Tıp fakültelerindeki kadavra yetersizliği nedeniyle "ithal kadavra"nın gündeme gelmesine karşılık "platinasyon" yöntemi alternatif oldu
Tıp fakültelerindeki kadavra yetersizliği nedeniyle gündeme gelen ithalat hazırlıklarına alternatif yöntem Ege Üniversitesi Anatomi Anabilim Dalı bünyesinde oluşturulan plastinasyon laboratuvarında geliştirildi.
İzmir'de düzenlenen Human Body Sergisi'ne danışmanlık yapan Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Bölümü Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Bilge, AA muhabirine dünyada 1970'li yılların sonunda başlayan ve Türkiye'de 1980'li yıllardan bu yana denemesi yapılan plastinasyon yöntemini anlattı.
Türkiye'de uzun zamandır kadavra sıkıntısının olduğuna, bu sıkıntının da bir türlü aşılamadığına dikkati çeken Bilge, "sahipsiz cenazelerin üniversitelere iletilmesi" konusunda düzenlemelerin bulunduğunu, ancak bu çalışmaların hayata geçirilemediğini dile getirdi.
Yetersizlik nedeniyle üniversitelerde "kadavrasız" eğitim yapıldığını, eğitimdeki sıkıntıyı sona erdirmek amacıyla da "kadavra ithalatı" hazırlıklarının başladığını dile getiren Okan Bilge, "Sağlık Bakanlığı'nın çalışması ile kadavra ithalatının serbestliği söz konusu oldu, bununla ilgili mevzuat çalışmaları yürütülüyor. Ancak bunlar geçici çözümler. Çünkü kadavrayı ithal edeceksiniz ama bu çok maliyetli bir iş ve etik boyutu da var. Bedenin ülkeler arası transportu uygun mudur? Bununla ilgili birçok soru var. O yüzden plastinasyon yöntemi daha büyük önem kazanıyor" dedi.
- "Teknik, kadavranın uzun süre kullanımını sağlıyor"
Human Body Sergisi ile Türkiye'deki binlerce kişinin "plastinasyon" tekniğinden haberdar olduğunu kaydeden Okan Bilge, şöyle konuştu:
"İnsanlar insan bedeninin gizli kalmış yapılarını bire bir izleyip bilgi edinebilme şansı yakaladı. Bunu sağlayan da plastinasyondur. Plastinasyon tekniği ile organı, dokuyu öyle bir hale getiriyorsunuz ki ders materyali olarak uzun süre kullanılabiliyor, dış ortam koşullarından etkilenmeden rahatlıkla sergileyebiliyor ve saklayabiliyorsunuz. Sergilemek veya saklamak için özel bir koşul oluşturmak da gerekmiyor."
Kadavra sorunun çözmek için üniversite bünyesinde laboratuvar oluşturduklarını söyleyen Bilge, hem patolojik hem de anatomik örnekler üzerinde çalıştıklarını belirtti.
Dünyadaki plastinasyon örneklerinden çok farklı bir yöntem uygulamadıklarını, ancak malzemelerde farklılık yaratabildiklerini dile getiren Bilge, "Ülkemiz koşullarına ne kadar uygun hale getirirsek o kadar düşük maliyet söz konusu oluyor. Plastinasyon sırasında sadece polimeri ülkemizde gerekli kalitede bulunmadığı için yurt dışından alıyoruz. Onun dışında tüm malzemeleri yereldeki sanayi işbirliğiyle hallettik. Hatta ekipmanlarımızı da İzmir'den sağladık" diye konuştu.
Plastinasyon ile Türkiye'deki az sayıda kadavranın daha uzun süre kullanımını sağlayacaklarını da vurgulayan Okan Bilge, "Normal kadavrayı kısa süreliğine gösterebiliyorduk, ancak şimdi hem uzun süre hem de farklı açılardan öğrencilere gösterebiliyoruz" dedi.
Bilge, makroskopik patoloji örneklerinin saklanması konusunda da yöntemin görsel ve tanı özelliklerinin korunmasını sağladığını aktardı.
Bugüne kadar Türkiye'de seri plastinasyon üretiminin olmadığını belirten Prof. Dr. Okan Bilge, "Ege Üniversitesi'ndeki laboratuvar bu anlamda bir ilk çünkü sürekli üretim yapıyoruz. İnsan doku örneklerini ilk kez seri olarak plastine eden kurumuz. Tüm ülkeye hizmet verebilecek bir laboratuvarımız var" dedi.
Bilge, hazırladıkları plastinasyon örneklerinin Türkiye'deki diğer tıp fakülteleri tarafından da istendiğini sözlerine ekledi.