Raiser: "Anlaşma için doğru bir zaman"

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser, Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği Anlaşması'na ilişkin, "Bir önlemler paketi düşünmek, Gümrük Birliği'ne yeni bir kan katmak için doğru bir zaman olduğunu düşünüyorum" dedi.

raiser: anlasma icin dogru bir zaman

Raiser, AB-Türkiye Gümrük Birliği Değerlendirme Raporu lansman toplantısında yaptığı konuşmada, Dünya Bankası tarafından, AB'nin ricası üzerine hazırlanan raporun objektif bir değerlendirme olduğunu söyledi.

Raporun sadece Dünya Bankası'nın görüşlerini yansıttığına işaret eden Raiser, raporun Türkiye'deki ve Avrupa'daki paydaşlarla istişare halinde hazırlanmasına rağmen, sonuçların her iki taraftan da onaylanmış sonuçlar olmadığını anlattı.

Raiser, her iki tarafın da üzerinde tartışmaya devam edebileceği iyi bir temel sunduklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Konuşmamda 3 konuya odaklanmak istiyorum. AB ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği bir başarı olmuştur. Elimizdeki kanıtlar Gümrük Birliği'nin ticareti artırdığını gösteriyor. Türkiye ile Avrupa arasındaki ticaret Gümrük Birliği ile 4 katına çıktı. Aynı zamanda kural ve düzenlemelerin uyumlandırılması sağlanmıştır. Serbest Ticaret Anlaşmaları bağlamında önemlidir ve işletmelerin verimliliğini artırmada Türkiye'de bir rol oynamıştır. Özetle, Türkiye, bizim farklı bir raporda, 'Avrupa Yakınsama Mekanizması' adını verdiğimiz şeyin bir parçası olmuştur. Gümrük Birliği, aslında Türkiye'yi bu yakınsama mekanizması ile entegre eden bir unsur olmuştur."

İkinci olarak, küresel ortamdaki değişikliklerin Avrupa'daki ve Türkiye'deki ticaret politikalarındaki değişiklikler sayesinde şimdi artık Gümrük Birliği'nin önemli bir kavşakta bulunduğu yorumunu yapan Raiser, bazı hususları ele almadan yola devam etmenin en iyi sonuç olmayabileceğini ifade etti.

Raiser, bunun nedenini ise pek çok potansiyelin kullanılmaması olarak açıklayarak, özellikle hizmetler ve tarım alanında Gümrük Birliği'nin genişletilmesi, bazı ticareti bozucu unsurların ortadan kaldırılması yoluyla ticaretin iyileştirilmesinin mümkün olabileceğini söyledi.

Özellikle, AB ile Türkiye arasında Gümrük Birliği'nin uygulanması konusunda bazı önemli hususların olduğuna dikkati çeken Raiser, şöyle devam etti:

"Bunlar her iki tarafın da bu ticareti bozucu unsurlara cevaben yapabileceği birtakım adımlar olduğunu gösteriyor. Yani hiçbir şey yapmamak etkili olmayacak. Bu da beni 3'üncü hususuma getiriyor. Artık bir önlemler paketi düşünmek, Gümrük Birliği'ne yeni bir kan katmak için doğru bir zaman olduğunu düşünüyorum. Elde edilen bu büyük başarının, Gümrük Birliği Anlaşması'nın üzerine bir şeyler koymalı ve böylelikle bir Serbest Ticaret Anlaşması'ndan daha üstün olmasını sağlamalıyız."

Raiser, Gümrük Birliği'nin özünü koruyarak, uygulamada ortaya çıkan birtakım meselelerle ilgilenerek, kapsamlı şekilde her iki tarafın da maksimum kazan-kazan sonucunu elde edebilmesini sağlamak gerektiğine vurgu yaparak, " Ve özellikle bu anlaşmayı yeniden canlandıralım ve modernleştirelim" ifadesini kullandı.

