Kıdem tazminatında önemli gelişme

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, "Kıdem tazminatının kalkması gibi bir durum söz konusu değil. Kıdem tazminatı şu anda, birçok anlamda geçerliliğini yitirmiş durumda. Çünkü birçok yerde mağduriyet var" dedi.

Kıdem tazminatında önemli gelişme

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, TGRT Haber'de yayınlanan Ankara'nın Gündemi programında gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Muharrem ayı ile ilgili değerlendirmede bulunan Çelik, "Muharrem ayı bizim inancımız gereği bir nevi matem ayıdır. Çünkü Muharrem, peygamberimizin torunu Hz. Hüseyin'in şehit edildiği bir ay. Muharrem, Kerbela hadisesinin yaşandığı bir aydır. Dolayısıyla Muharrem ayı hepimizindir. Bütün Müslümanlar'ın ayıdır Muharrem ayı. Her çeşidi içinde barındıran ‘Aşure' ayıdır Muharrem ayı. Farklılıkları bir tatta lezzete dönüştüren Aşure ayı, aynı zamanda bizim farklılıklarımızın güzelliğe dönüşmesini öğütler. Dolayısıyla Muharrem hepimizin, aşure hepimizindir. Biz aşırılıklarda değil, aşurede buluşmalıyız. Birlikteliğimiz aşırı değil, aşuredir. Dolayısıyla burada Alevi'si, Sünni'si, Şii'si yok" ifadesini kullandı.

"CEMEVLERİ SORUNUNU ÇÖZMEMİZ GEREKİYOR"

Cemevlerinin hukuki statüye kavuşturulması için çalışmaların yapıldığını kaydeden Bakan Çelik, "Cem Evleriyle ilgili fiili bir konu var. Fiili bir durumun hukuki bir statüye kavuşturulması isteniyor. Bence bunu çözmemiz gerekiyor. Başbakan yardımcımız Bekir Bey bundan sorumlu şu anda. Başbakanımız, ‘En çok Cem Evi bizim dönemimizde açıldı' dedi. Bu konular yılların konuları. Cumhuriyet döneminde devlet ile Aleviler bir araya hiç gelememiş. Şimdi ilk kez bu hükümet döneminde aleviler ile devlet oturdu, çeşitli konuları gözden geçirdi. Bu gelişmeler önemli gelişmelerdir. Ben, Başbakan Yardımcımız Bekir Bey'in başkanlığında, kısa bir süre içerisinde bu konularla ilgili çözüm de ortaya çıkmış olacağına inanıyorum" şeklinde konuştu.

Programda çalışma hayatıyla ilgili çeşitli sorunlar hakkında açıklamalar yapan Çelik, "Çok önemli konular taraflarla görüşülerek çözüme kavuşturuldu. Kimse endüstriyel ilişkilerimizi düzenleyen Sendika Yasası'nı konuşmuyor. Çünkü bu yasa için aylarca, yıllarca uğraştık. İş Sağlığı Güvenliği Yasası, Türkiye'nin sahip olmadığı bir yasaydı. Bu düzenleme de yürürlükte şimdi. Kamu görevlerine toplu sözleşme hakkı getirdik. Bu hak, uzun yıllar toplu görüşme şeklindeydi. Bunlar Türkiye'nin demokratikleşmesi konusunda, 12 Eylül yasalarından arınması konusunda, çalışma hayatında attığımız önemli adımlar. Çalışma hayatı dinamik bir hayattır. Sürekli yeni yeni konularla, yeni yeni sorunlarla karşılaşırsınız" diye konuştu.