Ar-Ge harcamalarının Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'ya (GSYH) oranı 2006'daki yüzde 0,6 seviyesinden 2011 yılında yüzde 0,86'ya yükseldi.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, 2011 itibarıyla Ar-Ge harcamalarının yüzde 43,2'sinin özel sektör tarafından gerçekleştirildiğini ve Ar-Ge personelinin yüzde 48,9'unun özel sektör tarafından istihdam edildiğini bildirdi. MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu'nun yazılı soru önergesini yanıtlayan Yılmaz, 9. Kalkınma Planı döneminde Ar-Ge'ye ayrılan kaynak miktarı ve bilim insanı sayısıyla özel sektörün Ar-Ge faaliyetleri, harcaması ve araştırmacı istihdamının arttığını, üniversiteler, kamu kurumları ve özel sektörde araştırma altyapılarının yaygınlaştırıldığını belirtti.
Ar-Ge harcamalarının Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'ya (GSYH) oranının 2006'daki yüzde 0,6 seviyesinden 2011 yılında yüzde 0,86'ya yükseltildiğini kaydeden Yılmaz, "Bu dönem sonunda 80 bin olarak hedeflenen tam zaman eşdeğer araştırmacı sayısı 2011 yılı itibariyle 72 bine ulaşmıştır. 10 bin çalışan başına düşen araştırmacı sayısı 2011 yılı itibarıyla 30 olup, 2010 yılı itibarıyla 70,3 olan AB ortalamasının altındadır" ifadesini kullandı.
Ar-Ge harcamalarının 2011 yılı itibarıyla yüzde 43,2'sinin özel sektör tarafından gerçekleştirildiğini ve tam zamanlı eşdeğer araştırmacı Ar-Ge personelinin yüzde 48,9'unun özel sektör tarafından istihdam edildiğini vurgulayan Yılmaz, özel sektörün rolünün artmasında teknoloji geliştirme bölgelerindeki gelişmeler ve teşviklerin etkili olduğunu kaydetti. Özel sektörün gösterdiği gelişmenin, bilginin katma değere dönüşümü bakımından önem taşıdığını belirten Yılmaz, "Ancak bu düzeylerin daha üst seviyelere çıkarılması ve AB hedefi olan üçte ikiye ulaşması temel yaklaşımdır" dedi.
Türkiye, yayınlara atıfta AB'nin son sıralarında
Yılmaz, 9. Kalkınma Planı'nda ve Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu kararlarında belirlenen öncelikli teknoloji alanları başta olmak üzere, kamu kurumları ve üniversitelerde araştırma altyapıları oluşturulması amacıyla yaklaşık 2,4 milyar lira kaynak harcandığını açıkladı.
Faaliyete geçmiş 108, kurulumu devam eden 65 tematik, 97 ileri araştırma merkezi projesi bulunduğunun altını çizen Yılmaz, bu merkezlerin ağırlıklı olarak biyoteknoloji dahil yaşam bilimleri, malzeme, havacılık ve uzay, bilgi ve iletişim, savunma teknolojileri ile nanoteknoloji alanlarında faaliyet gösterdiğini kaydetti.
Türkiye'nin 2010 yılı itibarıyla toplam bilimsel yayın sayısı bakımından dünyada 18. olduğunu anımsatan Yılmaz, bu yayınların nüfusa oranı bakımından 45. sırada olduğunu, yayınlara yapılan ortalama atıf bakımından ise AB ülkeleri arasında son sıralarda yer aldığını ifade etti. Yılmaz, "Bu durum, özellikle temel bilimlerde araştırma ortamının iyileştirilmesi ve araştırmacı insan gücünün nitelik ve niceliğinin artırılması ihtiyacını göstermektedir" şeklinde görüş belirtti.