Merkez bankalarında bir dönem bitiyor

Merkez bankaları politika değişikliğine gidiyor

merkez bankalarinda bir donem bitiyor Kriz döneminde denedikleri vaatler üzerine kurulu politikaların güvenilirliklerini azatlığını ve faaliyetin yerini doldurmadığını düşünen dünyanın önde gelen merkez bankaları, politikalarını oluştururken daha ustalıklı yaklaşımlar kullanma kararı aldı.

Dünyanın her köşesinde saydam politikalardan daha esnek politikalara doğru geçiş merkez bankalarını zorlandıklarını vurguluyor. Bunun sonucu olarak da merkez bankacıları para politikalarıyla yapılabileceklerinin limitlerini zorluyor.

Daha geleneksel politika oluşturma yaklaşımı ve daha incelikli açıklamalar geçtiğimiz yıl finansal piyasalarda oluşan karışıklardan ötürü zor dönemler geçirmiş merkez bankacılarının iletişim yeteneklerini zorlayacak.İşleri daha da karıştıran şeylerden biri ABD ve İngiltere merkez bankalarının faiz artırımı ile ilgili planları olduğunu belirtmesi ve Avrupa ve Japonya merkez bankalarının tam tersi planları olması.Bu konuda yorum yapan isminin açıklanmasını istemeyen G7 ülkelerinden bir merkez bankası yöneticisi “Merkez bankacılığı bir sanattı. Geçtiğimiz yıllarda sanat olmaktan uzaklaşan merkez bankacılığı bu son adımlarla tekrar eski konumuna dönebilir” dedi.Geçtiğimiz yıl hem ABD hem de İngiltere merkez bankası işsizlik belli bir seviyenin altına inene kadar faizleri sıfıra yakın olarak tutmanın sözünü vermişti. Fakat hem ABD’de hem de İngiltere’de işsizliğin beklenilenden hızlı azalması üzerine bu iki merkez bankası sarsılarak vakti geçmiş politikalarını yenilemek için kolları sıvadı.Daha önce bahsi geçen merkez bankası yöneticisi bu konuda “Çok fazla saydamlık bazen zarar verici olabiliyor. Dengeyi kurmak her zaman zordur” diye konuştu.Batıdaki merkez bankaları 2007-2009 finansal kriziyle savaşmak için borçlanma maliyetlerinin tüm zamanların en düşük seviyesine çektikten sonra gelecekteki kurlar konusunda güvence vererek uzun vadeli borçlanma maliyetlerini de aşağı çekmeye çalıştılar.

Fed Başkanı Janet Yellen bu planın başarılı olduğunu fakat başka faktörlerinde bu başarının sağlanmasında yardımcı olduğunu belirtti. Fakat Fed Başkanlığına geçmeden ABD merkez bankasında yönetici yardımcılığı yapmış olan Yellen bu tahminler üzerine kurulu politikaların değişimine önderlik ediyor.Fransız bankası Natixis’in baş ekonomisti Patrick Artus “ileri yönlendirme düşüncesinin amacı saydam bir politikayla uzun vadeli kurlarda daha büyük bir etki yaratmak” dedi. Bu sayede merkez bankalarının güvenilirliklerini riske ettiğini belirten Artus “Beklenmeyen bir durum olursa yaptığınız açıklamalardan dönmek durumunda kalırsınız” diye ekledi.Nitekim bu durum sebebiyle Fed itibarını biraz olsun kaybetmiş ve Bazı Fed yetkililerinin aldıkları idarede geri adım atma kararlarıyla birlikte Amerikanlar başarısız iletişim kabiliyetleri yüzünden eleştirilerin odağı haline gelmişti.

İngiltere merkez bankası da iletişim sorunu yaşayanlar arasındaydı. Banka Şubat ayında politikalarını tekrar düzenlemek zorunda kaldı. Bu düzenleme neredeyse 2,5 sene erken yapıldı çünkü İngiltere merkez bankası işsizliğin %7 seviyesinden aşağıya inmesinin yaklaşık 3 yıl süreceğini tahmin ediyordu fakat işsizlik 6 ay içerisinde %7’nin altına indi. Benzer bir senaryo mart ayında Fed’in de başına geldi.Yaşanan olaylardan iyice incelendiğini ve üzerlerinde tartışıldığını belirten yetkililer belirli politikalara bağlı olmanın risklerinin idrak edildiğini söyledi.Eski Fed Başkanı Alan Greenspan “Sonuç vereceğinden emin olmadığımız şeylere kalkışmadığımızdan kesinlikle emin olmamız gerekiyor” dedi. Buna neden olarak da çok başarılı tahminlerde bulunamadıklarını gösterdi.