18 yıl boyunca Risale-i Nur külliyatını basan Mutlu Yayıncılık’ın sahibi İsmail Mutlu, Kültür Bakanlığı’nda yaşanan bandrol sorununun telif tartışmasından kaynaklandığını söyledi.
Mutlu, bazı kişilerin telif hakkının kendilerine ait olduğunu iddia edip Kültür Bakanlığı’na şikayette bulunduğunu, oysa daha önce de konuyla ilgili hem mahkeme hem de Yargıtay kararının olduğunu anlattı. Mutlu, “Elimdeki Yargıtay kararını Kültür Bakanlığı’na gönderdim. İnşallah bu sorun en kısa zamanda çözülecek.” dedi.
Kültür Bakanlığı, Bediüzzaman Said Nursi’nin eseri Risale-i Nur’un basımını, telif sorununu gerekçe göstererek durdurdu. Eseri basmak isteyen yayınevlerine de bandrol verilmedi. 18 yıl boyunca Risale-i Nur’u bastığını söyleyen Mutlu Yayıncılık’ın sahibi İsmail Mutlu, bu durumun bazı kişilerin eserin telif hakkının kendilerinde olduğunu belirtip, şikayette bulunmasından kaynaklandığını söyledi. Mutlu, konuyla ilgili daha önce de benzer sıkıntılar yaşandığını belirterek, “Eser koruma altında değil. 55 yıldır basılıyor.” şeklinde konuştu.
Kitap basabilmek için Kültür Bakanlığı’ndan bandrol alınması gerektiğini vurgulayan Mutlu, “Yaklaşık 15-20 gündür bandrol vermiyor. Kültür Bakanlığı’nın davranışını tedbir acısından doğru buluyorum. Çünkü görüşmelerimizde kendilerine şikayet olduğunu ve hak talebinde bulunulduğunu, dokümanlar sunulduğunu söylüyor Kültür Bakanlığı. Bu durum başka zamanlarda da olmuştu. Kültür Bakanlığı da olayın iç yüzünü araştırmak için bandrol vermiyor.” ifadelerini kullandı.
Mutlu, geçmişte yaşanan sıkıntıları da şöyle anlattı: “Eskiden bir-iki yayın evi basıyordu. Herkes kendi bastığı eserin doğru olduğunu söylüyor. Bediüzzaman’ın bazı talebeleri eseri tek elden basmak için harekete geçmişler. 1963’de notere gidiyorlar. Bediüzzaman’ın ‘bunlar benim öğrencilerim’ dediği belgeyi notere tasdik ettiriyorlar. 1987’de de Üsdat’ın yeğeninden de bir devir hakkı alıyorlar. Geliyoruz 1995’e, Tenvir Neşriyat ‘ben Risale-i Nur’u orijinal haliyle basacağım’ diyor. Mustafa Acet Ağabey, kendindeki kitapları Sıddık Dursun’a devrediyor. Diğerleri bunu hazmedemiyor ve Sıddık Dursun’u mahkemeye veriyorlar. Mahkeme sunulan 3 belgeyi reddediyor. Mahkemeye verenler kim? Mustafa Sungur Ağabey, Hüsnü Bayram Ağabey, Sait Özdemir Ağabey, Bayram Yüksel Ağabey, Ahmet Akif Ağabey; 5 kişi. Mahkeme şunu diyor: ‘Bunlar eser sahibi değil, eser sahibinden resmi bir belge almamış. Noter tasdikli belge için de ‘1960’ta vefat eden 1963’te nasıl notere verir’ diye kabul etmiyor. ‘Devir hakkı için de 3 tane varis var’ diyor. Burada Rabia Ünlükul ve Saadet Ünlükul da varis görünüyor. ‘Bir eserin devir hakkı bir varisle gerçekleşmez’ diyor. Mahkeme kendilerine sunulan 3 belgeyi de reddediyor. Karşı taraf bunu temyize götürüyor, Yargıtay da mahkemenin verdiği kararı onaylıyor.”
Elinde hem mahkemenin hem de Yargıtay’ın kararına ilişkin belge bulunduğunu kaydeden Mutlu, “Ben de 1997’ye gelindiğinde sade ve açıklamalı olarak yayınladım. Aynı ağabeyler beni de mahkemeye verdi. Hakimi yanıltmaya matuf belgeler sundular. Hem ceza davası açıldı hem tazminat; berat ettim. Şu an resmi varisler hariç, Risale-i Nur’un basımı bize aittir denilebilecek hiçbir evrak yoktur. En kuvvetli evraklarını mahkeme reddetti, Yargıtay da bunu onadı. 1999 yıllarında bandrol uygulaması çıktı. 2012 yılında da telif sözleşmesi istedi Kültür Bakanlığı. Ahmet Aytimur abi de gidiyor ‘bu eserin telifi bana aittir’ diye. Yayıncılar yine bu nedenle bandrol alamadılar. O zaman mahkeme kararlarını sundum ve bandrol olayı çözüldü. Şu anda yine yanlış bilgilendirmelerden dolayı açıklamalar yapılıyor. Resmi varisler zaten karışmıyorlar bu duruma. Varisleri herkes istediği gibi bassın diye dilekçe verdiler ve ben bunu Kültür Bakanlığı’na teyit ettirdim. Telif sözleşmesini verince de Kültür Bakanlığı tedbirli davranarak bandrol vermeyi durduruyor. Koruma dışı eser yazdığınız zaman sizden telif sözleşmesi istenmiyor.” dedi.
Şu anda 10’dan fazla yayınevinin eseri bastığına dikkat çeken Mutlu, gerekli belgeleri Kültür Bakanlığı’na gönderdiğini söyledi. Mutlu, “Ben şimdi mahkeme kararını da göndereceğim. Şu anda Risale-i Nur’un basımını engelleyen hiçbir belge, hiç kimsede yok. Üsdat’ın varislerinden biri ‘Bu eser toplumun malı, herkes basabilir’ diyor. Kültür Bakanlığı bunu inceleyecek, daha önce olduğu gibi en kısa zamanda güzel sonla olay bitecek. Böylece Nur talebeleri de bir birine düşmemiş olacak.” değerlendirmesinde bulundu.