Enerji imparatorluğu planı Rize'de masaya yatırıldı

MÜSİAD 81.Genel İdare Kurulu'nu, Rize Şubesi'nin ev sahipliğinde gerçekleştirdi.

Enerji imparatorluğu planı Rize'de masaya yatırıldı

Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakan Yardımcısı Hasan Murat Mercan ve MÜSİAD Başkanı Nail Olpak'ın birer konuşma yaptığı toplantıda "Türkiye'nin Enerji İmparatorluğu Stratejisi"nin ayrıntıları ortaya çıktı.

MÜSİAD 81.Genel İdare Kurulu'nu, Rize Şubesi'nin ev sahipliğinde gerçekleştirdi. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakan Yardımcısı Hasan Murat Mercan ve Nail Olpak'ın birer konuşma yaptığı toplantıda Türkiye'nin enerji potansiyeli, bugünkü durumu ve gelecekteki yeri ele alındı. 2023 yılındaki hedeflerin hatırlatıldığı toplantıda Türkiye'nin "Enerji İmparatorluğu olma planı"nın ayrıntıları da gün yüzüne çıktı.

Toplantıya MÜSİAD Genel Başkanı Nail OLPAK, T.C Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakan Yardımcısı Doç.Dr. Hasan Murat MERCAN, Bakan Yardımcısı Danışmanı Muhammet Ahmet TOSUN , TKİ Genel Müdürü Mustafa AKTAŞ,  TKİ Genel Müdür Danışmanı Metin AKTAN, TEİAŞ Genel Müdürü Kemal YILDIR, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Yusuf YAZAR, Yenilenebilir Enerji Daire Başkanı Sabahattin ÖZ, Maden İşleri Genel Müdürü Hamdi YILDIRIM,  MİGEM Enerji Hammadde ve Metalik Daire Başkanı Mehmet TOMBUL,  MTA Genel Müdürü Mehmet ÜZER, Enerji  İşleri Genel Müdürlüğü, Denetim Şube Müdürü Davut KELEŞ, Petrol İşleri Genel Müdürü Selami İNCEDALCI, BOTAŞ Genel Müdür V. Mehmet KONUK, TPAO Genel Müdür V. Besim ŞİŞMAN, TEMSAN Genel Müdürü Hilmi BAŞTÜRK, EPDK Doğalgaz Alım Daire Başkanı İsmail KARAHAN ve  EPDK Elektrik Daire Başkanı Ahmet OCAK katıldı.

Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakan Yardımcısı Hasan Murat Mercan, yaptığı konuşmada Türkiye'nin 2023 hedefinin Dünyanın en büyük ekonomisi arasında yer almak olduğunu, hedefe ulaşmanın yollarının ise ortak çalışmalardan geçtiğini belirtti.

Türkiye'nin enerji yatırımları ile ilgili bilgi veren Mercan "Doğalgazla üretilen elektrik ortalaması yüzde 21 seviyelerinde. Bu yapının doğrusu da budur. Dünyada kömür ile elektrik üretimi yüzde 42 seviyesindeyken bu oran Türkiye'de yüzde 20"ler seviyesinde. HES santrallerinde ise dünya ortalamasının üzerindeyiz. Dünyada elektrik üretiminin yüzde 15'i nükleer santrallerle yapılırken Türkiye'de bu oran yüzde 0" dedi.

Dünyada nükleer enerji üreten tek Müslüman ülkenin Pakistan olduğunu hatırlatan Mercan Türkiye'de yapılacak santrallerin ekonomiye yapacağı etkiyi "3 tane nükleer santral yapmayı planlıyoruz. Bunun iki tanesinin yeri belli, birini Ruslarla, diğerini Japonlarla yapacağız. Üçüncüsünü ise tamamen kendi kaynaklarımızla yapmayı planlıyoruz. O zaman işadamlarımız için yeni bir sektör oluşacak. Yaklaşık 75 Milyar Dolarlık bir sektörden bahsediyoruz. Türkiye'de çok ciddi yeni bir sektör ortaya çıkacak" diyerek anlattı.

Dünyada enerji sektörünün siyasetle içi içe olduğunu vurgulayan Mercan, "Enerji Dünyanın en problemli ve en karmaşık ve siyasetle iç içe olan bir sektör. Ama Türkiye coğrafyası enteresan bir coğrafya. Türkiye'nin doğusunda Dünyadaki toplam hidro karbon rezervinin yüzde 72'si var. Bu rezervlerin mutlaka batıya taşınması lazım. Türkiye ister istemez petrol ve doğalgaz taşımacılığında bölgede üretici ülkeler kadar olmasa da akıllı politikalarla en az onlar kadar aktif bir role sahip olabilir.

