Erdoğan: Yerli otomobili artık yapalım

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 3. Sanayi Şurası'nda yaptığı konuşmada, "11 yılda her alanda çok büyük reformları gerçekleştridik. Ekonomiyi 3 kattan fazla büyüttük."

Erdoğan: Yerli otomobili artık yapalım

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı 3. Sanayi Şurası'nda yerli otomobil konusundaki çağrısını yineledi. Erdoğan, "Yerli otomotivi unutmuyorum. Bunu tekrar hatırlatıyorum. Özellikle sanayicilerimiz artık bu kararı vermelidir. En azından nasıl ki insansız hava araçlarımızı üretmeye başladık, ATAK helikopteri üretir hale geldik  bundan çok daha rahat olan yerli otomobilimizi de artık kendimiz üretmeliyiz." dedi.
   
Erdoğan, ATO Congressium'da katıldığı programın başında "Taklit ve takip edenlerin kaderi hiç şüphesiz önde değil, geride olmaktır. Sistemi takip ve taklit üzerine kurmuş hiçbir ekonomi öncü olamaz lider olamaz. Taklit durgunluğa, rehavete, tembelliğe özellikle mazeret aramaktır. Bu devlet geleneklerimizde idareyi maslahat gibi derin ve anlamlı kavramla anlatılıyor. Mevcuda razı olmak belli seviyede devleti ayakta tutabilir. Ama çürüme, gerileme içten içe yanıp yok olmayı getirir. 16 devlet kurmakla övünürüz ama bir başka açıdan bu ifade 15 devletin yıkılmasını anlatır. 15 devletin yıkılmasının ana nedenlerinin biri hiç kuşkusuz idareyi maslahat anlayışıdır. İdareyi maslahat yapan, durumu idare eden kendisini yenilemekten aciz kalan her bir devlet er ya da geç tarih sahnesinden silinmeye mahkûmdur." dedi. 
   
Erdoğan, "Duraklamak, rehavete kapılmak, idareyi maslahatla yetinmek gibi bir seçeneğimiz asla olamaz. Özellikle müdahale dönemlerinde Türkiye'nin ödediği ağır faturayı hepimiz yaşıyoruz. Her müdahale Türkiye'nin ekonomi, sanayi, istihdamına darbe vurmuş, vatandaşın emeğini ve ekmeğini hedef almış onlardan büyük parçalar koparmıştır. Milletin o ana kadar birikmiş zenginliği müdahalelerle sıfır seviyesine düşmüştür. Bunu artık yaşamaya milletimizin, yaşatılmasına tahammülümüz olamaz. Türkiye'nin durmaya duraklamaya tahammülü yok. Yere sağlam basacağız dikkatle disiplinli gideceğiz hedeflerimize ulaşacağız. Hep birlikte bu istikrar sahip çıkacak kazanımları muhafaza edecek, üzerine yenilerini ilave edeceğiz." şeklinde konuştu.

"HERKES KAZANACAK"
İstikrarı muhafaza etmenin tek başına hükümetin vazifesi olmadığını belirten Erdoğan, "Demokrasiyi muhafaza etmek, standartlarını daha ileri seviyelere taşımak ülkenin kronik meselelerine tek başına iktidarın Meclis'in siyasetçilerin görevi değildir. Çözüm sürecini adını verdiğimiz yeni dönemi yaşıyoruz. İktidara geldiğimiz andan itibaren11 yıl boyunca süreci ilmek ilmek dokumaya çalışıyoruz. 11 yıl boyunca hep yalnız bırakıldık. Sadece siyaseti değil, sivil toplumu, iş dünyasını, üniversiteleri, medyayı da gerektiği kadar yanımızda göremedik. Hiç kimsenin hakkını yemek niyetinde değiliz. 30 yıldır olduğu gibi 11 yılda da sürece katsı sunmuş herkese desteğini verenleri şükranlarımı sunuyorum. Bu katkı daha güçlü yanımızda olsaydı Türkiye son 1 yıldır yaşadığı bu güzel tabloyu çok daha erken yaşamaya başlardı. Mesele sadece terör meselesi olmadığını hepimiz biliyoruz.  Meselinin siyasi diplomatik sosyolojik en çok da ekonomik boyutu var. Mesele daha erken çözülebilseydi ekonomi 4 kat değil 5  kat büyüyecekti. Yatırımlar 5 kat değil, 15 kat artacak. Bu mesele tam olarak çözüldüğünde ben olmayacağım. Kazanan biz olacağız. Kazanan AK Parti veya belli kesim değil, 76 milyonun istisnasız hepsi kazanacak. Türk de Kürt de Arap da, Roman da, Çerkez de, Sünni de Alevi de kazanacak. Mahallenin bakkalı, simitçi yatırımcı ihracatçı da kazanacak. Bu mesele 76 milyonun meselesidir kazanan da 76 milyonun tamamı olacak." ifadelerini kullandı.
   