- "Gümrük Birliği başarıya ulaştı"

AB Türkiye Delegasyonu Temsilci Yardımcısı Bela Szombati de, raporun ilk cümlesi olan "AB ve Türkiye arasındaki Gümrük Birliği öncü bir çalışma ve benzersiz bir çalışma olmuştur" cümlesine atıfta bulunarak, tam potansiyeline ulaşamamasına ve zayıflıklarına rağmen, Gümrük Birliği'nin başarıya ulaştığı yorumunda bulundu.

Gümrük Birliği'nin somut başarılarından bahseden Szombati, anlaşmanın Türk ekonomisini Avrupa üretim ve imalat ağına eklediğini, Türkiye'nin iç pazarın bir uzantısı olduğunu, arz ve tedarik açısından tam bir entegrasyonun gerçekleştiğini söyledi.

Türkiye'deki ihracatın bir numaralı destinasyonunun Avrupa pazarları olduğunun altını çizen Szombati, şunları kaydetti:

"Üretim zincirleri o kadar iç içe geçmiş durumda ki artık pek çok sektörde Gümrük Birliği altında Türk mallarını, ürünlerini, Avrupa mallarından ayırt etmek mümkün değil. İkinci olarak Gümrük Birliği Türkiye'ye özellikle mevzuatın uyumlaştırılmasında erken dönemde yardımcı oldu ve pürüzsüz bir şekilde geçiş sağladı. Türkiye Avrupa standartlarının ve yönetmeliklerinin, mallarla ilgili olan kuralların büyük bir çoğunluğunu iç hukuka aktarmış oldu ve daha iyi kalitede ürünleri vatandaşlarına sundu. Bu uyum süreci, devam eden bir süreç. Türkiye mevzuatını Gümrük Birliği'nin gerekleri doğrultusunda güncellemeye devam etmeli ve katılım çalışmalarını bu doğrultuda yürütmelidir."

Gümrük Birliği sayesinde AB ve Türkiye'nin çok güçlü bir ticaret ve yatırım ilişkisine sahip olduğunu dile getiren Szombati, aradaki ticaretten doğan rakamları katılımcılarla paylaştı.

Szombati, başarı hikayelerinin yanı sıra Gümrük Birliği'nin her iki tarafa faydalı olacak şekilde devam etmesinin önünde birtakım zorlukların olduğunun itiraf edilmesi gerektiğine vurgu yaparak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"İki tarafın da uzun süredir süren birtakım şikayetleri olduğunu biliyoruz. İlgili paydaşlarla yapılan istişarelerin sonunda bu rapor bize bu zorlukları gösterecek. Türkiye'nin en büyük endişesi, özellikle Serbest Ticaret Anlaşmalarının, yeni Serbest Ticaret Anlaşması taraflarıyla yapılabilmesi yönünde. Özellikle AB'nin ortak ticaret politikasının, Gümrük Birliği yükümlülükleri bağlamında ele alınması söz konusu. Biz AB karar alma sürecine katılmaktan bahsediyoruz. Burada ticaret politikalarının şekillenmesinde asimetrik bir durum var. Bu endişe, hem resmi hem de gayriresmi ortamlarda dile getirildi."

Szombati, vize uygulamaları, malların serbest dolaşımı gibi konularda Türkiye'nin birtakım sıkıntıları olduğunu belirterek, AB tarafındaki endişelerden de bahsetti.

AB'nin özellikle anlaşmazlıkların çözülmesi mekanizması, ruhsatlandırma konuları, gözetim uygulamaları, tarif kotalarının ayrımcı bir şekilde uygulanması gibi konularda endişeler taşıdığı bilgisini veren Szombati, "Bütün bunlar bize gösteriyor ki Gümrük Birliği yeni bir ivmeye ihtiyaç duymakta. Gümrük Birliği'ni yeni boyuta taşımak çok önemli ve küresel ekonominin gerçeklerini göz önünde bulundurarak, her iki tarafın faydasına olacak şekilde bunu yapmak önemli" diye konuştu.