Çağlayan: "Merkel'i ciddiye almıyorum"

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) yük getireceğini savunan Almanya Başbakanı Angela Merkel'e sert çıktı.

Çağlayan: Merkel'i ciddiye almıyorum

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, "Merkel'in açıklamalarını önemsemiyor, ciddiye almıyorum. Merkel'in tavrı belli, Hristiyan Birliği'nin de. Bunlar, AB'nin Hristiyan Birliği olduğu konusunda müttefik. Müslüman, modern bir ülkenin Avrupa'nın içinde olmasını temenni etmezler. Ama Avrupa ekonomisinin de, Türkiye ekonomisinin de geldiği seviye ortada." dedi.
   
Ekonomi Bakanı Çağlayan, Türkiye-Dünya Ticaret Köprüsü 2013 etkinliğinin basın toplantısında gazetecilerin gündemle ilgili sorularını cevapladı. Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Hristiyan Demokratlar'ın Türkiye'nin AB'ye yük olacağı iddiaları ile ilgili yorumlarını sert bir dille eleştiren Çağlayan, Gezi Parkı olayları ile ilgili olarak da şunları söyledi: 
   
"Gezi olayları masumane taleplerle, çevre adına taleplerle başladı. Ardından marjinal ve illegal grupların at yön verme, oyanatma gayretine girdiği bir hal aldı. Bunu herkes gördü. Cumhurbaşkanı, Başbakan, konu ile ilgili arkadaşlar çokça açıklamalar yaptı. Basında şöyle bir algı var  'acaba faiz lobisi ile başka yöne mi konuyu başka yöne kaydırmaya çalışıyorlar' diye. Öyle bir şeye ihtiyacımız yok. Türkiye, ne zaman kafasını kaldırsa, ne zaman ekonomik özgürlüğüne ve bağımsızlığına kavuşsa bir oyunsergilenmiştir. 1957 doğumluyum, 1960 darbesinden mağdur olmuş bir ailenin çocuğuyum. 1970-1972 muhtıralarını biliyorum. 1980 darbesi olduğunda üniversiteyi yeni bitirmiş, altında arabası olmayan, otobüsle çalıştığı yere gidip gelen biriydim. 28 Şubat ve 27 Nisan'ı hatırlarım. Bunlar Türkiye'ye, ekonomiye büyük zarar vermiştir. Bunlar Türkiye'nin siyasi anlamda önemli roller almyaya başladığı dönemlere denk gelmiştir. Hiçbiri tesadüf değil. Yerli otomobil, yerli helikopter ve yerli uçaktan  2023 hedeflerinden söz ediyoruz. İddia ediyorum  eğer Türkiye 1960'ta başlayan olaylarla karşı karşıya kalmasa değil yerli otomobil ve yerli uçak  yerli uzay mekiği yapardı."

Çağlayan, faiz lobisiyle ilgili de şöyle dedi:

