SPK, borsa şirketleri hakkında doğru haber ve yayın yapılması konusunda uyardı, aksi takdirde görev ve yetki çerçevesinde işlem yapılabileceğini hatırlattı.
Sermaye Piyasası Kurulu, borsa şirketleri hakkında doğru haber ve yayın yapılması konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmesini, aksi takdirde görev ve yetki çerçevesinde işlem yapılabileceğini hatırlattı. Benzer bir açıklama da Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'ndan geldi. Bankalara yönelik güven kırıcı ve itibar sarsıcı yayınların özensizce yapılmasının Türk bankacılık sektörüne zarar verdiğini belirterek, bu yayınlardan kaçınılmadığı takdirde yetki çerçevesinde işlem yapılacağını bildirdi. Arka arkaya yapılan bu iki açıklama akıllara 17 Aralık operasyonunda adı geçen ve borsada işlem gören Halkbank ve Emlak GYO şirketlerini getirdi. Sermaye Piyasası Kurulu'ndan (SPK) yapılan açıklamada, sermaye piyasalarının etkin, güvenilir ve şeffaf bir ortamda işleyişi için halka açık şirketler hakkında gerekli tüm bilgilerin zamanında, tam ve şüpheye yer vermeyecek açıklıkta ve kesinlikte piyasa ile paylaşılmasının zorunlu olduğu belirtildi. Bu zorunluluğun bir diğer görünümünün ise ihraççılar hakkında kesin olmayan, şüpheli, mesnetsiz kanılar uyanmasına neden olacak bilgilerin de kamuya açıklanmasının yasak olması olduğu hatırlatılan açıklamada, "Burada temel amaç yatırımcıların yatırım kararlarını somut verilere ve bilgilere göre vermelerinin sağlanmasıdır. Sermaye Piyasası Kanunu, yatırımcılara tam ve yanıltıcı olmayan bilgilerin sağlanmasını teminen konuyu cezai hükme bağlamış ve 107. maddesinin ikinci fıkrasında bilgi bazlı piyasa dolandırıcılığı suçunu düzenlenmiştir. Buna göre, sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini ve yatırımcı kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi verilmesi, haber ya da yorum yapılması yahut bunların yayılması piyasa dolandırıcılığı suçunu teşkil etmektedir" ifadelerine yer verildi. Son dönemde basında bazı halka açık şirketler hakkında çeşitli haberlerin yer aldığı belirtilen açıklamada, "Söz konusu haberlerin, yatırımcıların karar verme süreçleri etkileyebileceği göz önünde bulundurulmadan kamu ile paylaşılmasının yasada yer alan 'yanıltıcı bilgi verilmesi, haber ya da yorum yapılması' sonucunu doğurabileceği açıktır. Bu durumun ise en hafif şekliyle ülkemiz sermaye piyasalarında güvenilirliğin ve şeffaflığın ciddi manada zedelenmesine ve yatırımcıların zarar görmesine yol açabileceği değerlendirilmektedir" uyarısı yapıldı.
Açıklamada şunlar kaydedildi: "Bu çerçevede, Sermaye Piyasası Kanunu'nun yatırımcıların doğru şekilde aydınlatılmasına yönelik düzenlemeleri dikkate alınarak; borsa şirketleri hakkında doğru haber ve yayın yapılması konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmesinin, yatırımcıları yanlış yönlendirebilecek, resmi makamlarca onaylanmamış bilgi, haber, yorum ve değerlendirmelerden sakınılmasının, aksi takdirde Kurulumuza Sermaye Piyasası Kanunu ile verilen görev ve yetki çerçevesinde işlem yapılabileceği hususunun hatırlatılmasında yarar görülmüştür."
BİR UYARI DA BDDK'DAN
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), bankalara yönelik güven kırıcı ve itibar sarsıcı yayınların özensizce yapılmasının Türk bankacılık sektörüne zarar verdiğini belirterek, bu yayınlardan kaçınılmadığı takdirde yetki çerçevesinde işlem yapılacağını bildirdi. BDDK'dan yapılan açıklamada, bankaların Türkiye ekonomisinin ve finans sektörünün en önemli aktörlerinden olduğu belirtilirken, bankaların birer güven ve itibar kurumları olduğunun altı çizildi. Finansal piyasalarda istikrarın sağlanmasının, kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışması ve tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunması bakımından bu güven ve itibarın hassasiyetle korunması gerektiğinin belirtildiği açıklamada, yapılan yayın ve haberlerde bu ilkelerin gözetilmesi gerektiği hatırlatıldı. Söz konusu güven ve itibarı korumak amacıyla, Bankacılık Kanunu'nda bankalar için öngörülmüş birçok yükümlülüğün yanında, maruz kalabilecekleri güven ve itibarı zedeleyici fiilleri engelleyici düzenlemelere de yer verildiğinin anımsatıldığı açıklamada, güven kırıcı ve itibar sarsıcı yayınların özensizce yapılmasının istikrarlı büyüyen, saygın ve dünya finans sisteminde haklı bir yer edinen Türk bankacılık sektörüne yönelik haksız ve kastı aşan değerlendirmelere yol açtığı kaydedildi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "5411 sayılı Bankacılık Kanununun 'İtibarın korunması' başlıklı 74'üncü maddesinde, '5187 sayılı Basın Kanununda belirtilen araçlarla ya da radyo, televizyon, video, internet,kablolu yayın veya elektronik bilgi iletişim araçları ve benzeri yayın araçlarından biri vasıtasıyla; bir bankanın itibarını kırabilecek veya şöhretine ya da servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olunamaz ya da bu yolla asılsız haber yayılamaz' hükmü ile bankaların itibarının korunması amaçlanmış, Kanun'un 158'inci maddesi ile de söz konusu yükümlülüğe aykırı davranış cezai yaptırıma bağlanmıştır. Bu itibarla, Türk Bankacılık sektörü veya herhangi bir banka hakkında yapılan haber ve yayınlarda, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 'İtibarın Korunması' başlıklı 74'üncü maddesinde yer alan hususlara titizlikle uyulmasının, güven ve itibarı zedeleyici yayınlardan özenle kaçınılmasının, aksi takdirde Kanun ile verilen görev ve yetki çerçevesinde işlem yapılacağı hususunun hatırlatılmasında yarar görülmüştür."