Eski güreş ve basketbol milli takımlarında doktor olarak görev almış Ortepedi ve Travmatoloji Uzmanı Profesör Doktor Adnan Bağrıaçık, Başpehlivan Ali Gürbüz'ün dopingli çıkmasıyla ilgili yaptığı değerlendirmede, sadece sporcuyu suçlamanın işin kolayına kaçmak olduğunu belirterek, sporcunun çevresindekilerde de suçlu aranması gerektiğini söyledi.
Şu anda Galatasaray Kulübü Erkek Basketbol Takımı doktorluğu yapan Adnan Bağrıaçık, son günlerde Türk sporunda sıkça meydana gelen 'doping' olaylarıyla ilgili Cihan Haber Ajansı'na açıklamalarda bulundu.
Adnan Bağrıaçık, Türkiye'nin bu yıl dopingte patlama yaşandığını dile getirdi. Güreşin yanında atletizmde de çok sayıda sporcuda doping problemi yaşandığını kaydeden Bağrıaçık, "Atletizm Federasyonu Başkanı istifa etti. Çok önemli atletlerimiz, olimpiyat şampiyonu Aslı Çakır Alptekin, Nevin Yanıt savunmalarını yapıyorlar; ama sonuçtan pek de umutlu değiller. Ceza almaları bekleniyor." diye konuştu.
Kamuoyunda göz önünde bulunan ise genelde sporcular olduğunu dile getiren Doktor Bağrıaçık, esas gündeme getirilmesi gerekenin başka faktörler olduğunu ifade etti.
Bağrıaçık, şöyle devam etti: "Sadece sporcuyu suçlamak işin kolayına kaçmaktır. O kadar enteresan vakkalar yaşandıki. Basketbolda da doktorluk yaptım. Geçen günlerde Hidayet Türkoğlu'nda da doping problemi yaşandı. Hidayet de kendisine yakışır şekilde açıklamasını yaptı ve özür diledi. Konunun kapatılması gerekiyordu; ancak yazılı basında adeta linç edildi. Milli takıma çağrılması eleştirildi."
Özellikle yağlı güreşte yaşanan doping problemiyle ilgili de Bağrıaçık, suçu sadee sporcuda değil; çevresindekilerde aramak gerektiğini söyledi.
Bağrıaçık, "Ben kendi adıma konuşuyorum. Doktoru da ailesi de yakın çevresi de federasyonu da suçludur. Suçun en azı sporcuda. Biz nasıl yetiştirdik nasıl bir eğitim veriyoruz? Dopingi anlatabildik mi zararlarını gösterebilditk mi? Maalesef bu konularda çok geriyiz." şeklinde konuştu.
"MİLLİ TAKIM ANTRENÖRÜ ÖLÜYOR, MÜDAHALE EDECEK MASÖRDEN BAŞKA SAĞLIK ÇALIŞANI YOK"
20 yıl önces Güreş Milli Takımı'nda doktorluk yaptığını hatırlatan Bağrıaçık, Serbest Güreş Milli Takımı Antrenörü rahmetli Fevzi Şeker'in kamp sırasında kalp krizi geçirdiğini anlatarak, şöyle konuştu: "O dönem güreş milli takımın doktoru vardı. Şimdi milli takımın doktoru bile yok. Sadece müsabakalara giden veya kampa bir saat uğrayan bir doktor var. Milli takımın teknik direktörü kalp krizi geçirip ölüyor. Müdahale edecek masörden başka hiçbir sağlık çalışanı yok. Fevzi Şeker antrenman sırasında vefat etti. Herhangi bir sporcuyu da kaybedebilirdik."
"HÜKÜMETİN SPORA BAKIŞ AÇISI POZİTİF"
Yaşananlarda suçu yöneticilerde gören Bağrıaçık, hükemetin ise spora katkısının olumlu oludunu ifade etti. Bağrıaçık, hükümetin başarı için yöneticilerin ne isterse verdiğini belirterek, "Basketbol Milli Takımı'nın doktorluğunu yaptığımda da gördüm. Başbakanın, spor bakanın hem de spor müdürlerinin müthiş desteği var. Tarihimizde görülmemiş, hayatım boyunca görmediğim maddi bilanço var. Bütün kapıları size açıyorlar. Ne isteseniz verecekler. Yeter ki istemesini bilin doğruyu isteyin. Onların da elinden bu gelior. Burada iş yöneticilere düşüyor. Yönetici konusunda çok eksiğimiz var. Paylaşım sorunu var." diye konuştu.
Problemin çözümü için fikirlerini de aktaran Bağrıaçık, sporcunun yanındaki ekip sayısının arttırılması gerektiğini savundu.
