demokrasinin resesyona uğramasıdır, durgunluğa girmesidir, zihinlerin durgunluğa girmesidir. Şu anda dünyada yapılan en büyük tehlikelerden bir tanesi ekonomiden daha ziyade demokrasilerin resesyona girmiş olmasıdır” diye konuştu.
Mısır ve Suriye’deki gelişmelerin enerji maliyetlerine etkisi olacak mı?
- Her türlü siyasi istikrarsızlığın bize getirdiği ciddi maliyetler var. Türkiye kendi siyasi istikrarını kurgularken bunu sürdürülebilir hale getirirken bir yandan da bölgesiyle alakalı siyasi istikrarın gereklerini yerine getirmeye çalışıyor. 910 km. sınırı olan bir komşunun, orada oluşabilecek olan istikrarsızlığın mutlaka bize olumsuzlukları var. Bizim insani kaygılarımızı giderecek, endişelerimizi en az hale getirecek mültecilerin buraya akınındaki komple yaptığımız insani yardımların maddi bedelinin çok ötesinde, bence enerji dalında maliyetlerimizi yükseltecek yapılanmalar oldu. Mısır ve Suriye’nin dünyanın ham petrol arz güvenliğinde çok ciddi bir katkısı yok.
Arz dengelerini değiştirebilecek bir katkısı yok. Ama dünya ticaretinin neredeyse yüzde 10’luk kısmı Süveyş kanalından geçiyor. Bu tehditler ham petrol fiyatlarında yüzde 10’luk artışlara neden oldu. Bizim 2 aylık gelişmelerle beraber aylık 300 milyon dolar civarındaki bu işin götürüsü. Bize bu şekilde devam etmesi halinde 3-4 milyar dolarlara patlıyor. Temennimiz odur ki inşallah bir an önce petrol üzerindeki siyasi istikrarsızılığın getirdiği olumsuz baskı kalkar ve gerçek fiyatlarına 100 dolar seviyesine döner.
DEMOKRATİK DURGUNLUK RİSKLİ
Suriye’ye askeri müdahale olması ya da olmaması halinde Türkiye enerji açısından nasıl etkilenir?
- Dünyanın beklediği aslında buradaki petrol ve ekonomik ziyandan daha ziyade insanlığın uğramış olduğu ciddi bir deformasyondur. Bunun bir para karşılığı yok. İnsanlık burada ciddi bir sınav verdi ve bu sınavı kazanmış değil, kaybetmek üzere. 100 bin insan ölüyor. Bundan sonra acaba bunun içinde kimya var mıydı, yoksa fizik miydi diye düşünedursun, 100 bin insanı görmezlikten geliyor. Bu insanlığın bir ayıbıdır. Hafızasına ciddi bir kara leke olarak da kazınmıştır.
Bunun geri dönüşü, 100 bin insan olmaz. Bence çok daha fazla zihinlerimizde bıraktığı olumsuz tesir vardır. Diyelim ki dünyada ekonomik durgunluk resesyon bir risk ise bundan daha büyük olan risk vardır o da demokrasinin resesyona uğramasıdır, durgunluğa girmesidir, zihinlerin durgunluğa girmesidir. Şu anda dünyada yapılan en büyük tehlikelerden bir tanesi ekonomiden daha ziyade demokrasilerin resesyona girmiş olmasıdır.
Döviz kurlarındaki artış elektrik ve doğalgaz fiyatlarını etkileyecek mi?
- Tabii ki çok olumsuz etkiliyor. Hem FED’in hem de Mısır ve Suriye olaylarıyla demokrasinin kesintiye uğraması aynı zamanda istikrarın da kesintiye uğraması sonucunu getirdi. Ve döviz fiyatlarını tahrik etti. 1,88 seviyesinde olan döviz şu anda 2,05 civarında dalgalanıyor. Bu noktalara taşındı. Biz döviz alıp TL ile satan açık pozisyondaki kamu yapısındayız. Her dövizin yükselmesi maliyetlerin yükselmesi bizim açık pozisyonumuzu daha da güçlendiriyor. Ve maliyetlerimizi artırıyor. Şu anki geldiğimiz durumun 1 yıl sürmesi halinde en az 3 milyar dolarlık maliyetimizde bir artış demektir bu.
TOPLU ULAŞIM TAVSİYESİ
Elektrik ve doğalgaza zam gelecek mi o zaman?
