Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantı tutanaklarını açıkladı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, "Irak'taki jeopolitik gelişmeler ihracatın büyümeye katkısı açısından aşağı yönlü bir risk unsuru oluşturabilecektir" denildi.
Kurul'un, 24 Haziran tarihli toplantısına ilişkin yayımladığı 1 Temmuz 2014 tarihli toplantı özetinde, mayıs ayında tüketici fiyatlarının yüzde 0,40 oranında arttığı ve yıllık enflasyonun yüzde 9,66'ya yükseldiği anımsatıldı.
Yıllık enflasyondaki artışta gıda ve temel mal fiyatlarının seyrinin belirleyici olduğu ifade edilen özette, "Bu dönemde, Türk lirasındaki değer kaybının birikimli etkileri zayıflarken temel fiyat göstergelerinin yıllık artış oranı nispeten yatay bir seyir izlemiştir. Gıda grubunda yıllık enflasyon 1 puanlık artışla yüzde 14,11'e yükselmiştir. Bu gelişmede yıllık enflasyonu yüzde 17,1'e yükselen işlenmemiş gıda grubu öne çıkmıştır. İşlenmiş gıda grubunda ise ekmek ve tahıllarda yüksek fiyat artışları sürerken diğer işlenmiş gıda ürünlerinde fiyat artış eğilimi yavaşlamıştır. Mayıs ayı itibarıyla gıda fiyatlarının yıllık tüketici enflasyonuna katkısı 3,4 puana ulaşmıştır. Öte yandan, enerji grubu fiyatları yüzde 4,62 seviyesindeki yıllık artış oranı ile görece olumlu bir seyir izlemeye devam etmiştir" tespitlerine yer verildi.
Hizmet fiyatlarının mayıs ayında yüzde 0,67 arttığı ve grup yıllık enflasyonu sınırlı bir oranda gerileyerek yüzde 8,52 olduğu belirtilen özete göre, bu dönemde yıllık enflasyon lokanta-otel ve kira grubunda yükselirken, diğer hizmet alt kalemlerinde düşüş kaydetti. Mevsimsellikten arındırılmış veriler, hizmet grubunda enflasyonun ana eğiliminin düşüş yönünde olduğunu göstermekle birlikte yüksek seviyesini koruduğuna işaret etti.
Temel mal grubu yıllık enflasyonu mayıs ayında 0,29 puanlık artışla yüzde 11,39'a yükseldi. Türk lirasında nisan-mayıs döneminde gözlenen değerlenme sonrasında dayanıklı tüketim malları fiyatları yılbaşından bu yana ilk kez aylık bazda düşüş kaydetti. Diğer taraftan, döviz kuru etkilerinin daha gecikmeli hissedildiği dayanıklı dışı temel mal fiyatlarındaki artış eğilimi sürdü. Mevsimsellikten arındırılmış veriler temel mal grubu enflasyonunun ana eğiliminde bir miktar iyileşmeye işaret etti.
2014 yılı ilk çeyreğine ilişkin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) verilerine göre, talep gelişmeleri Nisan Enflasyon Raporu'nda ortaya koyulan görünümle büyük ölçüde uyumlu gerçekleşti. Nihai yurt içi talep, özel kesim talebindeki gerilemenin kamu kesimi talebiyle telafi edilmesi sonucu yatay bir seyir izledi. Mal ve hizmet ihracatı güçlü bir artış kaydederken, mal ve hizmet ithalatı dönemlik bazda geriledi. Böylelikle, net ihracat ilk çeyrekte dönemlik büyümenin temel sürükleyicisi oldu ve öngörüldüğü şekilde talep bileşenleri arasındaki dengelenme süreci devam etti.
2014 yılının ikinci çeyreğine ilişkin verilerin iktisadi faaliyette ılımlı bir artışa işaret ettiği belirtilen özete göre üretim tarafından değerlendirildiğinde, sanayi üretim endeksi nisan ayında önceki iki aydaki sınırlı düşüşün ardından aylık bazda yüzde 1 oranında artış gösterdi. Böylece, nisan ayında üretim bir önceki çeyrek ortalamasının üzerinde gerçekleşti ve çeyreklik bazda istikrarlı artış eğilimini devam ettirdi.
