Türkiye ekonomisi için Kredi borçları, büyük tehdit oluşturuyor.
Giderek artan kredi borçları Türkiye ekonomisini tehdit ediyor.
Geçtiğimiz hafta kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s, tüketici kredilerinin ciddi riske dönüştüğü konusunda uyardı.
NYT'de yer alan habere göre, her ne kadar Ukraynadaki kargaşa Türkiye'nin politik ile ekonomik krizini gölgede bırakmış olsa da, diğer tarafta risklerin ayrışmadığı gözleniyor.
Perşembe günü, Türkiye'nin tehlikeli derecede zayıflayan para birimi üç haftanın en düşük düzeyini gördü. Fakat yabancı sermaye Türkiye ile diğer gelişmekte olan ülkelere aktığında, büyümeyi destekleyecek yeni iş alanları yerine hükümet bu parayı tüketim malları ve gayrimenkulde kullanıyor.
Son 10 yılda Türkiye'nin hızlı büyümesi kredi odaklı tüketici harcamalarından geldi. Kredi kartı borçları 2012 yılında ülke çapında yüzde 31 oranında arttı. 2013 yılında ise ek olarak yüzde 22 oranında artış gösterdi Oxford Economics'e göre, Türkiye'de tüketici borcu, hanehalkı gelirinin yüzde 55'ine denk geliyor. Borcun giderek artması ülke ekonomisi üzerindeki baskının artmasına neden oluyor.
Türkiye özel sektör borcu GSYH'nın yüzde 60'ını geçmiş durumda. Oxford Economics'e göre, bu oran gelişmekte olan ülkeler içinde en yüksek oranlardan biri. Diğer tehlikeli konu ise, yabancı yatırımcıların borcu finanse etme konusunda daha az istekli olmaları. GSYH'nın yüzde 7,4'ü olan cari açık, Türklerin kazandıklarından ne kadar çok harcadıklarının göstergesi. Böyle bir cari açık ancak, yabancıların kred,yi devam ettirme konusunda istekli olmalarıyla sürdürülebilir. Bu, tüketici harcamalarının aniden durması ve yaşam standartlarında ani düşüş anlamına geliyor.
Cevap olarak TCMB faiz oranlarında keskin bir şekilde artışa gitti. Bu hareket, Türk Lirası'nı daha fazla düşüşlere karşı stabilize etmiş gibi görünüyor, fakat borçlanma maliyetlerini artırarak ekonominin yavaşlamasına neden olacak. Kredi alamayan çok az kişi alışveriş yapabilecek. Bazı analistler, Türkiye'de tüketici borcunun yaklaşık 131 milyar dolar civarında olduğunu ve ülke bankalarını tehdit edecek büyüklükte olmadığına dikkat çekiyor.Türk bankalarının iyi sermayelendirilmiş olması ve takipteki kredilerinin düşük olması avantaj olarak görülüyor.