AK Parti'nin son iki yılda demokratikleşme adına gerçekleştirdiklerini tek tek sıralayan Abdulkadir Selvi'den Fethullah Gülen'e canlı yayında bir soru sordu.
Kanal 24'e konuşan Abdülkadir Selvi Gülen hareketinin cemaat yapısından farklı olduğunu söyledi. Fethullah Gülen'in verdiği röportajda son iki yılda demokratikleşme adımlarından vazgeçtiği ifadesi yer alması üzerine Selvi, AK Parti'nin son iki yılda yaptığı demokratikleşme adımlarına dikkat çekti.
İşte Selvi'nin önemli açıklamalarından bazıları:
"BUNLAR GÜLEN İÇİN BİR ANLAM İFADE EDİYOR MU BİLMİYORUM?"
"Başbakan'a bu soruyu sorduğumuz gün, yani Brüksel'de olduğumuz gün, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin WSJ'de bir röportajı çıkmıştı. O röportajda şunu söylüyor; biz ilişkilerimiz, yani AK Parti hükümeti son 2 yıldır demokratikleşme hedeflerinden vazgeçtiği için biz zaten buradan ayrıldık diyor. Baktım aslında demokratikleşme hedefi olarak neyi kast ediyor bilmiyorum ama bu iki yıl içerisinde AK Parti demokratikleşme adı altında YAŞ mağdurlarının haklarını iade etmiş, onure etmiş, bunları eski rütbelerinden göreve başlatmış. Başörtülü oldukları için okuldan atılan öğretmenleri getirmiş ve bu ay içerisinde onların atamaları yapıldı. Kamuda başörtüsünü serbest bırakmış. Zaten üniversitelerde çözmüş. Merve Kavakçı'nın başörtülü olduğu için yemin ettirilmediği, linç edildiği bir mecliste başörtülü milletvekillerinin girmesi dönemi açılmış. Bunlar hocaefendi açısından demokratikleşme yönünde bir anlam ifade ediyor mu onu bilmiyorum. Ama bizim açımızdan çok büyük bir anlam ifade ediyor. 28 Şubat'ın en önemli simgelerinden birisi EMASYA protokolü iptal edilmiş.
"GÜLEN HAREKETİ CEMAAT YAPISININ DIŞINDA BİR HAREKET"
"Fethullah Gülen'in internete sızan konuşmasına baktığımızda klasik iman Kuran hizmetlerini yürüten bir cemaat yapılanmasından ziyade, BDDK'da, Gelir İdaresi'nde adamları olan, rafineri dağıtan, bankasını kurtarmaya çalışan, Sayın Cumhurbaşkanı'na yazdığı sufnâme denilen mektupta bürokrat kıyımının durdurulmasını isteyen, yani bürokraside varlığı olan bir yapı ortaya çıkıyor. Yani bizim bildiğimiz normal klasik cemaat yapılanmasının çok dışında olan bir şey. O nedenle bankası olan, gelir vergi elemanlar olan, savcısı olan, polisi olan, BDDK'da elemanları olan, yargılayan, suç ihdas eden, cezalandıran, hapsi cezası verdiren bir yapılanma.
Bu yapılanmayı paralel devlet olarak nitelendirmezseniz, başka nasıl isimlendireceksiniz anlamak mümkün değil. Herhalde bu yapılanma İmam-ı Azam'ın hizmet düsturu ile, İmam-ı Rabbani'nin hizmet düsturuyla, İmam-ı Gazali ile, ya da Mevlana'nın hizmet şekli ile, Bediüzzaman Said Nursi'nin hizmet hareketiyle hiç bağdaşmayan bir hareket. O zaman onlara başka bir şey demek lazım, buna farklı bir şey söylemek lazım."