AK Parti Hükümetiyle birlikte Türkiye'nin Afrika açılımı gerçekleştirdiğini ifade eden Mercan, şöyle dedi;

Afrika'da işadamları ve derneklerimiz çok güzel işler yaptı. Ama artık Afrika açılımının yeni bir modelini geliştirmeliyiz. Artık Afrika ortaklığı modelini ortaya koymalıyız. Biz diğer beyaz adamlar gibi olamayız. Zaten olmadık, bundan sonrada olmayacağız. Dünya'da uranyum üretiminin büyük çoğunluğu Nijer'de yapılıyor. Ama çocukların üzerinde giyecek elbisesi yok. Nijer'de elektrik olan bölge sadece yüzde 2,5. Yeni vizyonumuz çerçevesi içerisinde sadece Nijer'de değil, sadece Afrika değil, Türkiye'nin doğal uzantısı olan Balkanlarla da enerji alanında bir şekilde entegre olmak zorundayız. Biz artık vizyonumuzu sadece Türkiye ile sınırlandıramayız. Yabancı ve yerli yatırımcılarla birlikte yeni projeler geliştirmek ve bu projeleri hayata geçirmek zorundayız.

OLPAK: ÖZELLEŞTİRMELERDEN FIRSAT TANINSIN

MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak da toplantıda bir konuşma yaptı. Olpak konuşmasının bir bölümünü çözüm sürecine ayırdı. Olpak konuşmasında "İşadamı istikrar ister, huzur ve sükûnetin olmasını ister, adaletin hızlı bir şekilde uygulanmasını ister. Pozitif istikrarın geride kalan 10 yılda sağlanmış olduğunu gördük. İlave riskleri almaktan bahsediyorsak insanların huzurunu sağlanması konusunda kafalarında soru işareti olmaması gerekiyor. Özellik son zamanda konuşulan çözüm süreci diye ifade edilen sürecin içerisinde bundan sonra daha fazla huzurun olacağını hep birlikte yaşayarak görmekteyiz. İlave yatırım huzur olmadan olmaz. İşadamları olarak sürecin böyle ilerletilmesi noktasında tabiri caizse sürece tarafız" dedi.

Elektrik dağıtımdaki enerji özelleştirmeleri ile ilgili ihaleler tamamlandığını hatırlatan Olpak, devir işlemlerinin sürdüğünü belirterek "Üretim tesislerinin de özelleştirme sürecinin devam ettiğini hatırlarsak, daha önce üretim tesislerinin özelleştirme sürecinde küçük tesisler teker teker satışa çıkartılıyor, piyasaya daha çok oyuncunun girmesi sağlanıyordu. Yeni bir uygulamaya giderek orta ve büyük güçteki santraller birleştirilerek birkaç bin megavatlık büyük portföylerin oluşturulması ve bu şekilde sayılarının aşağıya düşürülmesi yoluna gittiğini görüyoruz. Elbette düşünülen bir amaç vardır ama biz yine de orta büyüklükteki yatırımcıların da bu tür özelleştirmelerden fırsat alacak şekilde portföylerin oluşturulmasını önemli olduğunu düşünüyoruz" dedi.

Kamunun gelirlerinin tamamını blok yöntemiyle elden çıkarıldığını hatırlatan Olpak "Blok yöntemiyle elden çıkarmak yerine kademeli hisse devri olabilir böyle bir yaklaşımın önemli olacağını düşünüyorum. Böyle bir devirde bir süre daha kamu ve özel ortaklığının devam etmiş olacağını da görebiliyorum. AB'de büyük özelleştirilmelerde bu tür uygulamaların olabildiğini görüyoruz." Dedi.

Yeni Elektrik Kanunu ile gelinen noktanın da önemli olduğunu vurgulayan Olpak, şöyle devam etti;

"Bütün aktörleri, üreticileri, tüketicileri yakından ilgilendiren kökten değişiklikler yaşandı. Bu değişikliklerden sonra yeni kanunun formatına uygun geçişler önem arz etmektedir. İnsanların kafalarında mevzuatla ilgili çeşitli soru işaretleri var. Bu sorulara hızlı bir şekilde cevap verilmelidir.

Türkiye enerji piyasasının AB'nin ilk beş enerji piyasası arasında yer aldığını kaydeden Olpak, şunları ifade etti;

AB ile paralel bir mevzuat politikası izlemeye çalıştığımız için AB kriterlerine benzemektedir. Bu yapı bize, bölgedeki ve AB ülkelerindeki girişimlerimizde, büyük kolaylık sağlayacaktır. Dış pazarlara açılımın önemini düşünerek, bu altyapımızın desteği ile gerek tek başımıza gerekse işbirlikleri yaparak yabancı ülkelerde zamanıdır diye düşünüyorum.