Konuşmasında çözüm sürecine de değinen Erdoğan, "Şunu açık açık ifade ediyorum eskilerin yaptığı gibi çözüm meselesinde idareyi maslahatı tercih edebilirdik. Böyle gelmiş böyle gider diyebilirdik.  Çözümsüzlüğü çözüm diye yansıtabilirdik. Hiç elimizi taşın altına koymayabilirdik. Hiç risk almayabilirdik. Ama o zaman bu ekonomiyi 3 kat büyütemezdik o zaman bu ihracatı 152,5 milyar dolara çıkaramazdık. Bu Faizleri yüzde 63'ten alıp tek hanelere çekemezdik. IMF'den 23 milyar dolar borç alıp bunun tamamını ödeyip IMF'ye kredi açan ülke konumuna gelemezdik. 27,5 milyar dolar olarak devraldığımız Merkez Bankası döviz rezervi bugün 134 milyar dolara çıkaramazdık. Herhalde bu bir irade bu durup dururken olmadı. Öyle olsaydı bizden önce gelenler de hallederdi. Acaba bunu onlar niye halletmediler. Bu soruyu herhalde siz değerli ihracatçı sanayici arkadaşlarım sorması lazım. Türkiye'yi büyütemez itibarını artıramaz lider ülke olma konumunda kararlı adımlarla ilerliyor olamazdık. En önemlisi milletin önüne çıkamaz milletin yüzüne bakamaz hatta aynaya dahi bakamazdık. Hamdolsun bugün gönül rahatlığıyla çıkıyor milletimizin önünde başımız dik hesabımızı verebiliyor muhasebemizi yapabiliyoruz. İçeride de dışarıda da risk almaya reform yapmaya cesur davranmaya devam edeceğiz. Milletimiz teveccühüyle hedeflerimize doğru ilerlemeye devam edeceğiz." diye kaydetti.

