Eski Beşiktaşlı futbolcu ve spor yorumcusu Metin Tekin, üniversite ve futbolculuk yıllarında yaşadığı anılarını anlattı. Tekin, üniversitede istatistik hocasının milli takım kampını izci kampı zannetiğini söyledi.
Üniversite ve futbol yaşamıyla ilgili konuşan Metin Tekin, hedefe ulaşmak için katedilen yolcuğun insanın hayatında çok önemli olduğunu belirtti. Tekin, "Bu bir yolculuktur. Önemli olan hedefe ulaşmak değil, ulaşma yolculuğudur. Özellikle bizim meslekte bunu şampiyonlukta çok yaşarsınız. Şampiyonluk hedeftir. Sportif anlamda oyuncuların hepsinin hedefi şampiyonluktur. Sonra şampiyon olunca ‘şampiyonluk bu mudur?’ dersiniz. Şampiyonluk o akşam da biter. Böyle duygular yaşama fırsatım da oldu." diye konuştu.
Kendisi için en önemli noktalardan birinin bir maçta iki gol atabilmek olduğunu ifade eden Tekin, "Benim ergenlikten sonra gençlik dönemimde iki çevrem vardı. İlk çevremde önemli olan iyi futbol oynamak vardı. Diğer çevremde ise eğitimli olmak. Önemli olan top oynamak değildi. Bu çevrem için başarı üniversite kazanmaktı. Bu iki çevremde de başarılı oldum. Önce futbolcu oldum. Fakat ilk sene üniversite sınavını kazanamadım. Bu çevremde hiç saygınlık görmedim. Onlar için futbolculuk hiçbir şeydi. Daha sonra iktisat okudum. O dönemlerde iktisat popüler bir bölümdü. Bu bölümle ama hiçbir ilgim yoktu. Sadece popüler diye okudum. Keşke o zaman sinema televizyon okusaydım. Benim daha heyecan duyacağım meslekler olurdu. Tarih bölümü de beni çok etkilemiştir." ifadelerini kullandı.
Metin Tekin, üniversitede yaşadığı bir anısını şöyle anlattı: “Üniversite de istatistik hocam vardı. Onun yanına gittim. Hocam dedim, ‘ Benim milli takımla kampım var. Vize sınavına giremeyeceğim .’Hoca bana döndü, ‘ Oğlum sen izci misin?‘ dedi. Döndüm hocaya, ‘ Hocam ben futbolcuyum. Beşiktaş’ta oynuyorum. Milli takımda oynuyorum’ dedim. Beni destten geçiren hocalardandı.”
'ÜNİVERSİTEDEKİ İLK MAÇIM, SON MAÇIM OLDU'
Üniversite yıllarında çıktığı ilk maçta 6-1’lik skorla mağlup olduklarını anlatan Metin Tekin, “Üniversitede sınıflar arası bir turnuva vardı. Ben de bizim Çamlıca’dan gelen Beşiktaş formalarını dağıttım. Bizi yenilmez zannediyorlardı. İlk maça çıktık. İlk yarı 4-0 mağlup olduk. Sınıftan arkadaşım Hakan delirdi ‘bu formalar ile mağlup olamazsınız’ diye bağırdı. Maalesef 6-1 yenildik. Üniversite de ilk maçımda yenildik."
