Türkiye PMI'ında sınırlı yükseliş

Haziran ayında Türk imalat şirketleri, hem fabrika çıkışları, hem de yeni sipariş seviyelerinde yükseliş gözlediklerini belirttiler.

Türkiye PMI'ında sınırlı yükseliş

Genel anlamda, sipariş defteri hacmi son üç anket döneminin en hızlı seviyesinde yükseldi. Bu sırada, ortalama girdi tedarik süresi Ocak 2012’den bu yana ilk kez kısaldı. 
   
Mevsimlik etkilerden arındırılmış HSBC Türkiye İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi™ (PMI™) – imalat sanayisinin kaydettiği performansı sergilemek amacıyla tasarlanmış tek rakamlı, bileşik performans göstergesi – Mayıs ayında ölçülen 51,1 seviyesi dolaylarında seyrederek, Haziran ayında 51,2 seviyesine yükseldi ve Türkiye mal üretim sektöründe faaliyet koşullarının iyileşmeye devam ettiğine işaret etti. 
   
Mayıs ayında meydana gelen yavaşlamanın ardından, Türk imalat firmaları Haziran ayında üretim seviyelerinde yükselme gözlediklerini belirttiler. Büyüme, son üç ayın en hızlı
seviyesinde gerçekleşse de, katılımcılar ülkede gerçekleştirilen protestoların fabrika çıkışlarının daha seri bir şekilde üretilmesini engellediğini belirttiler.Son anket döneminde gelen yeni iş hacmi yükselirken, şirketler yeni müşterileri güvence altına aldı. Bu sırada, yeni ihracat siparişleri, hafif bir şekilde olsa da, son yedi ay boyunca altıncı kez arttı. 
   
Ortalama teslimat süresi Haziran ayında kısalarak, tedarikçi performansında meydana gelen 16 aylık kötüleşme dizilim sürecini sona erdirmiş oldu. Buna rağmen, iyileşme genel olarak yavaş bir hızda gerçekleşti. Bu sırada, tamamlanmayan iş hacmi azaldı ve panelistlerin %19’u bekleyen siparişlerin temizlendiğini belirttiler. Birikmiş işler seviyesi üst üste beşinci ayda da azaltıldı. Şirketler bu son düşüşü, ek personel alımına ve üretimde verimliliğin getirdiği gelişmelere bağladılar. 
   
Artan üretim seviyeleriyle başa çıkabilmek amacıyla, Türkiye’de bulunan mal üreticileri Haziran ayında istihdam seviyelerini artırdılar. Buna rağmen, iş yaratma hızıyavaşlayarak, Ağustos ayından bu yana en zayıf seviyesinde seyretti. 
   
Son anket döneminde, girdi maliyeti ivme kazanarak yükselirken, şirketler olumsuz döviz kurları ve yükselen hammadde fiyatları ile karşı karşıya kaldılar. Yükselen girdi maliyetine paralel olarak, Türkiye imalat şirketleri fabrika çıkışıfiyatlarını artırdı ve fiyat enflasyonu son dört ayın en yüksek seviyesinde seyretti. 
   
Üretim sonrası holding envanterleri seviyesi Haziran ayında düşüş gösterdi. Anekdotsal kanıtlara göre, hız kazanan teslimat süreci, artan üretim ve çoğalan yeni ihracat siparişleri bu düşüşün meydana gelmesinde rol oynayan etmenler arasında yer aldı. Hammadde stokları ve diğer üretim envanterleri, önceki anket döneminde gözlenen hıza paralel bir şekilde azaldı. Son anket verilerine göre, Türk imalat sanayisi satın alma faaliyetlerinde yükseliş kaydedildi ve firmaların %29’u ek girdi elde etti. Satın alma faaliyetleri bu ay dâhil olmak üzere arka arkaya 13’üncü ayda da yükseldi ve bu yükseliş son üç ayın en hızlı seviyesinde gerçekleşti. 
   
HSBC Türkiye Ekonomisti Melis Metiner, son PMI araştırma bulguları hakkında yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Satın alma yöneticileri endeksi son on aydır imalat sanayinde toparlanmaya işaret etmekte. Toparlanmanın hızı ise, Şubat-Mayıs ayları arasında ivme kaybettikten sonra Haziran ayında tekrar ivme kazandı. Haziran ayında üretim hacminde kayda değer bir artışolurken, üreticiler, protesto eylemlerinin üretim hacminde daha da güçlü bir artışı engellediğini belirttiler. Buna rağmen hem toplam siparişler hem de ihracat için alınan siparişler Mayıs ayına göre hızlanarak artış gösterdi. Haziran ayında Türk lirasındaki değer kaybı girdi ve çıktı fiyat endekslerinde sert artışlara sebep olurken, girdi fiyat endeksi son dört ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Şirketler Haziran’da işe alımlarına devam etseler de, işe alımların hızı yavaşladı. 
   
İmalat sanayindeki toparlanmanın Haziran ayında protestolara rağmen devam etmiş olması iyi bir işaret. Eğer satın alma yöneticileri endeksi önümüzdeki aylarda da güçlü seyrine devam ederse, bu, büyüme tarafındaki aşağı yönlü risklerin sınırlıolacağına işaret edebilir. Enflasyon tarafında ise, Türk lirasındaki değer kaybının devam etmesi ve buna mukabil doğalgaz ve elektrik fiyatlarında beklenenden yüksek zamlar olması yukarı yönlü iki risk.”