Amerika'nın bir yüzücünün etrafındaki ekibin en az 10 kişiden oluştuğunu anlatan Bağrıaçık, "Bir sporcunuz var, bir de onu yönlendiren kondisyoneri, diyetisyeni, psikoloğu gibi çalışanlar var. Bu artarak gidiyor. Bizde ise bu paylaşım yok. 'Sporcunun yanında ben olayım. Antrenmanını ben yapayım, doktoru da ben olayım. Gelecek ödülü de ben alayım. Sadece ben kazanayım' gibi bir şey var. El birliği ile paylaşımı arttırırsak sporcunun yanındaki ekibi de çoğaltmayı başarabilirsek gelen başarılar da çok fazla sayıda olacaktır. Ama biz böyle kendi içimizde kavga ettiğimiz için, kendi içimizde paylaşmayı bilemediğimiz için bundan hem sporcu zarar görüyor hem ülke zarar görüyor. Madalya bilançosu maalesef gittikçe azalıyor. Türkiye'nin sevince boğulduğu olimpiyatlarda atletizm dalında ve Kırkpınar'ın son olayları hakketen çok büyük bir hüsran. Eşref Apak gibi bir atletin iki yıl ceza alması hakketten çok üzücü. Ben burada en az suçlancak kişinin sporcu oludğunu düşünüyorum. Sporcunun çevresi suçlanmalı, yöneticisi suçlanmalı ve onlar hesap vermeli. Bu suçlamada sporcu en sonda yer alır. Antrenöründen tutun da doktoruna ailesine yöneticisine kadar bütün herkes bu konunun içindedir. Sporcuyu bunlar yönlendimelidir. Ve sorumluluğu da bunlar almalıdır." şeklinde konuştu.
"MİLLİ GÜREŞÇİ RIZA KAYAALP, ÇOK ÖZEL BİR SPORCU"
Taksim Gezi Parkı eylemleri sırasında attığı iddia edilen tweetler nedeniyle FILA'dan ceza alan, ancak ardından yapılan girişimlerle cezası askıya alınan milli güreşçi Rıza Kayaalp'le ilgili de değerlendirmede bulunan Adnan Bağrıaçık, "Rıza Kayaalp çok genç ve başarılı bir sporcumuz. Türkiye'ye çok büyük başarılar getirecek bir sporcumuz. Yakın zamanda da Rıza'nın da pek yenileceğini düşünmüyorum. Yani bu çocuk bizim için çok özel bir sporcu, kıymetini bilmemiz lazım. Bu çocuğu mutlaka iyi bir şekilde yetiştirmemiz lazım." diye konuştu.
Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim'in "Öncelikle görevimiz insan yetiştirmek. Türkiye Cumhuriyeti'ne faydalı vatandaş yetiştirmek. İkinci görevimiz sporcu yetiştirmek işimiz.' felsefesinin doğru olduğunu kaydeden Bağrıaçık, basketbolcu Cenk Akyol'un milli takıma çağırılmamasını ise eleştirdi.
"CENK'İ MİLLİ TAKIMA ALMAYAN ZİHNİYETLE, ALİ GÜRBÜZ'Ü VE RIZA KAYAALP'İ SUÇLAYAN ZİHNİYETİN HİÇBİR FARKI YOK"
Cenk Akyol'un milli takıma alınmamısıyla ilgili de federasyonun tam olarak bir açıklama yapamadığını dile getiren Bağrıaçık, sözlerini şöyle tamamladı: "Teknik kadronun tercihi dendi; ama buna hiç kimse inanmadı. İnanacak da bir şey yok. Cenk Akyol'un yaşı, Galatasaray'da gösterdiği başarılı performansı ve takımının şampiyonluğuna da büyük katkısı vardı. Şu anda milli takım Cenksiz yola devam ediyor. Milli takımda Cenk'in eksikliği hissediliyor. Bunun acısını da Türkiye çekiyor. Cenk'i milli takıma almayan zihniyetle, doping yaptığı için Ali Gürbüz'ü suçlayan, ırkçı tweet attığı için Rıza Kayaalp'i suçlayan zihniyetin hiçbir farkı yok. Vurgulamamız gereken şey şu; en son suçlanacak kişi sporcudur. Önce biz sporcunun etrafindekiler, kendini suçlamalı. Eğitim olarak çok gerideyiz. Bu kadar doping patlamasının yaşanmasının en büyük sebebi eğitimsizlik. Gelişmiş ülkeler gibi sporcuların etrafında iyi bir ekip kurabilseydik, birçok ülkede verilmeyen şu imkanlarla çok büyük bir başarılı bir sporcu ordusu kazandırabilirdik."