Risale-i Nur her cereyanın fevkindedir

Çok dikkat ve ihtiyat lâzımdır. Risale-i Nur, dünyada her cereyanın fevkinde bulunması ve umumun malı olması cihetiyle, bir tarafa tabi ve dahil olmaz.

Risale-i Nur her cereyanın fevkindedir

Çok ehemmiyetli mektuplarınıza bir tek muhtasar cevaba mecburiyetim var.

Evvela: Sualleri, çok nurlu hakikatlerin zuhuruna vesile olan Refet’in, hem masumlara Kur’ân ve Nurları ders vermesi, hem kendisi Nur Lem’alarıyla meşgul olması, hem tashihatta bana ve Hüsrev’e yardım etmesi, hem İstanbul’da Asa-yı Musa’nın insaflı âlimlerin ellerine geçmesine çalışması, çok şayan-ı tebriktir. Ve yeni sualine şimdi cevap verilmez, daha zamanı gelmemiş.

Kahraman Burhan’ın Serbest Fırkasının reisine verdiği cevap güzeldir. Evet, Nurcular, siyasetlerle alâkaları olmaz. Yalnız İmân hakikatleriyle bütün hayatları bağlıdır. Şimdiye kadar gizli komiteden, siyaseti dinsizliğe ve zındıkaya âlet edenler, istibdad-ı mutlakla Nurcuları ezdiler. İnşâallah, bir sebep çıkar (Haşiye) o istibdadı kıracak, masum ve mazlûm Nurcuları kurtaracak. Fakat çok dikkat ve ihtiyat lâzımdır. Risale-i Nur, dünyada her cereyanın fevkinde bulunması ve umumun malı olması cihetiyle, bir tarafa tabi ve dahil olmaz. Belki mütecaviz dinsizlere karşı haklı tarafa yardımcı olur ve dost olur ve ihtiyat kuvveti hükmünde onlara bir nokta-i istinad olur. Fakat siyaset hesabına değil, belki Nurların intişarı ve maslahatı hesabına, bazı kardeşler, Nurlar namına değil, belki kendi şahısları namına girebilir. Hususan, mübarek Isparta’nın şimdiye kadar Nurlar medresesi olması ve muarızların dahi ona çok ilişmemesi noktasında, dahilde tarafgirane vaziyet almamak, muterizlerin nedametine ve hakikate dönmelerine bir vesile olabilir. Siz daha iyi bilirsiniz.

Salâhaddin’in mektubu, birkaç cihette ehemmiyetlidir. Amerika âlimleri, elbette Asa-yı Musa risalesine lâkayt kalmayacaklar. Eğer dini, din için seven kısmının ellerine geçse, fütuhat yapar. Yoksa, bazı enaniyetli hocalarımız gibi, kıskançlık damarıyla neşrine ve tervicine çalışmaları meşkuktür. Her neyse, inayet-i İlâhiyeye havaledir.

Haşiye: Demokrat çıktı, bir derece kırdı.

Emirdağ Lâhikası, s. 140

***

..Hem ezcümle: Eski Said siyasette çok ileri gittiği halde, Yeni Said de taraftar bulmak için çok muhtaç olduğu zamanda, bütün insanları meşgul eden bu beş altı senedeki beşer tufanları, siyaset fırtınaları içinde kat’a ve asla beni meşgul etmedi ve merakla mağlûp etmedi ve beş sene, bilmeyi merak etmedim.

Beni bilenler gibi, ben de bu hale çok hayret ederdim. Hatta kendi kendime derdim: “Acaba ben mi divane olmuşum ki, bütün dünyayı kendiyle meşgul eden bu hadisata bakmıyorum, ehemmiyet vermiyorum? Yoksa insanlar mı divane olmuşlar?” diye hayret içindeydim. Şimdi hem manevî ihtarla, hem mezkûr hiss-i kablelvuku ile, hem meydandaki Risale-i Nur’un galebe ve serbestiyetiyle tahakkuk etti ki, Risale-i Nur’daki hakikat-i ihlâs, rıza-yı İlâhîden başka hiçbir şeye âlet ve tabi olamaz ve Kur’ân’dan başka hiçbir nokta-i istinadı olmadığını ispat etmek için o acip halet-i ruhiye verilmiş.

Emirdağ Lâhikası, s. 51