- Etkilememesi için ısrarla yerli ve yenilenebilir kaynaklarımızı ön plana alıyoruz. Yerli kaynaklarımızın önemli hale gelmesi için ille petrol ve doğalgaz fiyatlarının yükselmesi gerekmiyor. Bununla alakalı bizim bu stratejilerimizin doğru olduğunun tespitini mutlaka yapıyor olmamız lazım. Şu an Türkiye’nin izlediği yol, maliyetleri artıyor olmasına rağmen bunları vatandaşın lehine kullanacak şekilde yerli kaynaklarını değerlendirmesidir.
Benzin fiyatları artarken vatandaşa enerji verimliliğine yönelik nasıl tavsiyeleriniz olur?
- Tavsiyelerim olacak. Ham petrol ve doğalgaz ithalatının yarısından daha fazlası ulaşım sektöründe kullanılıyor. 33 milyar dolar civarında bindiğimiz araçlara ve ulaşım sektörüne bu parayı veriyoruz. Bizim olabildiğince bireysel taşımadan gittikçe uzaklaşmamız ve çoğulcu bir taşımaya, yani toplu taşımaya yönelmemiz lazım. Bizden daha zengin olan ülkeler zaten bu yapıyı kurgulamış durumdalar.
NÜKLEER MANİ DERĞİLDİ
Tokyo nükleer kazaya rağmen olimpiyatları kazandı. Bunu nasıl yorumlarsınız?
- Bu bir kaygı olduğu için oradaki komiteler tarafından soruldu. Bizim bölgemizdeki siyasi istikrarsızlıklarla olimpiyat için tehdit görenler benzer tehditleri Tokyo için de nükleer santralde gördü. Ama ben nükleer santralin özellikle bu Fukuşima‘dan sonra mutlaka kontrol altına almak zorunda olduklarını bildiğim için bu konuda asıl mananın Tokyo’nun olimpiyatları alıp almamasıyla alakalı temel konunun nükleer olmadığına inanmıştım. Türkiye’nin çok iyi hazırlandığı ve gerçekten hak ettiği sonucu alamamasına tabii ki hep beraber üzüldük. Ama bunun bizim için Suriye’deki olayları bağlamaya çalışanlar vardı. Farklı olaylara bağlamaya çalışanlar var. Ben her iki konunun da her iki ülke için asıl belirleyici bir mani olmadığına baştan inanmıştım.
Sızıntı sorun oluşturmaz o zaman
- Onu tamamlamak, onu gidermek zorundalar. Başka çareleri yok.
İSRAİL'E ENERJİ MESAJI
Doğu Akdeniz’de Rumların petrol ve doğalgaz araması var, İsrail ile işbirliği var. Bizim de İsrail ile enerji işbirliğimiz olabilir mi? Doğu Akdeniz’de bizim çalışmalarımız hangi aşamada?
- Özellikle İsrail konusunda belki bu örneği vermek doğru olur. Siyasi fizibilitesi olmadan ekonomik fizibilite oluşmaz. Uluslararası siyasetin etkilediği alanlardan bir tanesidir enerji sektörü. Ve enerjinin bundan zaman zaman çok olumlu zaman zaman çok olumsuz etkilendiğini görüyoruz. Bizim bu konuda BM’de Sayın Başbakanımızın bahsettiği şartlar oluşmadan İsrail ile alakalı işbirliğimizin oluşması için erken diye düşünüyoruz. Türkiye her zaman fizibıl bir coğrafyada bulunmakta ve coğrafyasından kaynaklanan avantajları da projelere sunmakta. Biz de bu manada İsrail ile bütün siyasi fizibilitenin hazır olmasını bekliyoruz.
GÜNEYDOĞU ÇÖZÜMLE KALKINACAK
Çözüm sürecinin iyi gitmesi Güneydoğu’da ve bölgede enerji alanında yeni adımlara neden olabilir mi?
- Orada maden yataklarımız var. Petrol ile alakalı aramalarımızı artıracağımız yerler var. Yeni kuracağımız HES’ler ve santraller var. Yerli kömürümüz var. Orası coğrafyamız açısından da ciddi rezervleri olan yerler. Ben çözüm süreciyle beraber daha ciddi daha büyük bir aktivite bekliyorum. Rakamları telafuz etmek doğru değil ama bunlar milyar dolarlar seviyesinde olacak.
Kuzey Irak’la enerji alanındaki ilişkiler nasıl son dönemde?
- Merkezi Irak hükümetiyle yaptığımız anlaşmaların Kuzey Irak’la alakalı yapılan sözleşmelerin her biri her iki ülkenin de kalkınmasına katkı koyacak. Tabii ki yapının da mutlaka güçlenmesine katkısı olacaktır. Merkezi Irak hükümeti de bunun farkındadır. Bizim Iraklı kardeşlerimize normalleşmeyle alakalı koyacağımız katkılar hep fazla olacaktır inşallah.
