Demokratlık Paneli deklarasyonu: Devlet hizmet yeridir

RİSALE-İ NUR ENSTİTÜSÜ ve Köprü Dergisi’nin ortaklaşa düzenledikleri panelin sonuç deklarasyonunda “Devlet hizmet yeridir” denildi.

Demokratlık Paneli deklarasyonu: Devlet hizmet yeridir

DEMOKRATLIK İSTİŞAREYİ GEREKTİRİR

İstanbul Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen panelde açıklanan deklarasyon maddelerinin bir bölümü şöyle:

*Meşrûtiyet millet hâkimiyetidir. Demokratlık meşveret ve istişareyi inşa etmektir. Bunu gerçekleştirmenin yolu insanın iradesinin hürleşmesi, ilim ve fikirde hürriyetin sağlanmasıdır.

*Demokratlık hak ve hakikatin yanında olmak, hukuk devletini doğuran bir adaleti gözetmektir. lDemokrasinin zıddı otoriterliktir. Demokraside egemenlik hukukta; otoriteryönetimde ise egemenlik devlettedir.

*Demokratlıkta sivil devletin ve sivil siyasetin tesisi amaçlanır ve topluma rağmen bir devlet oluşturulamaz.

*Temel hak ve hürriyetler demokrat ortamlarda yeşerir ve demokratlar eliyle genişler.

*Devlet hizmet yeridir. Devletin kendine sunduğu nimetlerden yararlanmaya çalışmak, devlet imkânlarının sadece müntesiplerince paylaşılmasını sağlamak; devlete hizmet eden değil, devleti kendine hizmet ettiren bir anlayışın ürünüdür.

Devlet hizmet yeridir

Üç aylık fikir dergisi Köprü ve Risale-i Nur Enstitüsü’nün düzenlediği ‘Demokratlık’ konulu panelde; Demokrasi, demokrat, demokratlık kavramlarının siyaset ve devletle ilişkisi nedir?” gibi sorulara cevap arandı. İstanbul Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen panele Prof. Dr. Atilla Yayla, Prof. Dr. Bekir Berat Özipek ve Prof. Dr. Ahmet Battal katıldı. Panelin yöneticiliğini ise Av. Kadir Akbaş yaptı. En az yüz elli yıllık bir demokratikleşme sürecine sahip olan Türkiye’nin arzu edilen bir düzeyde demokrasiye neden sahip olamadığı sorusuyla birlikte demokrasinin öznesi ve besleyicisi olan demokratlık kavramının tartışıldığı panelde siyasi literatürde liberal, sosyal, muhafazakâr demokrat gibi adlandırmalarla karşımıza çıkan demokratlık türleri ele alındı. “Hakkın yanında olmak, hakkı teslim etmek; ideolojik, kurumsal ve şahsî öncelikleri bir tarafa bırakıp hakka taraftar olmak’ şeklindeki bir tavrı ve zihniyeti ifade eden ideal demokratlığı elde etmenin imkânlarının konuşulduğu panelde “Demokratlık nedir? Demokrat kimliğin temel vasıfları nelerdir? Demokratik toplumun değerleri nelerdir? Demokratlık yalnızca kendini yönetme hakkına sahip olmak mı demektir? Cumhuriyet ile demokrasi ve demokratlık arasında nasıl bir ilişki söz konusudur? Demokrasi, demokrat, demokratlık kavramlarının siyaset ve devletle ilişkisi nedir?” gibi sorulara cevaplar arandı.

Panelin açış konuşmasını yapan Risale-i Nur Enstitüsü sekreteri ve Köprü Dergisi editörü Ahmet Dursun, Risale-i Nur çerçevesinden yapacağımız değerlendirmelerle ‘her şartta hakkın yanında olmak, ideolojik, kurumsal ve şahsî öncelikleri bir tarafa bırakıp hakka taraftar olmak’ şeklindeki bir tavrı ve zihniyeti ifade eden ideal demokratlığın imkânlarını araştıracağız” ifadelerini kullandı. “Demokratlığın esas itibariyle hangi ilkelere yaslanması gerektiği ve demokrat insanın veya demokratik toplumun hangi vasıflara sahip olduğu hususu günümüz siyasî tartışmalarının doğru zeminlere taşınması açısından tartışılmasının gerektiğine dikkat çeken Dursun“Demokratlık hakkın yanında olmak, hakkı teslim etmek; ideolojik, kurumsal ve şahsî öncelikleri bir tarafa bırakıp hakka taraftar olmak şeklinde özetlenebilir” diye konuştu.

Temel haklar oylanamaz

Temel hak ve özgürlüklerin oylanamayacağına dikkati çeken Bekir Berat Özipek, bu hakların verilen değil doğuştan kazanılan haklar olduğunun altını çizdi. 2000’li yıllarda solcu-sağcı ayrımının yerini demokratlık ayrımına bıraktığını ifade eden Özipek, “toplumun arasından demokrasi fay hattı geçti” şeklinde konuştu.

Bediüzzaman konjonktürel hareket etmedi

Panelde konuşan Prof. Dr. Ahmet Battal ise Bediüzzaman’ın konjonktürel olarak hareket etmediğini ifade ederek “Bediüzzaman’ın Ahrarları desteklemesi konjonktürel değildi” değerlendirmesinde bulundu.