YENİ ÇALIŞMALAR VAR, KIZILÖTESİ NAVİGASYON GİBİ

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yol menzilden daha önemlidir. Menzile ulaşmak Allah'ın takdiridir. Bize düşen menzile ulaşmak değil o yolda kararlı şekilde sapmadan ilerlemektir. Bu yolda kararlılıkla yürümeye devam edecek, Allah takdirederse neticeye menzile de hep birlikte ulaşacağız. Türkiye yatırım üretim ve ihracat artıyor. Ancak bu artışın nicelik sahasına olduğu kadar nitelik sahasına da yansıması gerekiyor. 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat rakamına ulaşacaksak bunu daha fazla üreterek değil daha yüksek katma değerli üretim yaparak sağlayabiliriz. Eğer ilk 10u hedefliyorsak, bunu taklitçi olarak değil bilgiyi de kendimiz üreterek başaracağız. Bizim artık sanayide temel hedefimiz araştırma geliştirme innovasyon tasarım markalaşma üniversite sanayi işbirliğigibi konulardır. Türkiye'de bilgi üretimini yaygınlaşması ve üretilen bilginin ticarileşmesi için yeni bir yapılanmaya ihtiyaç var. İşte biz bu ihtiyacı gördüğümüz için eski Sanayi Bakanlığı'nı Bilim Sanayi Ve Teknoloji Bakanlığına dönüştürdük ve ismiyle müsemma bir bakanlık teşkilatı oluşturduk. Esasen büyüyen gelişen kalkınan Türkiye vizyon katacak süreci koordine edecek bir yapı teşkil ediyor. Türkiye son 11 yıl içinde kendi savaş gemisini tankını insansız hava aracını uydusunu yapabilen bir ülke haline geldi. Teknoloji geliştirme bölgelerinde üniversitelerimizde ARGE merkezlerimizde çok önemli projeler yürütülüyor. SANTES ve tekno girişim sermayesi desteği gibi programlarla yine TÜBİTAK programlarıyla ülkemizde çok önemli teknoloji çalışmaları gerçekleşiyor. Türkiye ilim insanlarıyla işadamlarıyla genç mühendisleriyle teknikerleriyle uzmanlarıyla çok ilgi çekici konular üzerinde çakışıyor. Dikey iniş ve kalkış yapabilen insansız hava aracı üzerinde çalışmalar yapılıyor. Kanser teşhis ve tedavisinde kullanılan enzim yangın sistemleri için insansız hava araçları üzerinde çalışmalar yapılıyor. Türkiye'nin ilk kızılötesi kamerası, yeni nesil zırhlı araçlar yerli navigasyon gibi projeler üzerinde çalışılıyor. Ürünler getiriliyor. Bilim ve teknoloji alanı sabır gerektiren zaman isteyen bir alan. Bir ağacın meyve vermesi alır ama vermeye başladığında da gerekli bakımı yaparsanız her yıl bol bol meyve verir. Biz de bundan sonra bilim ve teknolojide bol bol meyve alacağımız bir dönemin eşiğindeyiz. Makine ve otomotiv gibi yerleşik sektörleri güçlendirmeye çalışırken ilaç uzay ve bilişim gibi sektörlere de ivme kazandıracak adımlar atıyoruz."

YERLİ RAY

Erdoğan, sanayicilere de şöyle seslendi: "Şu soruyu kendimize sormalıyız. Bugün Türkiye'de bu kadar büyük hızlı tren yatırımları gerçekleşirken bu yatırımları neden bu ülkede hızlı tren vagonu ve rayı üretmek için değerlendirilmiyor. Geçtiğimiz günlerde Karabük üniversitesi ve KARDEMİR arasında KARDEMİR'de uzun ömürlü ray üretimi üniversite sahasında test edilmesi ve TCDD'nin de teknik destek sağlaması konusunda işbirliği kararı alındı. Bu kapsamda Karabük Üniversite'si bünyesinde ilk defa raylı sistemler mühendisliği açıldı. Sadece bu örnek bile Türkiye'de bütün kurumların bir zihniyet devrimi yaşadığını sorunlara çok farklı bir perspektifle yaklaştığımızı geleceğin adımlarını şimdiden attığımızı açıkça gösteriyor. Bu çalışmalarla 2023'e kadar ARGE çalışmalarının milli gelire oranını yüzde 3 ileri teknoloji üretimleri içindeki payını ise yüzde 20ye çıkarmayı hedefliyoruz. Yine 2023 yılında dünya çapında ünlenen tanınan tercih edilen en az 10 küresel marka oluşturmayı hedefliyoruz. Hükümet olarak bugüne kadar sanayicilerimizin önünü açmak için çok önemli adımlar attık atmaya da devam ediyoruz. Sanayicilerimizle el ele vereceğiz doğru adımları doğru zamanda atacağız ve Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaştıracağız. Bir olacağız beraber olacağız ve büyük hedeflerimize inşallah hep birlikte ulaşacağız."

 YERLİ OTOMOBİL

Erdoğan son sözlerini ise yerli otomobile ayırdı: "Ama yerli otomotivi unutmuyorum. Bunu tekrar hatırlatıyorum. Özellikle sanayicilerimiz artık bu kararı vermelidir. En azından nasıl ki insansız hava araçlarımızı üretmeye başladık, ATAK helikopteri üretir hale geldik  bundan çok daha rahat olan yerli otomobilimizi de artık kendimiz üretmeliyiz."

 GAZETECİLERE 3D ARAMA
 Öte yandan program öncesinde gazeteciler, daha önce çok sık kullanılmayan 3D tarayıcılarla arandı. Binanın girişinde kurulan sistemle teknik malzemeler 3D cihazla tarandı. Bu sistem daha önce 30 Ağustos törenlerinde kullanılmıştı.