Sosyal medyaya düzenleme sinyali

İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve AKP'nin Sosyal Medyadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Ali Şahin, sosyal medyada düzenlemeye gidileceğini açıkladı.

Sosyal medyaya düzenleme sinyali

Radikal'in haberine göre Taksim'de çok sayıda polisle gerçekleştirilen sabah baskınının ardından İstanbul Emniyeti'nin Vatan Caddesi'ndeki yerleşkesinde bir basın toplantısı düzenleyen İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, sosyal medya kullanıcılarına yönelik bir operasyonun sinyalini verdi. Vali Mutlu, "Emniyet’in yetkili birimi sosyal medya üzerinde ters algı yaratamaya çalışan kişilere karşı bir operasyon düzenleyecek" dedi.

Radikal'e göre, Vali Mutlu'nun konuyla ilgili sözleri şöyle: "Benim bir fikrim var diyenlere karşı benim telsizim var, taşım var, molotofum var diyenlere karşı mücadele ediyoruz. Sosyal medyayı prokovatif eylemler için kullananlar var. Bununla mücadele edeceğiz. Emniyet güçlerimizi zor duruma sökmek isteyen her algıya karşı mücadele edeceğiz. ‘Uydur uydur yaz’ diye tanımladığım kişilerin ajitasyonlarına dikkat edilmesi gerekiyor. Emniyet’in yetkili birimi sosyal medya üzerinde ters algı yaratamaya çalışan kişilere karşı bir operasyon düzenleyecek. Bundan sonraki süreçte şu anda düzelmesi olan Taksim Meydanı’ndaki görüntünün bozulmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz."

"YALAN TWEET BOMBADAN TEHLİKELİ"

AKP'nin Sosyal Medyadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Ali Şahin de "Yalan tweet bombadan daha tehlikeli. Sosyal medyaya yasal düzenleme şart" demişti.

AK Parti sosyal medyada kendini daha iyi ifade edebilmek için çalışma yapıyor. 27 Mayıs’ta Ankara’da yapılan parti içi sosyal medya eğitimi, İstanbul ve İzmir’de de yapılacak. Partinin sosyal medyayı daha aktif kullanması için bir yönetmelik hazırlandığı, yakında Başbakan Erdoğan’a sunulacağı belirtiliyor. AK Parti’nin Sosyal Medyadan Sorumlu Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısı Ali Şahin, Gezi Parkı olayları ile bir kez daha gündeme gelen sosyal medya ile ilgili çarpıcı mesajlar verdi.

Radikal’in sorularını cevaplayan Ali Şahin, siyasi partilerin sosyal medyada örgütlenmesinin öneminin son yaşanan olaylarla bir kez daha ortaya konduğunu söyledi. AK Parti içinde aralarında kendisinin de bulunduğu üç kişiden oluşan, sosyal medya stratejilerini planlayacak bir ekip oluşturulduğunu belirten Ali Şahin, partideki sosyal medya çalışmalarının çerçevesini şöyle anlattı: “Çalışmalar üç başlık altında olacak; Bunlardan ilki AK Parti’nin icraatlarını, siyasi anlayışını, politikalarını, hayata geçirdiği dönüşümleri, açılımları veya çıkarttığımız kanunların getirilerini ilk elden sosyal medya aracılığı ile kamuoyu ile paylaşmak. İkincisi, bize yöneltilen mesajları algılamaya yönelik. Kamuoyunun sosyal medya üzerinden nabzını tutmaya çalışacağız. Sosyal medyada insanlar AK Parti ile ilgili neleri konuşuyor? AK Parti’nin hayata geçirdiği icraatlar, politakalar kamuoyunda nasıl bir etki meydana getiriyor? Buna göre bir politika geliştirmenin yoluna gideceğiz. Üçüncüsü; AK Parti artık uluslararası arenada söz sahibi bir parti haline geldi. Farklı dil, kültür ve dinden insanlar AK Parti’nin dünya görüşünü merak ediyor. Başlangıç olarak İngilizce ve Arapçayı da kullanacağız. “

Yalan tweet’in tehlikesine dikkat çeken Şahin “Birileri kalkıp yalan yanlış bir tweet’le iftirayla, fotomontajlanmış maksatlı bir içerikle kamuoyunu provoke edip çatışma iklimine sürükleyebiliyor. Yalan ve iftira dolu, provoke edici bir tweet bomba yüklü bir araçtan daha tehlikeli. Bunu da son dönemde görmüş olduk. Bomba yüklü bir aracın tahribatı sınırlıdır. Ama yalan-iftira tweet’i ile insanlar galeyana gelip birbirleri çatışabilir” diye konuştu.

YASAL DÜZENLEME GEREKLİ

Sosyal medyanın yasal bir çerçeveye oturtulması gerektiğini söyleyen Şahin şunları dile getirdi: “Bu anlamda bireysel hakları ihlal etmeden, özgürlükleri ortadan kaldırmadan yasal bir düzenleme yapılması gerektiğine inanıyorum. Yasaklardan yana değilim. Ancak yalanlardan, iftiralardan, maksatlı paylaşımlardan, insanları çatışmaya sürükleyecek içeriklere karşı olduğumu söylemem lazım. Son yaşananlar gösterdi ki sosyal medyada bir düzenleme yapılması gerekiyor. Kanun çıkması demek ‘yasaklama’ değil. Kanun, hakların, özgürlüklerin koruma altına alınması demek. Yasakçı değil, tam tersi özgürlükleri koruma altına alan bir düzenleme olmalı. Ortada henüz bir çalışma olmadığı için detaylandırmam.”