"Önümüzdeki dönemde, ihracatın desteği ve özel kesim yurt içi talebindeki toparlanma ile üretimdeki ılımlı artışın devam edeceği öngörülmektedir" denilen özette, şunlar kaydedildi:
"Harcama tarafına ilişkin veriler, yurt içi özel kesim nihai talebinin ikinci çeyrekte ılımlı bir eğilim sergilediğine işaret etmektedir. Dayanıksız tüketim talebine ilişkin göstergelerden, dayanıksız tüketim malları üretimi ve ihracatı nisan ayında bir önceki çeyrek seviyelerinin üzerinde gerçekleşirken, dayanıksız tüketim malları ithalatı ise bir önceki çeyreğe kıyasla gerilemiştir. Dayanıklı tüketim malları üretimi ve ithalatı Nisan ayında bir önceki çeyrek seviyelerinin üzerinde gerçekleşmiştir. Dayanıklı talebine ilişkin göstergelerden otomobil satışları ilk çeyrekteki sert düşüşün ardından yatay seyrederken, beyaz eşya satışları iki çeyrek aranın ardından nisan-m döneminde artış göstermiştir. Böylelikle, ikinci çeyrekte dayanıksız tüketim malları talebindeki artış eğiliminin devam ettiği, dayanıklı mallar talebindeki gerilemenin de durmuş olabileceği düşünülmektedir. Makine-teçhizat yatırımlarına ilişkin göstergeler ikinci çeyrekte yatay bir seyre işaret etmektedir. İnşaat yatırım göstergeleri ise ikinci çeyrekte inşaat yatırımlarındaki artışın yavaşlayarak sürdüğünü göstermektedir."
- Irak'taki jeopolitik gelişmeler
Özette, belirsizlik algısındaki azalma, güven endekslerinde gözlenen toparlanma ve finansal koşullardaki iyileşme sonucu tüketim talebindeki toparlanmanın süreceği ve yurt içi özel nihai talebin ikinci çeyrekten itibaren kademeli bir artış eğilimine gireceği aktarıldı.
Son dönem verileri ihracatın büyüme eğilimini 2014 yılı ikinci çeyreğinde de koruduğuna ve dış talepteki toparlanmanın da etkisiyle büyümeye olumlu katkı yaptığına işaret ettiği ifade edilen özette, "Altın hariç ihracat miktar endeksi Nisan ayında aylık bazda artış göstermiş ve bir önceki çeyrek ortalamasının üzerinde seyretmiştir. Son dönemde anket göstergelerinin işaret ettiği küresel ölçekteki ılımlı toparlanmanın ve dünya ticaretindeki canlanmanın etkileriyle önümüzdeki dönemde ihracatın büyümeye olumlu katkısının devam etmesi beklenmektedir. Bununla birlikte, Irak'taki jeopolitik gelişmeler ihracatın büyümeye katkısı açısından aşağı yönlü bir risk unsuru oluşturabilecektir" denildi.
Özette, 2013 yılı kasım döneminden itibaren süregelen güçlü istihdam artışının mart döneminde hız kestiği, mevsimsellikten arındırılmış verilerle işsizlik oranlarının yatay bir seyir izlediği kaydedildi.
Bu dönemde, sanayi ve inşaat sektörleri istihdam artışında bir duraksama yaşanırken, tarım dışı istihdam hizmet sektörünün katkısıyla artış gösterdiği belirtilen özette, "Yılın ikinci çeyreğine ilişkin öncü göstergeler istihdam artışında ılımlı bir seyre işaret etmektedir" ifadesi kullanıldı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, enerji fiyatlarında gözlenen yükselişin, kalıcı olması durumunda, enflasyonu sınırlı ölçüde etkileyebileceği ifade edilirken, Kurul'un, bu aşamada söz konusu belirsizliklere yönelik para politikası tepkisi verilmesinin uygun olmayacağını değerlendirdiği belirtildi.
Kurul'un 24 Haziran 2014 tarihli toplantısına ilişkin yayımladığı 1 Temmuz 2014 tarihli toplantı özetinde, sıkı para politikası duruşunun ve alınan makroihtiyati önlemlerin etkisiyle kredi büyüme hızlarının makul düzeylerde seyrettiği bildirildi.
