Aydınlar'dan Ali Koç'a jet cevap

Fenerbahçe Başkan Adayı Mehmet Ali Aydınlar, eski yönetici Ali Koç'un kendisi hakkındaki sözlerine yanıt verdi.

Aydınlar'dan Ali Koç'a jet cevap

Mehmet Ali Aydınlar, Ali Koç'un düzenlediği basın toplantısının bitmesinin hemen ardından bir yazılı açıklama yaptı. Aydınlar'ın açıklaması şöyle:

"Kamuoyunun Dikkatine,

Sayın Ali Koç bugün yaptığı basın toplantısında şahsımın “Fenerbahçe Başkanı olduğum takdirde şike yapmayacağım” şeklinde bir açıklama yaptığım iddiasında bulunmuştur. Hiçbir kimseye, hiçbir ortamda böyle bir açıklama yapmış olmam söz konusu bile değildir. Fenerbahçe camiasının her ferdinin uyması gereken temel bir etik ilkeyi seçim vaadi olarak dile getirmem mümkün değildir. Temelsiz bu iddiayı dile getiren Sayın Ali Koç'tan bu açıklamasınıdüzeltmesini ve özür dilemesini bekliyorum.

Saygılarımla,

Mehmet Ali Aydınlar"

Ali Koç: Başkan adayı değilim
1907 Fenerbahçe Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Koç, sarı lacivertli kulüpte yarın başlayacak olan seçim maratonu hakkında bir basın toplantısı gerçekleşitiriyor. Ali Koç pazar günü yapılan kongrede Fenerbahçe başkanlığına aday olmayacağını açıkladı.

Fenerbahçe Kulubü eski yöneticisi Ali Koç basın toplantısı düzenledi.

Ali Koç'un açıklamasından satır başları:

"Yönetimden ayrıldığım o günden bu güne yakışıksız pek çok haber çıktı hakkımda, hem 3 Temmuz süreci için, hem de hakkımda çıakn diğer haberlerle ilgili bir açıklamada bulunmadım. 3 Temmuz döneminin ciddi anlamda çarptırılmasından dolayı bazı bilgileri paylaşmam gerektiğini düşündüm.

'HABERLER CİDDİ RAHATSIZLIK YAŞATTI'
1992 yılında rahmetli Hüseyin Çakıroğlu anısına kurulan Fenerbahçe Derneği'nin tek amacı Fenerbahçe'yi desteklemek, arkasında olmaktır. Kurulduğundan bu yana, bu yönde çalışan bir sivil toplum kuruluşudur. Hepimiz gelip geçiciyiz, baki olan Fenerbahçe spor kulübüdür. 1907 Fenerbahçe Kulübü'nün aday belirleme gibi bir şeyi söz konusu olamaz. Zira adaylar içinde sadece bir adayı desteklemek, kulübümüzü kayıtsız şartsız desteklemek amacıyla çelişir.

93-97 yılında 11 milyon dolar bütçe oluşturarak basketbola katkıda bulunmuştuk. İnşa edilen stadımızı, satttığımız 5 yıllık kombinelerle katkı sağladık. 99 yılında Fenerium'u kurararak devrettik. 90 yıldır tescil edilmeyen kulübün ambleminin tesciline öncülük ettik. 3 milyon TL basketbol şubesine katkıda bulunduk. Dernğin 20 yıolda gerçekleştidikklerini kısaca hatırlatırken derneğin vizyonunun altını çizmek istedim. 1907 FB Derneği, 'üyelerini belli bir doğrultuda oy kullanmaya yönlendirdi' haberleri kesinlikle asılsızdır. Bu haberler ciddi rahatsızlık yaşattı.

'AYDINLAR İLE HUSUMETİM YOK'
Mehmet Ali Aydınlar ile hiçbir husumetim yok, olmamıştır. FFB olağan dönemlerde bile yapması oldukça zordur, buna bir de 90. saatte bu şike süreci denilen süreç eklendiği zaman takdir edersiniz ki çok büyük güçlüğkle yönetilmesi gereken bir süreçtir. Bize göre spor hukukunun temel prensiplerine itibar edilerek bir süreç yönetilmiş olsaydı büyük hasarlara yol açan bir durum olmayacaktı. Alınan kararları ve sergilenen yönetim anlayışını alt alta koyarsak sürecin tarfilenen vehametini aşacak derecede bir başarısızlık yaşandığını görüyoruz.

3 Temmuz olayını, -hafızaları tazelemek adına- bir özet geçmek istiyorum.

'NİYE KİMSE GİZLİLİK İHLALİNİN ÖNÜNE GEÇMEDİ?'
3 Temmuz Pazartesi sabahı dünya spor tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir operasyonla güne başladık. İlk günden itibaren gizlilik şartı olması rağmen gelişmeleri an be an takip eder hale geldik. Kimse gizlilik ihlaline bir şey demedi. Buna müsaade edildi, basın yasağı dahi çok uzun bir süre getirilmedi. Pek çok kez basın yasağı için başvurulmasına rağmen bunu başaramadık. Basın yasağı getirilmemesi benim bu operasyona çok farklı gözle bakmama neden olmuştur. Bu basit konular uygulansaydı, ülkemizde taraftarlar arasında yıllarca tamir edilemeyecek nefret tohumları ekilmezdi. Kulüplerimiz UEFA nezdinde kendilerini çok daha kuvvetli bir şekilde savunabilirdi.

Ben şahsen o gün başkan olsaydım, adli birimlere gider gizlilik ihlali getirilmesinin Türkiye için ne kadar önemli olduğunu ifade eder ve bunun için çaba sarfederdim. Gerekirse devletin en tepesine giderek 'Lütfen basın yasağı getirin' derdim ve bunu için mücadele ederdim.

