O imzalar şeklen atıldı

Gümrük ve Ticaret Bakanı Yazıcı, 2004 MGK kararlarının imzalandığı dönem ağır bir vesayet ikliminin olduğunu hatırlattı. Kararların asla uygulanmadığını söyleyen Yazıcı, “Ev yıkılmasın diye bazı işlemleri şeklen yapabilirsiniz” dedi.

O imzalar şeklen atıldı

MUHTIRALARIN VERİLDİĞİ, CUMHURBAŞKANININ SEÇİLEMEDİĞİ BİR DÖNEMDİ

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, MGK belgeleri sonrası başlayan tartışmaya ilişkin, “Biz kimseyle savaşmıyoruz, kucaklayıcıyız” dedi. MGK belgelerine imza attıkları için eleştirilmelerinin haksızlık olduğunu söyleyen Yazıcı, “Her düzenlemenin bir takvimi vardır. ‘Ev yıkılacak kardeşim dışarı çıkalım, yok çıkma’, elin kolun mahkum buna imza atacaksın. Şimdi evi tahkim ediyoruz çıkmıyoruz artık. Bazı şeyleri korumak, daha büyük zarar gelmesini önlemek için bazı işlemleri şeklen olarak yapabilirsiniz” diye konuştu.

Eski bürokrat alışkanlıkları

Yazıcı, bazı belgelerde Başbakanlık Takip Kurulu’nun kurbanda danaya girildi diye fişlendiğinin hatırlatılması üzerine de, “Orada bürokratlar alışkanlıklarını sürdürmüşler, önüne gelen rutin evrakı rutin olarak doldurmuştur. Siyasi sorumluluk taşıyan insanlar bakmamış, rutin gelmiş gitmiş.  Bunlar nedir diye sorgulandı. Sonra ortadan kalktı” dedi.

‘Birlikte namaz kıldık’

Yazıcı, o dönem bazı dini cemaatlerin irticai unsurlar olarak nitelendirildiğini hatırlatarak “Altına bakıyorsunuz, normal birlikte camide namaz kıldığın, mevlüt dinlediğin, oruç tuttuğun beraber yürdüğün adamlar yani adam kümeleri anlatıyor, ya bu nedir kardeşim, bu irtica ise biz buna karşıyız irtica değil, irtica başka bir şeyse tanımını da yapalım” ifadelerini kulandı.

O dönemi unutmamak lazım

Eleştiriye karşı olmadıklarını ancak yapılan eleştirilerin izan sınırını geçtiğini söyleyen Yazıcı, “Eleştiriler suçlama aracına dönüştürüldü. Biz bunu izah ederiz. Ama ötesinde ihanet belgesine dönüştürmek, sanki onları isteyerek imzalayıp icra planına koyup, o kesimleri taciz edici bir uygulama sürecini gizli gizli yürüten bir kadro olarak değerlendirilmesi haksızlık. O günün koşullarını düşünmek lazım. 2007 de cumhurbaşkanı seçemedik. 367 olayı var. Bugün herkes konuşur. Bu kazanımları kim sağladı? Bu kadroya çıkıp o gün orada niye imzan var demek haklı bir davranış mı” diye sordu.

Kapatma davasında sözlerim delil sayıldı

Yazıcı, kendisinin Leyla Şahin davasına ilişkin sözlerinin kapatma davasında delil olarak gösterildiğini, yine ramazan çadırının üzerindeki yazının bile delil sayıldığı bir dönemden söz edildiğini hatırlattı. Yazıcı, “Bunu kapatma davasında kullandılar. Hafızai beşer nisyan ile maluldü. Hafızamızı silersek belleği siler bugün düz mantıkla bakarız. Temelin bakışı gibi olur” yorumunu yaptı.

Yazıcı, gizli belgelerin yayınlanmasının yargılamaya konu olup olmayacağı konusun incelenmesi gerektiğini belirterek, MGK kararlarının internet teknolojisinin kolaylığı ve insan unsuruyla sızmış olabileceğini vurguladı. Yazıcı, “İnternet teknolojisi gelişti gizlilik bozuldu. Hukukla kendimizi koruyacak güvenlik teknolojilerini sağlamalıyız. Nereden çıkarsa çıksın insansız hiçbirşey olmaz” dedi.