Tüketici kredilerinin yılın ilk yarısında tarihsel ortalamalarının oldukça altında büyüdüğü, ticari kredilerin büyüme hızındaki yavaşlamanın nispeten daha sınırlı kaldığı belirtilen özette, Kurul'un, kredilerin mevcut büyüme kompozisyonunun aşırı tüketimi sınırlamak yoluyla hem enflasyonu düşürücü etki yaptığını hem dengelenmeyi desteklediğini ifade ettiği aktarıldı.
Özette, bu gelişmelerle uyumlu olarak yurt içi özel kesim nihai talebinin ılımlı bir eğilim sergilediği kaydedilerek, ihracatın ise dış talepteki toparlanmanın da etkisiyle büyümeye olumlu katkı yaptığına işaret edildi.
Kurul'un, talep bileşenlerinin mevcut görünümü altında 2014 yılında toplam talep koşullarının enflasyon baskılarını sınırlayacağı ve cari işlemler açığında belirgin bir iyileşme gözleneceği beklentisine yer verilen özette, şu değerlendirmeler yapıldı:
"Geçtiğimiz yılın ortalarından itibaren gerçekleşen birikimli döviz kuru gelişmelerinin yıllık enflasyon üzerindeki olumsuz yansımaları kademeli olarak azalacaktır. Nitekim, temel enflasyon göstergelerinin ana eğilimi başta dayanıklı mallarda olmak üzere döviz kuru kaynaklı enflasyon baskılarının hafiflemesiyle mayıs ayında uzun bir aradan sonra ilk defa aşağı yönlü bir seyir izledi. Baz etkisinin de katkısıyla haziran ayından itibaren yıllık enflasyonda kayda değer bir düşüş gözleneceği tahmin edilmektedir. Kurul, mevcut durumda gıda ve kur kaynaklı birikimli enflasyon etkisinin 6,5 puan civarında olduğunu, bu durumun orta vadede enflasyonda düşüş için önemli bir alan oluşturduğunu ifade etti. Bununla birlikte, enflasyonda uzunca bir müddet süregelen yüksek seviyelerin fiyatlama davranışları üzerindeki etkilerinin yakından izlenmeye devam edilmesi gerektiği belirtildi."
- "Para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecek"
PPK özetinde, Kurul'un toplantıda son dönemdeki jeopolitik gelişmelerin cari denge ve enflasyon üzerindeki olası yansımalarını da ele aldığı aktarılırken, "Irak'taki belirsizliklerin kalıcı olması durumunda ihracat ve petrol fiyatları kanalıyla dış dengedeki iyileşmeyi yavaşlatabileceği dile getirildi. Benzer şekilde, enerji fiyatlarında gözlenen yükselişin, kalıcı olması durumunda, enflasyonu sınırlı ölçüde etkileyebileceği ifade edildi. Bununla birlikte Kurul, bu aşamada söz konusu belirsizliklere yönelik para politikası tepkisi verilmesinin uygun olmayacağını değerlendirerek gelişmelerin dikkatle takip edileceğini belirtti" denildi.
Bu değerlendirmeler doğrultusunda Kurul'un, son aylarda küresel likidite koşullarındaki iyileşmeyi de göz önüne alarak, bir haftalık repo faizinde ölçülü bir indirime gittiği anımsatılan özette, enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurların yakından izleneceği, enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceği kaydedildi.
Özette, Kurul'un maliye politikası ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmeleri enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip ettiğine işaret edilerek, para politikası duruşu oluşturulurken, gelecek dönemde mali disiplinin korunacağının ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda öngörülmeyen bir artışın gerçekleşmeyeceğinin varsayıldığı bildirildi.
Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesinin söz konusu olabileceği dile getirilen özette, şu ifadelere yer verildi:
"Orta vadede mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak yapısal reformların güçlendirilmesi makroekonomik istikrarı destekleyecektir. Bu yönde atılacak adımlar aynı zamanda para politikasının hareket alanını genişletecek ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde seyretmesini sağlayarak toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacaktır. Bu çerçevede, Orta Vadeli Program'ın gerektirdiği yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır."