Bugün yapılan operasyonlarda Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan da gözaltına alındı. Henüz operasyonlarla ilgili detaylar belli değil. Ancak ilk gelen haberler başta Reza Zarrab olmak üzere gözaltına alınanların İran’a altın ihracı ile ilgili olduğu yönünde.
Hürriyet Washington Temsilcisi Tolga Tanış konunun ABD Kongresi’nin Temsilciler Meclisi kanadında bu konunun nasıl gündeme geldiğini 21 Nisan 2013’te kaleme almıştı.
Tolga Tanış’ın haberi özetle şöyleydi:
TÜRKİYE ve İsrail arasında Obama'nın çabalarıyla başlayan yakınlaşmanın yavaşlaması üzerine, İsrail lobisi AIPAC, Türkiye aleyhine kampanya başlattı. 47 milletvekili, İran'la ticarete aracılık ettiği gerekçesiyle Halkbank'ı suçladı.
AMERİKAN Kongresi'nin Temsilciler Meclisi kanadında, nükleer programından dolayı ABD tarafından İran'a uygulanan tek taraflı yaptırımlara rağmen Türkiye'nin Halkbank üzerinden İran'la ticareti artırdığı iddiasıyla, Türkiye aleyhine bir imza kampanyası başlatıldı. Türkiye ve İsrail arasında geçen ayki “özür diplomasisi” sonrası başlayan yakınlaşmanın aksamasının da etkisiyle, Washington'ın en güçlü lobi örgütlerinden İsrail yanlısı AIPAC'in önayak olmasıyla yürütülen kampanyaya 47 milletvekili destek verdi. Ve hem Dışişleri Bakanı John Kerry hem de Hazine Bakanı Jack Lew'a gönderilen bir mektupta “Sizden Halkbank'ın İran'a altın transfer edilmesindeki işlemlerini ele almanızı istiyoruz” denildi.
ETKİLİ İSİMLER VAR
Aynı zamanda Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi üyesi olan, Cumhuriyetçi South Carolina Milletvekili Jeff Duncan'ın liderlik ettiği ve Cumhuriyetçilerin önde gelen isimlerinden eski Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Ileana Ros-Lehtinen, Cumhuriyetçilerin 2012 başkan aday adaylarından Michele Bachmann ve eski İç Güvenli Komitesi Başkanı Peter King gibi isimlerin destek verdiği mektupta şöyle denildi: “Bu mektubu, İran'a uygulanan yaptırımları desteklemek ve terörist örgütlerin fonlanmasını engellemek için Türk önlemlerinin etkinliği hakkında bilgi istemek için yazıyoruz. Yönetimin, Türk Hükümeti ve Türk bankalarını İran'ın nükleer silaha kavuşmasını önlemek için işbirliğine ikna çabalarındaki rolünü biliyoruz. Ancak İran yasadışı nükleer programını devam ettiriyor ve biz Türkiye ile İran arasındaki son gelişmelerden giderek artan şekilde endişe duyuyoruz.”
HALKBANK'I KULLANIYORLAR
Türkiye'nin genişleyen ekonomisi, gittikçe büyüyen bir şekilde doğalgaz ve petrol gerektirdiğine dikkat çekilen mektupta şunlar kaydedildi: “Mart 2012'de Türkiye İran'dan alımlarını yüzde 10-20 oranında azaltacağını açıkladı ve böylece 11 Haziran 2012'de, 7 Aralık 2012'de ilave alım azaltmasıyla yenilenen bir yaptırım istisnası edindi. Ancak anlıyoruz ki, Türkiye İran'dan petrol ve doğalgaz alımını azaltırken, devlet bankası Halkbank, yaptırımların aşılması için kullanılıyor. İran'ın uluslararası yaptırımları delmek için beş yurtdışı bürosu ve Tahran'da da bir temsilciliği olan Halkbank'a yatırdığı mevduat üzerinden altını kullandığı yönündeki endişenizde size katılıyoruz.”
ÇAĞLAYAN'IN AÇIKLAMASI
Mektupta şu ifadelere yer verildi: Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın en son ‘Türk devlet bankası Halkbank İran'la mevcut işlemlerine devam edecek' yönündeki açıklaması, Halkbank'ın yasadışı nükleer programında İran'a yardım ettiği kaygısı için bir sebep oluşturdu. Bu Halkbank'ın uluslararası yaptırım altındaki rejimlere yardım etme konusundaki geçmişi nedeniyle büyük oranda rahatsız edici. 1990-2003 arası da, Halkbank Irak tarafından uluslararası yaptırımları aşıp petrol karşılığı endüstriyel ekipman, hammadde, iletişim ve ulaştırma aracı, bina malzemesi edinmek için kullanıldı. Bu gelişmelerin ışığında, sizden Halkbank'ın İran'a altın transfer edilmesindeki işlemlerini ele almanızı istiyoruz. Bu yılın Temmuz ayında yürürlüğe girecek düzenlemelerin, Halkbank ve onun Amerikan hissedarlarını nasıl etkileyeceği konusunda sizden bir açıklama istiyoruz.”
HAMAS VURGUSU YAPILDI
Mektubun geri kalanında, TOBB'un yaptığı açıklamaya göre Türkiye'de kurulan İran sermayeli şirketlerin sayısı verilerek, bunların İran'ın nükleer programıyla ilişkili şirketler olup olmadığı ve Türkiye'nin bu şirketlerin faaliyetleri konusunda ne tür önlemler aldığı soruldu. Ayrıca Türkiye'nin Hamas'la kurduğu ilişkinin endişe yarattığı belirtilerek, Türkiye'nin Hamas'a sağladığı maddi destekten duyulan kaygı vurgulandı. Son olarak Türkiye'nin terör finansmanını önleme konusunda gerekli yasal düzenlemeleri halen tamamlamadığı ve bu alanda çalışan Financial Action Task Force'un raporunda, Türkiye'nin para aklama ve terör finansmanındaki açıklar gibi konularda Yemen ve Küba ile aynı klasmanda olduğu ifade edildi.
HÜRRİYET'e bilgi veren kaynaklar, AIPAC mektubunun, Türkiye'nin Amerikan Kongresi'nde yaşayacağı zorlukların habercisi olduğunu belirtti. Bu çabaların, Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu Temsilciler Meclisi'nde görüşülmesi mümkün olmayan Ermeni Soykırımı iddialarının yerini alacağı ve Ermeni ve Rum lobilerinin desteğiyle Türkiye'nin ABD ile serbest ticaret anlaşması görüşmesine karşı kampanyaya dönüşeceği belirtiliyor. Serbest ticaret anlaşması, Mayıs'ta Washington'da ABD Başkanı Obama ile buluşacak Başbakan Erdoğan'ın önemli gündem maddelerinden biri olacak. Ermeni ve Rumlar, Obama'ya bağlı ‘Çar' lakaplı ABD Ticaret Temsilcisi Demetrios Marantis'e mektup göndererek “Kıbrıs'ta işgale son vermeden, Ermenistan'a ambargoyu kaldırmadan ABD ve Türkiye arasında bu anlaşma yapılamaz” demişti.