"Faiz lobisinin derdi ne, ne diler, murat eder Türkiye'den? Kimi ülkeler, yabancı medya kurumları, spekülatörler, dünyanın kanını emen yığından söz ediyoruz. Dertleri ne? Bakın 10 sene evvel Türkiye IMF'den 1 milyar dolar borç almak için kapıda bekliyordu. Ülkeye her türlü ağır şartlar sunuluyordu. IMF dikte ettirir, Türkiye'ye kredi verenler dikte ettirir, ülkenin gündemini yaparlardı. Biz, bunların ayak nasırlarına bastık.  Basmaya devam edeceğiz. Bunlar rahatsızlar, çünkü ekonomik özgürlüğüne kavuşmuş, borç almadığı için emir almayan Türkiye murat etmiyorlar. Sorun Türkiye, AK Parti değil. Bundan 10 sene evvel toplanan verginin 100 lirasının 85 lirası faize gidiyordu. Şu an 15-20 lirası gidiyor. Bunları yapan bir Türkiye var, kamu borçları milli gelirinin yüzde 35'ine denk gelen bir Türkiye var. Ülkenin borcu Avrupa'nın 24 ülkesinin, bütçe açığı 21 ülkesinin gerisinde. Dert bu. Faizler 4,61'e geriledi. Hedef koydum, buna göre faizler 2,5'a gerileyecekti. Kendi hedefimi verdim. Faiz 4,5 seviyesine gelse 2,5'i görürdük. Bu faizlerin inmesi Türkiye'nin, 76 milyonun yararına. Kimin zararına? Türkiye'yi yüksek faizle sömüren,
kanını emen sülüklerin zararına. Yani faiz lobisi derken ne olur bunu anlayın. Böyle kargaşa ortamında faizleri artırırlar. Dertleri faizleri artırmak. Ekonominin istikrarın bozulması amaçları. Barış güven istikrar bozulursa, 10 sene evveline dönülürse Türkiye'yi yüksek faizle borçlandıracak, ülkenin gündemini kendileri belirleyecekler. Kimilerini gelişen, istikrarın sembolü olan ülkeler rahatsız ediyor.  Gezi Parkı eylemleri sırasında pek çok medya kurumunun yaptığı yayınları ibretle ve hayretle izledik. O kadar oldu ki AK Parti'nin Kazlıçşeme mitingini hükümete karşı yapılan eylemlerin adresi olarak sundular. Ardı ardına kimi ülkeler, Avrupa Parlamentosu, hadlerini aşan açıklamalar yaptı. Ya sizlerin Yunanistan'da, İngiltere'de, Almanya, Fransa, İtalya ve İspanya'da ne olup bittiğinden haberiniz var mı? Bunların her biri garip, enteresan açıklamalar yaptı. Bütün bunlar şer koalisyonunun ortaya çıkan görüntüsü."

"GEZİ EYLEMLERİNE RAĞMEN BİN 400 KİŞİYİ GETİRMEYİ BAŞARDIK" 
 Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral de Gezi Parkı eylemlerinin Türkiye-Dünya Ticaret Köprüsü'ne etkisi ile ilgili olarak şunları aktardı: 
   
"Her sene yeni yatırımcıları Türkiye'ye getirme gayretindeyiz. Bu sene gelenlerin büyük bölümü ilk defa geliyor ülkemize. Her sene daha seçkin yatırımcıları belirliyor ve getiriyoruz. Türkiye, tanındıkça büyük çapta tüccarların ilgisini çekiyor. Gezi Parkı'ndan dolayı etkinliğe geleceklerin kafalarında soru işareti oluştu. Bu soru işaretlerinin bir bölümüne yazılı cevap verdik. Gezi Parkı eylemlerinin lokal olduğunu, Türkiye'nin güvenli olduğunu, katılımcıların güvenliklerinin teminatımız altında olduğunu belirttik. Bir bölümü ile de telefon görüşmeleri yaptık. Çok az sayıda istisnai iptal oldu. Ama Türkiye-Dünya Ticaret Köprüsü'ne bu sene bin 200 yerine, bin 400 yatırımcının gelmesi Gezi Parkı olaylarının büyük bir kaygı kaynağı olmadığını ortaya koyuyor." TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi de aynı soruya, "Gezi Parkı'ndan dolayı bize yansıyan bir sorun yok. TİM olarak hiçbir toplantıyı iptal etmedik, ertelemedik. Müşterilerimizin ülke dışından bir iptali yok. THY'nin yolcu adadinde gerileme değil artışlar var." cevabını verdi. Büyükekşi, kur konusunda da "Sepet kurun kısa vadede 2,10 olması, sonra 2,15' ten 2,20'ye getirilmesi talebimizdi. O yönde gelişmeler var. Bu da Gezi Parkı olaylarından evvel oldu. Rekabet gücümüzün devamı adına kurun burada olmasını savunuyoruz." ifadelerini kullandı.