Hastaların mağduriyet yaşamaması için yurtdışından ilaç getiren firma sayısı artırıldı.
Bugüne kadar Türk Eczacıları Birliği (TEB) kanalıyla getirilen ilaçları artık başvuru yapan firmalar da getirtebilecek. Yeni uygulama ile yurtdışından getirilen ilaçlarda rekabetin yaşanacağı ve devletin ilaç getiren aracı kurumlara ödeyeceği paranın azalacağı belirtiliyor. İhtiyacı olan hastalar için yurtdışından yılda 600 milyon liralık ilaç getiriliyor. Türk Eczacıları Birliği (TEB) kanalıyla getirilen bu ilaçlar, artık başvuru yapan firmalar tarafından da temin edilecek. Yeni uygulamanın, beraberinde rekabeti de getireceği, böylece devletin aracı kurumlara ödeyeceği paranın düşeceği belirtiliyor. Bu süreçte Sağlık Bakanlığı'na bir firmanın başvuru yaptığı ve çalışmalara başladığı ifade ediliyor. Mevcut durumda TEB, yurtdışından 293 farklı kalemde ilaç getiriyor. Bu ilaçlar Türkiye'de ya bulunmuyor ya da ruhsat almamış kalemlerden oluşuyor. Özellikle kanser hastaları, bu ilaçlar sayesinde mağduriyet yaşamıyor. Hali hazırda Türk Eczacıları Birliği yurtdışında 293 farklı kalemde ilaç getiriyor. Getirilen ilaçlar ise Türkiye'de ya bulunmuyor ya da ruhsat almamış ilaçlardan oluşuyor. Özellikle kanser hastaları bu ilaçlar sayesinde mağduriyet yaşamıyor. SGK ile Türk Eczacılar Birliği arasında yurtdışında ilaç temini ile ilgili protokol 2007 yılında imzalanmıştı. Protokol her yıl otomatik olarak yenileniyor. İlk seneler yurtdışından getirilen ilaçların fiyatı makul seviyelerdeyken ve devlet bütçesine fazla yük getirmezken, ilerleyen yıllarda ciddi bir artış yaşandı. Devlet, vatandaş için yurtdışından 2011 yılında 200 milyon liralık ilacı getirirken bu 2012'de 400 milyon lirayı geçti. 2013'ün ilk 6 ayında gelen ilaçlar hesaplandığında yıl sonuna kadar bu rakamın 600 milyon lirayı bulacağı ifade ediliyor. Şu ana kadar yurtdışında bu ilaçları getiren tek kurum olan Türk Eczacıları Birliği, getirdiği ürünlerden yüzde 10 işletme gideri alıyor.
Şu ana kadar yurtdışı ilaç konusunda tek tedarikçi Eczacılar Birliği'ydi. Fakat yapılan son düzenleme ile Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış bir kamu kurumu ya da özel firmada ilaçları getirtebilecek. Bu durum rekabet ortamının sağlanmasına ve devletin tasarruf yapmasına imkan tanıyacağı şeklinde yorumlanıyor. Daha önce kamu şirketi PTT'nin yurtdışından ilaç getirme işini yapabileceği üzerinde duruluyordu. Ancak bu plan gerçekleşmemişti. Fakat daha sonra özel şirketlerin de gerekli şartları sağlaması halinde bunu yapabileceği karara bağlandı. Şu ana kadar Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile protokol imzalayan bir şirketin gerekli izinleri aldığı ifade ediliyor.
İthal ilaç ya da yurtdışından getirilen ilaç nedir?
Yurtdışında ilaç getirecek firmalar önce Sağlık Bakanlığı'nca yetkilendiriliyor. Sonra SGK ile protokol imzalıyor. İthal ilacın amacı ise hastaların tedavisi için hekim tarafından gerekli görülerek reçeteye yazılan, ancak Türkiye'de henüz ruhsatlı olmayan veya ruhsatlı olduğu halde çeşitli sebeplerle üretimi veya satışı yapılmayan ilaçların Türkiye'ye getirilmesi.
Bunların bir çoğu Türkiye'deki ilaçlara göre daha yüksek fiyatlı. Sebebi ise seri satışının yapılmıyor olması. Vatandaşın mağduriyet yaşamaması SGK ile TEB arasında yurtdışında ilaç temini ile ilgili protokol 2007 yılında imzalandı. Getirilen ilaçlar içinde kanser ve tedavi masrafı yüksek hastalıkların ilaçları bulunuyor. Getirilen ilaçlar arasında fiyatı 10 bin Euro'yu bulan ilaçlarda mevcut.
'Reçeteye etken madde adı ile ilaç yazılsın'
Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı eczacı Nurten Saydan, hastayı iyileştiren ilacın ticari ismi değil, etken maddesi olduğunu belirtti. Son zamanlarda bazı hekimlerin, reçetelerde yazan ilaçların yerine eczacılar tarafından verilen eşdeğerlerinin kullanılmamasını istedikleri yolunda şikayetlerin gündeme geldiğini ifade eden Saydan, hekimlerin reçetelerine firma adı ile değil, etken madde adı ile ilaç yazması için çağrıda bulundu. Saydan, etken madde ile yazılan reçeteden tasarruf sağlanacağını belirtti.
Nurten Saydan, eşdeğer ilaçların orijinalleriyle aynı etkiyi sağlamadığı yönündeki söylemlerin hiçbir bilimsel dayanağının olmadığını vurgulayarak, bir firmanın orijinal ilacı ile diğer bir firmanın eşdeğer ilacının aynı tedaviyi sağladığını belirtti.
Saydan, "Sağlık sektörünün en önemli halkalarından biri ilaçtır. Eşdeğer ve referans ilaçlar, ilaç endüstrisinin vazgeçilemez iki koludur. Reçetelere ilaç yazılırken ticari marka isimlerinin değil, etken maddesinin yazılması gerekmektedir. Çünkü, ilacın etkisi ticari isminden değil, etken maddesinden gelmektedir. Birçok ülkede reçeteler hekimler tarafından hem etik olması, hem de ticari reklam yapılmaması amacı ile etken madde olarak reçetelendirilmektedir." dedi.
Saydan, reçetelere ilaçların ticari ismi yerine etken maddesinin yazılmasının faydalarını şöyle sıraladı: "İlaç firmalarının, hekimler üzerindeki yanlış uygulamaları son bulacaktır. Hekimler reçete yazarlarken ticari isme bağlı kalmayacak ve etik çalışma imkânı bulacaklardır. İlaç firmalarının promosyon vb. çalışmaları çok azalacağı için gereksiz ilaç yazılımı ve tüketimi azalacaktır. Yerli ilaç sanayiinin dışa bağımlılığı azalacak ve yerli ilaç sanayiine destek olunacaktır." TEIS Genel Başkanı eczacı Saydan, reçetelerin etken madde ile yazılmasının ülke için yerli ilaç politikası oluşturacağını ve ilaç için bütçeden dış ülkelere akan paranın azalacağını vurguladı.