CHP Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ, Fenerbahçeli futbolcu Emre Belözoğlu ve Rizesporlu futbolcu Sercan Kaya’nın attıkları gollerden sonra "Rabia" işareti yaptıklarını anımsatarak, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’a, "Bu işaretlerin siyasi bir anlamı var mıdır? Eğer varsa bu iki futbolcu ile ilgili bir soruşturma açtırmayı düşünüyor musunuz?” diye sordu.
CHP'li Serindağ, Bakan Kılıç'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na verdiği soru önergesinde, “Gerek Gençlik ve Spor Bakanı olarak şahsınızın, gerekse de birçok hükümet yetkilisinin ‘Stadyumları şiddetin, siyasi gösterilerin merkezi haline getirenler, futbol taraftarı arasına siyasi nifak sokanlar bunun hukuki bedelini öder' şeklinde açıklamaları basına yansıdıktan sonra, yine tarafınızdan ‘Spor savcıları, müsabakaları yerinde izleyecek. Doğrudan görecek. Raporlar, görüntüler önüne gelecek. Kimin hangi koltukta oturduğunun tespiti için elektronik bilet uygulamasına geçiyoruz' açıklaması geldi” dedi.
Serindağ, Bakan Kılıç'a şu soruları yöneltti: “Bu açıklamalardan sonra Konyaspor-Fenerbahçe maçı başta olmak üzere birçok maçta ‘Mursi atkıları' ve kartonlara basılı halde ‘Rabia' işaretleri dağıtılmıştır. ‘Mursi atkılarının' ve ‘Rabia' işaretlerinin dağıtılması siyasi bir faaliyet midir? Eğer siyasi faaliyet ise bunların dağıtıldığı stadyum yöneticileri ile kulüp yöneticileri hakkında soruşturma açtırmayı düşünüyor musunuz? AKP Milletvekili Mustafa Akış Konyaspor – Fenerbahçe maçını boynunda Mursi atkısıyla izlemiş, fotoğrafları ve görüntüleri basına yansımıştır. Mustafa Akış, Mursili atkısıyla siyasi bir mesaj vermiş midir? Fenerbahçeli futbolcu Emre Belözoğlu ve Rizesporlu futbolcu Sercan Kaya attıkları gollerden sonra ‘Rabia' anlamına gelen işareti yapmışlardır. Bu işaretlerin siyasi bir anlamı var mıdır? Eğer varsa bu iki futbolcu ile ilgili bir soruşturma açtırmayı düşünüyor musunuz? Stadyumlarda, kameralar ve elektronik bilet uygulamasıyla kimin hangi koltukta oturduğunun tespit etmek gibi yaklaşımlar, spor seyircisinin fişlenmesini ve bireysel özgürlüğünün de kısıtlama anlamına gelmeyecek midir? Bu uygulama ile herkesin potansiyel suçlu ilan edileceği bu durum insan haklarına aykırı ve özgürlüklerin kısıtlanması sonucunu doğurmaz mı?”