Suriye sınırında bidonlarla sürekli kaçak akaryakıt geliyor. Tedbirler ne aşamada?
- Gümrük Bakanlığımızın bu konudaki çalışmalarını izliyorum. Türkiye’ye ne olursa olsun gayri resmi bir kaydın, malın girmemesi lazım. Bu sisli havalar, savaş ortamları, siyasi istikrarsızlıklar bunu çok tahrik ediyor. Bizim de hep beraber bu manada çalışıyor olmamız lazım.
Türkiye’de petrol arama ile ilgili yeni gelişme var mı? Bir müjdeyi ne zaman verirsiniz?
- Dün (salı) Shell’in Dünya Başkanı’yla İstanbul’da toplantı yaptık. 450 milyon dolarlık yatırımı artırarak yapacaklarını söyledi. İnandıkları ve ümit ettikleri için buradalar. Sismikleri değerlendirdikleri için buradalar. 130 milyon dolara aldığımız sismik gemi ilk siftahını yaptı ve oradan 14 milyon dolar gelir kazandı. 1650 km. üç boyutlu, 3600 km. iki boyutlu sismiklerini yaptı. 10 tane böyle işte bütün parasını çıkartıyor gemi. Çok doğru bir iş yapmışız.
Nükleer santral takviminde bir değişiklik var mı? Akkuyu’da maaşların 3 bin dolar olacağı söyleniyor?
- Şu anda bu rakamları telafuz etmek için çok erken. Biz yerli insan kaynaklarımızı orada oluşturmaya çalışıyoruz. Takvimimizi etkileyecek özellikle bu inşaat izni ve ÇED lisansı ile alakalı sürecin oluşmasını bekliyoruz. İnşallah takvimin etkilenmemesi için gayret sarfediyoruz.
Kaçak elektrik kullanımı en çok Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeydi. Ne gibi önlemler alınıyor?
- Özelleştiği için buralarda özel sektörün taahhütlerini aldık. Taahhütlerini yerine getirmek durumundalar. Bir kısım teşvikler yapıyorlar kendi içlerinde. Kendi sermaye ve kendi birikimleriyle beraber. Bunların ben kayıp kaçakları 2015 yılının sonuna kadar istediğimiz noktaya mutlaka ulaşacağına inanıyorum. İki bölgeyi çıkarttığımızda şu anda AB üyesi ülkelerin altında bir kayıp kaçak oranımız var; yüzde 9,4. Avrupa’da yüzde 10’larda. Bu iki bölgede inşallah bu noktalara getireceğiz.
Başbakan Erdoğan yerel seçimlerde bazı bakan ve milletvekillerini de aday yapabileceklerini söyledi. Siz adaylık konusunda ne düşünüyorsunuz?
- Ben, buradaki işimizin çok olduğunu mevcut başkanımızın da bu işi gayet iyi götürdüğüne inanıyorum. Devam etmesi halinde faydalı olacağını düşünüyorum. (Yerel seçimlerden beklentiniz nasıl?) Biz inşallah oyumuzu artırarak çıkacağız.
GÜL ERDOĞAN OTURUP HALLEDER
Hem Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e hem Başbakan Erdoğan’a yakın bir isimsiniz. 2014’te Köşk seçimi var. Parti içinde bir sıkıntı olur mu? İki isim ile ilgili Cumhurbaşkanlığı adaylığı ve parti liderliği konusunda sıkıntı yaşanır mı? Bu süreç nasıl atlatılır?
- Ben kesinlikle böyle bir ihtimali sıfır görüyorum. Birbirinden daha samimi ve birbirine bu kadar samimi iki insandan bahsediyoruz. Onların kendi aralarında oturup konuşacakları ve belirleyecekleri yapının en temel belirleyici özellik olduğuna inanıyorum. Çok fazla laf söz olabilir, çok fazla konu olabilir. Bunların hiçbirinin ikisinin konuşması kadar önemli olmadığını görüyorum. Ben her ikisinin de bu ülke için çalışan, uğraşan, gayret eden, yıllarını veren tecrübeler olduğunu bildiğim için ülkenin onların önünde bulunan büyük bir hedef, büyük bir çalışma alanı olduğunu görüyor ve biliyorum. Kendi aralarında onlar oturup hallederler. Çünkü her ikisi de bu konunun önemini, nezaketini hepimizden daha fazla kavramış insanlar.