Elektronik perakende sektöründe rekabet etmekte zorlanan yabancı elektronik zincirleri Türkiye'den birer birer çekilme kararı almaya başladı.
İngiliz Electro World'un Türkiye'deki mağazalarını Bimeks'e satmasının ardından sektör yetkilileri birleşme ve satın almaların önümüzdeki dönemde de devam edeceğini belirtiyor.
Yabancı zincirlerin birer birer Türkiye pazarından çıkmalarıyla ilgili soruları yanıtlayan Gold Teknoloji Marketleri Pazarlama Müdürü Kılınç Orhan Erdemir, yabancı şirketlerin Türkiye'deki 4 yerli teknoloji perakendecisini küçümseyerek pazara girdiğini belirterek, "2014 yılında tek bir yabancı perakendecinin Türkiye'de kalacağını, 2015 yılında ise onun da gideceğini düşünüyorum" dedi.
Söz konusu şirketlerin pazar lideri oldukları ülkelerdeki stratejilerine ve marka bilinirliklerine güvenerek yerli şirketlerin kolay lokma olacağını düşündüklerini aktaran Erdemir, bu şirketkerin ABD, Almanya ya da İngiltere'deki en büyük teknoloji perakende markası olmalarının Türkiye pazarını önlerine gümüş tepsiyle getireceğini sandıklarını dile getirdi.
Ancak yoğun ve sürekli fiyat rekabetinin bu şirketler için hiç beklemedikleri bir durum olduğunu kaydeden Erdemir, sözlerine şöyle devam etti:
"Yerli şirketler karlarını minimize etmeyi göz önünde bulundurarak bu savaşı iyi yürütüyor diye düşünüyorum. Yasal düzenleme açısından da yabancı perakendeciler aslında ilk başta bizden daha avantajlılardı. Çünkü 5 yıllık bir vergi avantajları vardı. İlk yıllar hem yurtdışından desteklerle, hem de bu vergi avantajını kar bilerek operasyonlarını yürüttüler. Ancak Türkiye'deki vergi avantajı sürelerinin dolmasıyla birlikte zararlar ortaya çıkmaya başladı. Bu da yurtdışındaki merkezlerini rahatsız etti. Avrupa'daki ekonomik durgunluk da üstüne eklenince, Türkiye'deki zararın sübvanse edilmesi ya da uzun vadeli hedefler için göz ardı edilmesi sona erdi.
Öte yandan 3 bin-4 bin metrekarelik 'Big Box' denen büyük mağaza konsepti de yabancılara yaramadı. Mağazacılıkta çekim noktası olamıyorsanız, çekim noktası olan AVM'lerde yer almanız gerekir. Çoğunluğu AVM'lerde olan bu büyük mağazalar Türkiye'deki tüketiciler için ağırlıklı olarak gezip vakit geçirme yeri olarak kullanılıyor. Biz genellikle alışverişini hafta sonu yapan bir toplumuz. Bunun sonucunda hafta içi ciroları düşük kalıyor ve yüksek kira maliyetlerini de göz önüne alınca zarar gittikçe büyüyor. Bir yabancı perakendecinin geçen yıl 9 milyon sterlin (yaklaşık 30 milyon lira) zarar beyan etmesi, ne büyük acılar çektiklerinin en büyük göstergesi oluyor. Doğal olarak Türkiye operasyonlarında havlu atıyorlar."
"Türk şirketleri satın alma operasyonlarında yabancılara göre çok daha esnek"
Kılınç Orhan Erdemir, yerli teknoloji perakendecilerinin toplumun alışveriş alışkanlıklarını, teknolojiye olan ilgisini ve Türkiye'de mağazacılık yapmanın dinamiklerini çok daha iyi tahlil edebilmesinden dolayı yabancılara karşı büyük başarı elde ettiğini söyledi.
Türkler'in Avrupa veya Amerika toplumlarından bazı noktalarda farklı satın alma davranışları gösteren bir toplum olduğunu aktaran Erdemir, "Kampanyalarımızı, pazarlama iletişimimizi, mağaza kuruluş fizibilitelerimizi ve yönetimimizi bunu dikkate alarak şekillendirmemizin başarımızda etkili olduğunu söyleyebilirim" dedi.
Bunun yanı sıra Türk şirketlerinin satın alma operasyonlarında yabancılara göre çok daha esnek olabildiklerini vurgulayan Erdemir, bunun da maliyetleri düşürüp daha uygun fiyatlar sunabilmelerini sağladıklarını dile getirdi.
2014 yılında tek bir yabancı perakendecinin Türkiye'de kalacağını, 2015 yılında ise onun da gideceğini düşündüğünü belirten Erdemir, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şu bir gerçek ki 2014 yılında sektördeki yabancılar satın almalarla gidiyor olsalar bile ciddi zararda olan bazı lokasyonlardaki verimsiz mağazalar kapanacaktır. Hatta bazı franchise mağazalar farklı markalara bile kayabilir. Bunun sonucunda toplamda 900 milyon liralık bir pazar payının büyük bölümünü yerli firmalar paylaşacaktır. Bu durum cirosal açıdan yerlileri büyütürken, kalan tek yabancının pazar payını daha da kaybetmesini hızlandıracaktır. Ancak sonuçta sektörde ayakta kalmayı belirleyen esas unsur mağaza sayısı değil karlılık ve verimliliktir. Zaten zarar eden yabancıların mağazalarını almanın büyük mali yükleri olacağı da aşikar. Bu açıdan satın alan şirketler için, bu zararı nasıl toparlayıp bu mağazaları kara geçirebilecekleri konusu önemli bir gündem oluşturuyor."
"Perakende sektöründe başarının sırrı tüketicilerle buluşma anlayışı"
TeknoSA Genel Müdürü Necil Oyman da Türkiye'nin teknoloji perakendeciliğinde dünyada rekabetin en yoğun yaşandığı ülkelerin başında geldiğini vurgulayarak 6 yerli ve yabancı markanın Türkiye'de bu alanda faaliyet gösterdiğini anımsattı.
Diğer ülkelerde bu rakamın 2 veya 3'ü geçmediği bilgisini veren Oyman, şunları kaydetti:
"Türkiye pazarındaki tüketim potansiyeli, Türkiye'nin çevre ülkeler üzerindeki rolü ve ekonomik büyümesi özellikle yabancı markaların iştahını kabartıyor. TeknoSA olarak, pazarda rekabetin bu şekilde devam etmeyeceğini, konsolidasyon ve satın almaların yaşanacağını öngörmüştük. Keza, yabancı oyuncular bir bir pazardan çıkmaya başladılar. 2007 yılında Alman elektronik perakendecisi Electronic Partners'ın Türkiye'deki mağazalarını, 2011 yılında ise Best Buy'ın Türkiye operasyonunu satın aldık. Sektördeki birleşme ve satın almaların önümüzdeki dönemde de devam edeceğini düşünüyoruz."