Hiçbir savunma hakkı verilmeden kamuoyu vicdanında kulüp suçlu haline getirilmiştir. Lütfen bunu akşam Mehmet Ali Aydınlar'a sorun: Kulüplerine haklarını maksimum koruyabilmesi için bir girişiminiz oldu mu? Kamuoyu baskısı altında kalan TFF 1. Etik Kurulu Raporu diye bir rapor ortaya attı. Hiçbir savunma alınmadan sadece 21 Temmuz itibariyle emniyetten gelen kanaatin bizim için hiçbir kıymeti olmaması gerekirken UEFA'nın temel dayanağı haline gelmiştir. Savunma hakları kullanılmadan nasıl böyle bir rapor hazırlanmasına müsaade etti Mehmet Ali Aydınlar?

Emniyetimizden gelen, -hangi bilgilerin geldiğini de bilmiyoruz- bu rapora belgeler yollandıktan sonra 31 kişi daha gözlatına alındı, ifadeleri alındı, binlerce sayfa daha yeni bilgiler oluştu. Ama 100 yıllık şanlı kulübün kaderi etik kurulu raporundan dolayı bugün bu konuma geldi.

Kozmik oda falan bir şeyler anlatıldı bize, Etik Kurulu raporu bu odada hazırlandı diye. Niye bu odada hazırlanndı? Çünkü gizli kalması isteniyordu. Peki naısl medyaya sızdı? Bu odada bir medya mensubu var, o biliyor bunun sızdığını. İnşallah o da bir gün anlatır. Aydınlar'ın üzerinde müthiş bir baskı kuruldu.

Aydınları'ın üzerinde kurulan müthiş baskı neydi biliyor musunuz? Siz üzerinizden Fenerbahçe formasını çıkaramadığınız için alacağınız kararlarla bütün ülkeyi riske atıyorsunuz baskısı yapıldı.

21 Temmuz'da verilen bilgilerle 15 Ağustos'ta bu rapor hazırlandı ve UEFA topa sokuldu. UEFA'nın bu şekilde olağanüstü davranmasına TFF'nin içinde bazı üylerin de dahil olduğundan hiç şüphemiz yok.

15 Ağustos'ta rapor yayınlandı, rapordan bir kaç gün sonra ülkemizi küçük düşürecek bir gelişme yaşandı. UEFA müfettişi Türkiyeye geldi, Türkite savcısını ziyaret ederek küçük düşürüldü. Burada küçük düşürülen TFF'ydi, ama onlar bunu gururla sundu. UEFA'ya 'sen kimsin de buraya geliyorsun, sana kim bu hakkı veriyorsun' denmez miydi?

İnsanın gücüne gidiyor. Dik durup, UEFA'ya 'kardeşim sen ne yapıyorsun' demedi.

UEFA'nın muhatap olduğu kişiler Fenerbahçe'nin şike yapmama olasılığının yüzde 1 bile olmadığını düşünüyor. Burda UEFA'ya kızmayalım, onun muhataplarına kızalım.

Müfettişin ziyaretinde bir yol haritası planlandı ve onun ayrılmasının ardından meşhur Infantino'nun mektubu bize ulaştı ve ÇArşamba akşamı, 24 Ağustos'ta önce FB'nin men edildiğin, Trabzon'un dahil edildiğini öğrendik. Spor hukuk tarihinde bir ilk yaşanıyordu. Hiçbir resmi süreç işletilmeden, kimin neyle sulandığı bilinmeden, hiçbir savunma alınmadan FB cezalandırıldı. Bunun hesabını er geç birileri verecektir.

FB yarım puanla şampiyonluğu kaybetti, ama bizim kolumuzu kanadımızı kırdılar, her puan para demekse bizim ekonomik anlamda da kanadımızı kırdılar. TFF yönetimi başkanı sürece iyi niyetle yaklaşmış olabilir, ancak muhtelif nedenlerden dolayı UEFA'ya karşı dik duramayarak, UEFA'ya boyun eğerek TÜrk futbolunun çıkarlarını koruyamamıştır. Temel neden Aydınlar ve ekibinin FB'nin suçluluğuna peşinen inanmalarıdır. 2010-2012 sezaonunu yaşayan bizler, suçluluğumuza tamamen inanarak hakkımızı savunmaya çalışırken TFF Başkanı sayon savcı beye yaptığı ilk ziyaretten itibaren onun dediklerine inanmış, zararın neresinden dönersek kardır düşüncesiyle yöneitlmeye çalışılmıştı.

8 takımdan bahsediyordu, ne oldu o takımlara? FB, Beşiktaş'a kaldı olay sadece.

Sayın Aydınlar'ın spor hukuku konusunda çok bilgisi olması önemli unsurlardan bir tanesidir. 'UEFA'ya muhatabın benim, savcıyla ne işin var' diyebilirdi. Sanki Türkiye muz cumhuriyeti!

Kararsızdı, gel-gitler yaşadı. Mesela liglerin başlama tarihi konusunda...

Kendi istifasını hatırlayın, ettim dedi etmedim dedi 2 gün içinde defalarca karar değiştirdi.

Çok fazla medyayla konuştu, kendisiyle çelişkiye düştü. Ekip ruhu yoktu. Play-off oynanacağını bile TFF basın kurulunda öğrenmedi mi? Bu nasıl bir ekip ruhudur. Ne yazık ki bu nedenlerden dolayı yönetim anlayışı manipülasyona açık bir konuma geldi.

Mehmet Ali Bey'in bazı iddiaları var bizlerle ilgili.