Önemli olan demokrat olmak

“Demokraside temel esas, seçimle gelenin seçimle gitmesidir. Darbeyle değil” diye konuşan Prof. Dr. Atilla Yayla, Güllük gülistanlık Zamanlarda demokratlık kolaydır. Önemli olan zor zamanlarda demokrat olmaktır” şeklinde konuştu.

MASA ÇALIŞMALARI SONUCU ORTAYA ÇIKAN DEKLARASYON ŞU ŞEKİLDE OLDU

Önceki gün düzenlenen çalıştaylarda öne çıkan başlıklar arasında Demokratik devlet ve Otoriter devlet arasındaki farklar ortaya konuldu."Her şey zıddıyla bilinir. Demokrasinin zıddı otoriterliktir" değerlendirilmesi yapılırken. İki anlayış arasındaki fark "Demokraside egemenlik hukukta; otoriteryönetimde ise egemenlik devlettedir. O halde demokratlık hukukun hakimiyetini istemektir" şeklinde ortaya konuldu.

Bediüzzaman Hazretlerinin demokrasi anlayışının da konuşulduğu çalıştayda öne çıkan başlıklar şöyle oldu;

*Meşrutiyet millet hakimiyetidir.Demokratlık meşveret ve istişareyi inşa etmektir. Bunu gerçekleştirmenin yolu insanın iradesinin hürleşmesi, ilim ve fikirde hürriyetin sağlanmasıdır. Özgür irade ile bir eğitim verilmezse istibdat ortaya çıkar. İlimde ve fikirde tam hürriyet demokrasinin özelliğidir.

*Demokratlığın merkezinde yer alan kavramlar hak ve adalettir. Demokratlık hak ve hakikatin yanında olmak, hukuk devletini doğuran bir adaleti gözetmektir. Hakkın hatırı için doğruyu ortaya koymak imandan beslenen demokrat bir tavırdır.

*Demokratlıkta sivil devletin ve sivil siyasetin tesisi amaçlanır ve topluma rağmen bir devlet oluşturulamaz. Devletin toplumun üzerinde hakim olduğu anlayış otoriter devlet anlayışıdır.

*Temel hak ve hürriyetler demokrat ortamlarda yeşerir ve demokratlar eliyle genişler.

*Devlet hizmet yeridir. Devletin kendine sunduğu nimetlerden yararlanmaya çalışmak, devlet imkanlarının sadece müntesiplerince paylaşılmasını sağlamak, çoğulcuktan ziyade kendi anlayışı çerçevesinde hukuk ve hürriyeti yorumlamak; devlete hizmet eden değil, devleti kendine hizmet ettiren bir anlayışın ürünüdür.

*İnsanlar hür oldular, ancak abdullahtırlar. Kadim saltanat İlahi saltanattır. İlâhi otoriteye boyun eğmeyen anlayışlar istibdadı doğurur. İstibdat ise zulüm ve tahakkümdür, keyfi muameledir, reyi vahiddir.

*Bediüzzaman İslâmiyet’i gerçek insaniyet olarak tanımlamakta, demokratik yapının kökenini İslâmî prensiplere dayandırmaktadır.

*Hakperestlik demokratlığa en çok yakışan bir tavırdır. Hakka tarafgirlik müminane bir tavırdır. Bu bağlamda iyi bir Müslüman iyi bir demokrattır.

*Toplum demokratlaşmadıkça sistemin de demokratlaşması mümkün değildir. Toplumun demokratlaşması ideolojilerden ve müstebit yapılardan kurtulmuş bir eğitim müfredatı ile mümkündür. Zira bir millet cehaletle hukukunu bilmezse ehl-i hamiyeti dahi müstebid eder.

*Bediüzzaman ululemri kutsallaştırmaz, ehli hal ve akdi önerir. Denetimli demokratik devlet yapısından yanadır.

*Şikâyetlerimiziman zaafiyetindendir. Demokrat şikâyet etmez; ya çare olur, ya çare bulur.

*Demokratlık bir yaşama tarzıdır, demokrat olmanın tek özelliği; “kendin için ne düşünüyorsan başkaları için de onu düşün, kendin için ne istiyorsan başkaları için de onu iste.”dir.

*“İman ne kadar mükemmel olursa hürriyet o derece parlar ” diyen Bediüzzaman demokratlığın şifrelerini sunmaktadır. Demokrat özelliklerini taşıyan insanların yetişmesi bu şifrenin çözülmesiyle mümkündür.

*Aynı güftenin farklı seslerle çalındığı bir senfoni içersindeyiz. Birey-Müslüm ilişkisinde hiçbir tezat olmadığı gibi mümin demokrat ilişkisinde de tezat yoktur. Esma-i hüsnayı konuşturan her insan bireydir ve esma-ül hüsnanın farkına varan birey iyi bir demokrattır.

*Bediüzzaman’ın “Adalet, meşveret ve kanunda inhisarı kuvvet” kuvvet şeklinde tarif ettiği meşrutiyet ve cumhuriyet demokratik cumhuriyettir.

İSMAİL TEZER / ENGİN KAYA-İSTANBUL