Ağaç sökümü haberleri üzerine iki gündür gece-gündüz 'görülmemiş' protesto eylemlerine sahne olan Gezi Parkı, aslında denize kadar inen 30 hektarlık bir yeşil alan olarak tasarlanmıştı.
İstanbul 'un ilk planı, Prof. Henri Prost'un hazırladığı ve 1939'da yürürlüğe giren plandı. Prost, bu planda iki büyük park öneriyordu: Tarihi Yarımada'da Arkeoloji Parkı olacak '1 No'lu Park' ve Taksim-Maçka arasında yeşil alan olacak '2 No'lu Park'... 2 No'lu Park, Taksim'den Nişantaşı'na uzanıyor, oradan da Dolmabahçe Vadisi'ni de içine alarak denize kadar devam eden yaklaşık 30 hektarlık kesintisiz bir yeşil alan yaratıyordu.
Taksim Gezi Parkı da işte bu '2 Nolu Park'ın başlangıç noktası olarak tasarlanmıştı. Prost'un bu vadiyi ilerde kent kalabalıklaşsa da insanlara temiz hava aldıracak bir alan olarak düşündüğü biliniyor...
Kışla park için yıkıldı
2 No'lu Planı hayata geçirmek için, Taksim Kışlası 1940'da yıkılmıştı. Dönemin Belediye Başkanı Lütfü Kırdar, İnönü adıyla anılan Gezi Parkı'nın uygulamasını 1943 yılında bitirmiş ve açılışını da kendisi yapmıştı.
Bu yeşil alan, 1950'den bugüne otellerle başlayarak parça parça kemirildi. 80'e bileşenden oluşan Taksim Dayanışması, Gezi Parkı'nın Beyoğlu 'nda kalan son yeşil alan olduğunu söyleyerek yerine - işlevi ne olursa olsun - herhangi bir bina yapılmasına karşı çıkıyor.
Dayanışma, ayrıca parkın meydanla birlikte İstanbul'un en önemli kamusal alanı olduğunu söylüyor.
'Nöbet'çiler ısrarlı
Taksim Dayanışması'nın çağrısıyla başlayan çadırlı nöbet dün de basın açıklamaları, fidan dikimleri, mini konserler ve parktan ulusal ve online yayınlarla sürdü.
Taksim Dayanışması adına dün parkta basın açıklamasını okuyan Mimar Mücella Yapıcı, "Dün burada polis ablukasında hunharca sökülen ağaçlar için verilen mücadele, sadece bu ağaçların yaşam hakkı için değil, Cumhuriyet Caddesi'nden sökülerek götürülen 80 yıllık çınarlar ve bir AVM uğruna kurban edilecek Gezi Parkı'nın tüm canlıları içindir" dedi.
Dayanışma bileşenleri, salı günü 2 No'lu Koruma Kurulu'na teslim ettikleri dilekçede çalışmaların kurul tarafından onaylanan imar planı tadilatına ve yol projesine uygun olmadığını söylemiş ve kurulun devreye girmesini istemişti.
Dayanışma: Takipteyiz
Ayaspaşa Derneği'nden Cem Tüzün, dün sabah bizzat koruma kuruluna gittiğini ve kurulun İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Beyoğlu Belediyesi'nden yıkıma dair bir inceleme istediğini söyledi.
Tüzün, 2 No'lu Kurul'un iki belediyeye de bir yazı göndererek "Çalışmanın yerinde incelenmesi ve daha önce kurul tarafından onaylanan plan ve projelerle ilgili uygunsuzlukların giderilmesini" talep ettiğini belirtti. Mevcut projelerde yol genişlemesinin görülmediği, önceki günkü işlemin hangi gerekçeye dayanılarak yapıldığı ise hâlâ belirsiz.
Gezi Parkı'nda pazartesi akşamı başlayan direnişte eylemciler, parkta olma sebeplerinin doğru anlaşılmasını istiyor.
"İnci Pastanesi'nin yıkımına karşı mücadelenin 'profitorol'e, Emek Sineması eylemlerinin 'tarihi bina'ya ve Gezi Parkı dayanışmasının da 'ağaçlar'a indirgenmesi, meselenin özünü yitirmek" diyorlar. Fotoğrafı uluslararası basın tarafından paylaşılan 'kırmızı elbiseli' şehir plancısı Ceyda Sungur da meselenin kendisine indirgenmesinden rahatsız.
Ceyda Sungur, şehir plancısı: Taksim Gezi Parkı'nda yaşanan polis şiddeti hiç şaşırtıcı değil. Özellikle 1 Mayıs'tan sonra en küçük bir protestoda dahi orantısız bir polis şiddetine ve insan hayatını tehdit edecek boyutta biber gazına şahit oluyoruz. İnsan hayatını bu nebze tehlikeye atan kimyasal bir silahın kullanılması kesinlikle yasaklanmalıdır. Açık ki, kent hakkını savunan her yurttaş, en temel demokratik hakkını kullanmak isteyen her işçi benim maruz kaldığım polis şiddetinin daha da fazlasıyla her an burun buruna. 1 Mayıs'ta ağır yaralanan Dilan Alp en vahim örneği. 1 yılı aşkın süredir verilen Gezi Parkı mücadelesini de tek bir kareye indirgememek gerekiyor. 3. köprünün temelinin atıldığını, Gezi Parkı'nın yok edilmeye çalışıldığı bugün tüm yurttaşlar bir mücadele alanı olan kentimize sahip çıkmalıyız."