17 Aralık operasyonu 1.5 milyon işçiyi vurdu

Taşeron işçilerin kıdem tazminatı sorununun bu yılbaşında çözülmesini beklediklerini kaydeden Hizmet Sektörü İşverenler Sendikası Başkanı Şimşek “Ancak 17 Aralık, 1.5 milyon işçiyi etkiledi. Sorunumuz gündemden düştü” dedi.

17 Aralık operasyonu 1.5 milyon işçiyi vurdu

İstanbul merkezli operasyon, hükümeti ve Türkiye ekonomisini hedef alırken aynı zamanda işdünyasını ve çalışanları da vurdu. Özellikle 2014 yılında kıdem tazminatına kavuşma umudunu taşıyan taşeron işçiler, 17 Aralık sonrası kıdem tazminatının gündemden düşmesi nedeniyle büyük hayal kırıklığı yaşadı. Kuruluşunun üzerinden henüz bir yılı doldurmamasına rağmen hizmet sektöründeki sorunları gidermek için büyük bir hızla çalışan Hizmet Sektörü İşveren Sendikası’nın Başkanı Necmeddin Şimşek “Hükümet taşeron işçilerin kıdem tazminatıyla ilgili sorunu sendika kurulmadan önce tespit edip çalışmalarına başlamıştı. Geçen yıl da bu konuda büyük yol alındı. Bu yılbaşından itibaren tazminat konusunda somut adımın atılmasını bekliyorduk. Ancak 17 Aralık, 1.5 milyon işçiyi etkiledi. Son olaylar nedeniyle hükümetin taşeron işçilerin kıdem tazminatıyla ilgili çalışması şimdilik kaldı” diye konuştu. Hizmet Sektörü İşveren Sendikası Başkanı Necmeddin Şimşek, hizmet sektörünün kurumsallaşıp uluslararası arenaya açılabilmesi için yasal düzenleme yapılmasının ve ‘taşeron’lara bakışın değişmesi gerektiğini söyledi. Sendika olarak bugüne kadar 13 ayrı sorun saptadıklarını ve bu sorunların çözümü için komisyonlar oluşturduklarını kaydeden Şimşek, en büyük sıkıntının kıdem tazminatı olduğunu söyledi.

Böyle giderse yerli şirket kalmaz

Şimşek, kıdem tazminatı konusunun kamuoyunda farklı algılandığını ifade ederek sorunu şöyle özetledi: “Kamu ihalelerinde işçilerin hak etmiş oldukları kıdem tazminatı görmezden geliniyor, bu da işçiyi de işvereni de mağdur ediyor. Kamu ihaleyi yaparken, maliyet kalemleri arasına kıdem tazminatını katmıyor oysa işçi bir yıl çalışınca kıdem hak etmiş oluyor. Her ne kadar yasa haksız fesih durumunda tazminatı öngörüyor olsa da işçiler bunu kazanılmış hak olarak kabul ediyor. Biz işverenler de bunu ödüyoruz. O zaman kamudan aldığımız örneğin 8 liralık maliyet 10 liraya çıkmış oluyor. Oysa ihale maliyetleri içine kıdem tazminatı da eklenmeli. Kıdem Tazminatı Fonu kurulmuş olsaydı bu sorun da aşılmış olacaktı.”  “Sistem, bu haliyle devam ederse bu işi yapmak akıllı adam işi olmaktan çıkacak, böyle giderse biz de yapamayacağız” diyen Şimşek, “Yasalar değişmezse yerli şirket kalmaz, 3-5 yılı göremeyecek firmalar var” dedi.

Şirketler Doğu’da işçinin maaşından pay alıyor

Kamu ihale şartnamelerinin sektörün gelişimini engellemesinin yanı sıra yasa dışı uygulamaların da önünü açtığını belirten Şimşek, şunları söyledi: “Arabasının bagajındaki çantadan yönetilen şirket sayısı artıyor. İş ahlakını bozan uygulamalar gelişiyor. Örneğin özellikle Doğu’daki ihalelerde kabul edilemeyecek durumlar var. İhalede işçinin alacağı ücret şartnameyle belirleniyor, örneğin işçiye 1.000 TL ücret öngörülmüşse alt işveren işçiden maaşının 200-300 TL’sini her ay iade etmesi şartıyla işe alıyor. Bu tür örnekleri çok sık duymaya başladık. Yasa koyucu biraz işi ruhunu dikkate almalı.”

500 MİLYONLUK PAZAR BİZİ BEKLİYOR

Şimşek, 30 milyar TL büyüklüğe ulaşan yaklaşık 2 milyon kişinin istihdam edildiği hizmet sektöründe özellikle temizlik, güvenlik gibi alanlarda know-how ihraç edecek düzeye gelindiğine dikkat çekti. Şimşek “Kendi şirketimden örnek vereyim, Irak ve Libya’da işler yapıyoruz ve ülkenin örnek gösterilen şirketleri arasındayız. Üyelerimizden ikisi Pakistan’da çöp toplama işini aldı. Çevremizde 500 milyon nüfusluk hizmet sektöründe çok büyük potansiyel taşıyan bir coğrafya var. Eğer sektörün sorunlarına çözüm bulunursa Türk şirketleri arasında uluslararası çok sayıda marka çıkar” yorumunu yaptı.