Isparta Yalvaç Cezaevi'nde gasptan tutuklu olan 'maskeli beşler' çetesinin elemanı Ercan Temür, tabancayla etkisiz hale getirip iple bağladıktan sonra evini soydukları Osman Özcan'ı, mektup yazıp cezaevine çağırarak helallik istedi.
Isparta'nın Yalvaç, Eğirdir, Şarkikaraağaç ve Gelendost ilçelerinde 'gasp, hırsızlık, yaralama ve adam öldürme' suçlarına karıştıkları belirlenen ve 'maskeli beşler' olarak adlandırılan 5 kişilik çete, Gelendost İlçesi Yaka Beldesi'nde Haziran 2012'de, evlerine girdikleri 75 yaşındaki Huriye ve Mustafa Temel çiftini önce dövdü. Şüpheliler, Huriye Temel'in kolundaki 5 altın bileziği zorla aldı, kendilerine direnen Mustafa Temel'i de boğarak öldürdü.
Huriye Temel'in el ve ayaklarını bağlayarak kaçan şüpheliler, Eylül 2012'de de Yalvaç Belediye Başkanı DP'li Tekin Bayram ile yan komşusu kuyumcu Murat Yalvaç'ın evine girerek hırsızlık yaptı. Şüpheliler, 26 Mart 2013'te ise Yaka Beldesi'nde Hollanda'dan emekli 74 yaşındaki Osman Özcan'ın evine girdi. Evdekileri silah zoruyla etkisiz hale getiren şüpheliler, çelik kasadaki 2 bin lira, bir miktar ziynet eşyası ve Osman Özcan'a ait ruhsatlı tabancayı aldı. Özcan'ın evinin önündeki minibüsü de gasp eden şüpheliler, olay yerinden kaçtı. Polis ve jandarmanın yürüttüğü çalışma sonunda 5 kişilik suç çetesinin 3 üyesi Ercan Temür, Ramazan Öncü ve Fahri Omak yakalanarak cezaevine gönderildi.
MEKTUP YAZARAK CEZAEVİNE ÇAĞIRDI
Yalvaç Cezaevi'ndeki tutuklulardan Ercan Temür, Yaka Beldesi'nde evini soyduğu Osman Özcan'ı Yalvaç Cumhuriyet Savcılığı'na yazdığı mektupla cezaevine çağırarak helallik istedi. Yalvaç Savcılığı'nın durumu bildirmesi üzerine Osman Özcan kendisini ve eşi 74 yaşındaki Hatice Özcan'ı bağlayarak soyan Ercan Temür'le cezaevinde görüştü. Cezaevine bir yakınıyla birlikte gelen Osman Özcan, Ercan Temür ile yaklaşık 20 dakika görüştü. Görüşmede af dileyen Ercan Temür, gasp ettiği bütün eşyayı iade edeceğine dair söz verdiği Osman Özcan'dan helallik istedi.
CEZAEVİNDE GÖRÜŞTÜ
Görüşmenin ardından cezaevinden ayrılan Osman Özcan, Ercan Temür ve arkadaşları tarafından 26 Mart'ta evine yapılan baskını anlattı. Maskeli kişilerin kendisini ve eşini tabancayla etkisiz hale getirdiğini, ellerini ve ayaklarını bağladıktan sonra çelik kasayı soyduğunu anlatan Özcan, "Soygunculardan adının Ercan Temür olduğunu öğrendiğim kişi cezaevinden Yalvaç Cumhuriyet Savcısı Osman Çabuk'a, benimle görüşmek istediğine dair mektup yazmış. Mektubunda, benden özür dilemek ve helalleşmek istediğini belirtmiş. Davet edilen yere gitmek sünnettir dedik ve cezaevinde görüştük" dedi.
YAŞADIKLARIMI UNUTMAM MÜMKÜN DEĞİL
Ercan Temür'ün kendisinden özür dilediğini ve çok pişman olduğunu belirten Osman Özcan, "Bana 'Bir daha böyle olaylara karışmayacağım. Kanun ve nizamlara uyarak aileme sahip çıkacağım. Beni affedin, özür diliyorum. Sizden ne aldıysam geri ödeyeceğim' dedi. Ben de 'Affetmek Allah'a mahsus bir olaydır. 100 bin euro da verseniz bir değeri yok. O gün yaşadıklarımı ömrüm boyunca unutmam mümkün değil. Ben affetmişim ne olacak, Allah affetsin' dedim" diye konuştu.
ŞİKAYETİNDEN VAZGEÇMEDİ
Ercan Temür'ün savcılığa gönderdiği mektupta, artık ıslah olduğunu da yazdığını anlatan Özcan, "Ben sanığın sözlerini samimi bulmuyorum. Eminim şimdi çıksa yine aynısını yapar. Sadece bizim evi soymamış. Pek çok ev ve işyerini soymuşlar. Hangi biriyle helalleşecek, hangi birini ödeyecek" dedi.
Ercan Temür'den şikayetçi olduğunu vurgulayan Özcan, 3 ay geçmesine rağmen hala şoku üzerlerinden atamadıklarını kaydetti.
DEHŞET ANLARINI İLK KEZ ANLATTI
Osman Özcan, yaşadığı dehşet anlarını ise şöyle anlattı:
"Sabaha karşı 04.05 sıralarında namaz için uyanmıştım. Sobayı yakıp namaz saatini beklerken evin balkon camı açıldı. Salonun ışığını yaktığım anda maskeli 3 kişiyle karşılaştım. Beni yere yatırdılar. Biri sırtıma, biri de enseme silah dayayarak etkisiz hale getirdi. Bir kişi kapıyı açtı ve içeriye 2 kişi daha girdi. Kasanın anahtarını istediler. Sürekli sakin olmamı söylüyorlardı. Bu arada biri daha gelip boğazıma bıçak dayadı. Kasayı açıp içerisindeki 2 bin 100 lira, 5 bilezik, 1 gerdanlık, yüzük, küpeler ve 2 cep telefonunu aldılar. Daha sonra minibüsümün de anahtarını alıp evden uzaklaştılar. Telefonları ve aracı sonradan korulukta bulduk. O an bizi öldüreceklerini düşünmüştüm."