TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, dershanelerin kapatılmasına karşı.
Zaman'da Turhan Bozkurt'un haberine göre Anayasa’mızın 48. maddesinde “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.” ifadesi yer alır. Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik hukuk devleti ilkesinin altını dolduran hürriyetlerden biri olan teşebbüs hürriyetinin Meclis marifeti ile de olsa gasp edilmesi, kısıtlanması kabul edilemez. Bu açıdan Milli Eğitim Bakanlığı’nın dershaneleri kapatmak üzere hazırladığı kanun taslağı, Anayasa’nın 48. maddesi ile devletin temel amaç ve görevlerini tanımlayan 5. maddesine aykırıdır. Kanunlar Anayasa’ya aykırılık teşkil edemeyeceğine göre MEB’in gece yarısı girişimini TBMM onaylarsa, hukuk devleti ilkesi ağır yara alacaktır. Hal böyle iken iş dünyasındaki derin sessizliği izah etmek zor.
İki gündür hangi oda veya dernek başkanını aradıysam hepsi toplantıda. Danışmanların cevabı: “Toplantı bitince sizi arayacağız.” Cevap gelmediğine göre toplantılar devam ediyor olmalı. Dershanelerin kapatılması ya da başka bir eğitim kurumuna dönüştürülmesi şeklinde dayatılan bir modeli bugün sessizce kabul edenler, yarın hükümetin “Bakkallar tez elden markete dönüşsün. Yoksa 500 bin TL para cezası keserim.” kanununa da ses çıkaramaz. Neyse ki dün Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na telefonla ulaştım. Uçakla Kars’a hareketinden önce hayli uzun bir görüşme imkânı buldum. Tartışmalardan duyduğu üzüntüyü ifade ettikten sonra, “Mevcut eğitim sistemimizde özel ders ihtiyacını karşılayan özel dershaneler ile okullarımızın işlevleri farklıdır. Özel ders ihtiyacı alınacak önlemlerle azaltılabilir, ancak ortadan kalkmaz. Dünyadaki örnekler ve uygulamalar da bu yöndedir. Unutmayalım ki, dershaneler ihtiyaçtan doğmuştur ve bu ihtiyaç devam etmektedir.” ifadelerini kullandı. Rifat Bey, dershanelerin rant odağı gibi gösterilmesine de anlam veremediğini söyledi. Bu müesseselerin özel okullara gidemeyen, özel ders alamayan orta ve dar gelirlilerin elindeki tek alternatif olduğunu belirtti: “Anadolu’nun ücra köşelerinden dershanelere devam ederek en iyi okullara giriş hakkı kazanmış öğrencilerimiz, dershanelerin katkısıyla bu fırsatı yakalamaktadır.” TOBB Başkanı, özel dershanelerin varlığının tartışma konusu yapılmasının buradaki yönetici, öğretmen ve diğer çalışanlar ile öğrenciler üzerinde geleceğe yönelik ciddi kaygılar oluşturduğunu vurgularken, bazı verileri de paylaştı. 4 bine yakın özel dershane, özel ders alamayan 1,5 milyon dar gelirli ve orta halli ailenin çocuğuna hizmet veriyor. 50 binden fazlası öğretmen olmak üzere 100 bini aşkın çalışanıyla önemli bir istihdam alanı. Rifat Bey, dünyada dershaneciliği yasaklayan ülke olmadığına dikkat çekti ve dershaneciliğin bir dönem yasaklandığı Güney Kore’de yasağın 2000 yılında kaldırıldığını kaydetti. Gelişme hızı yüksek olan Uzakdoğu ülkelerinde dershaneye gitme oranı yüzde 50’lerdeyken, bu kadar gürültü koparılmasına karşılık aynı oran bizde sadece yüzde 8. “Eğitimdeki öncelik dershanelerin kapatılması değil, kalitesinin artırılmasıdır.” sözlerine kapatma kararının sosyal problemlere de yol açacağını ekledi. Zira bu eğitim kurumları Doğu’da çocukları terör örgütlerinden koruyor. Sınavlara hazırlık ve okullara destek amacıyla hizmet veren dershanelerin sundukları eğitim öğretim hizmeti ile halkın teveccühünü kazandığını kaydeden Hisarcıklıoğlu, “Bakanlar ve bürokratlar bile çocuklarını dershaneye gönderiyor.” dedi. Rifat Bey, dershanelerin birkaç istisna dışında, öğretmenler tarafından az sermayeyle kurulmuş, yoğun emekle çalışan küçük işletmeler olduğunu da aktardı. Birikimlerinden, eğitim sistemimizin ihtiyaçları doğrultusunda yararlanılmaya devam edilmesi gerektiğine olan inancını yinelerken, çalışmanın tarafların görüşlerinin alınmadan yürütülmesini doğru bulmadığını ifade etti. TOBB Türkiye Eğitim Meclisi üyelerinin tartışmalardan tedirgin olduğunu ve Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde yapılan çalışmalar hakkında yeterli bir bilgi sahibi olmadıklarından yakındıklarını söyledi.
Şeffaf ve katılımcı bir metot takip edilmemesi bakanlığın hüsnü niyet taşımadığını göstermiyor mu? TOBB Başkanı üyelerinin hissiyatına bu şekilde tercüman oldu. Bu arada TOBB Türkiye Eğitim Meclisi, önümüzdeki hafta olağanüstü gündemle toplanacak ve yeni yol haritasını belirleyecek. Rifat Bey ile görüşme bittiğinde TUSKON Başkanı Rızanur Meral de aradı. O da iş dünyasının toplumun ihtiyaçlarına göre yatırım ve girişimlerini ayarlama hakkına sahip olduğunu belirtip, dershaneleri kapatmaya çalışmanın teşebbüs hürriyeti ile çeliştiğini vurguladı. Yapılan işin kanunlara aykırı olmadığı sürece, toplumun, ülkenin genel menfaatlerini zedelemediği sürece Anayasa teminatı altında olduğuna dikkat çekerek, “Bu girişim, Türkiye’ye getirmeye çalıştığımız yabancı sermaye için de ciddi soru işaretleri oluşturacaktır. İş dünyası olarak ülkemize ciddi zarar vereceği endişesini taşıyoruz. Hükümet bu görüşleri dikkate alarak hatada ısrar etmemeli.” yorumunda bulundu. Meral’e göre ortalama yıllık ücreti 1.500-2 bin TL olan dershaneleri kaldırıp fiyat aralığı 10 bin ile 20 bin lira arasında değişen özel okulları alternatif olarak sunmanın ekonomik bir yanı yok. İş dünyasındaki dershane sessizliğini Rifat Bey ve Rızanur Bey bozdu. Darısı öteki başkanların başına.