Gelişmekte olan ülkelerde ABD dalgası devam edecek

ABD’de geçici olarak çözülen bütçe krizi piyasaların nefes almasına neden oldu. Yatırımcılar, hisse piyasalarında alıma geçti. Yansıması gelişmekte olan ülke borsalarında da gözlenecek. Piyasalar yılsonu hareketi için moral kazandı

Gelişmekte olan ülkelerde ABD dalgası devam edecek

Milliyet'ten Zeynep Aktaş'ın haberine göre Türkiye’de bayram nedeniyle piyasalar kapalı olmasına rağmen, gözler ABD Senatosu’ndaki kilitlenen bütçe krizinin nasıl sonuçlanacağındaydı. ABD’de kamu kurumlarının kapandığı bu süreçte Demokratlar ile Cumhuriyetçilerin bütçe krizinin aşılması yönünde anlaşmaya varması yatırımcıları rahatlattı. Taraflar arasında varılan anlamaya göre hazineye 7 Şubat tarihine kadar borçlanma yetkisi verilirken hükümetin de 15 Ocak tarihine kadar açık kalacak şekilde fonlanması öngörülüyor.

Gelişmeler herkese derin bir nefes aldırırken tedirginlik içinde bekleyen yatırımcılar da hisse piyasasında alıma geçti. S&P 500 Endeksi perşembe gününü 1.733 puandan kapatırken 1.725 olan zirve rekorunu da geride bırakıyordu. Özellikle finans alanında faaliyet gösteren firmaların öncülüğünde başlayan çıkış, S&P 500 Endeksi’ndeki 10 sektörün tamamında yükselişe neden oldu. Ancak açıklamalardan ocak ve şubat aylarına vurgu yapılması, anlaşmanın geçici olduğu ve sorunların ertelendiği gerçeğini ortadan kaldırmıyor.

EN KÖTÜ SENARYO

Bununla birlikte uzmanlar en kötü senaryonun artık masadan kalktığını dile getiriyor. Onlar bir şekilde nihai uzlaşının sağlanacağına inanıyor. Bu durum ister istemez önümüzdeki dönemde de piyasalarda dalgalanmaların olmasına zemin oluşturacak.

Öte yandan FED yetkililerinden gelecek açıklamaların da piyasalardaki dalgalanmanın boyutunu belirlemesinde etkisi olacak. Zira bir süredir tahvil alımlarının azalmaya başlama ihtimali, borç tavanına ilişkin düğümler, gelişen ülkelerin sancılı süreci haline gelmişti.

Bu noktada tahvil alımları ve gerileyen fiyatlar nedeni ile gelişmekte olan ülkelerde konuşlanan paranın büyük kısmının geri dönme ihtimali hâlâ varlığını sürdürüyor. Neticede yabancı fonların satış yaparak gelişmekte olan ülke borsalarından çıkma ihtimalini göz ardı etmemekte fayda var.

Gelişmekte olan ülkeler arasında en fazla etkilenenler içinde ise Türkiye öne çıkıyor. MSCI Türkiye Endeksi yılbaşından bu yana yüzde 12.23 oranıyla en fazla değer kaybeden ülke endeksi oldu. Aynı dönemde Brezilya’daki değer kaybı ise sadece yüzde 7.81 seviyesinde oldu.

YURTİÇİNDE FONLARA İLGİ

Küresel dalgalanmalar ister istemez yatırımcı tercihlerini de etkiliyor. Güvenli liman arayışı, yurtiçi yatırımcıları fonlara yöneltirken, yabancı yatırımcıları da Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) almaya itti. Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği’nin dergisi Gündem’de, yurtiçi ve yurtdışında yerleşik yatırımcıların tercihlerine ilişkin veriler dikkat çekti.

Dergideki rakamlara göre, bu yılın ilk 5 ayında yerli yatırımcılar repo ve emeklilik fonlarına yatırdıkları tutarı azaltırken yatırım fonlarına ve katılım bankalarında toplanan fonlara yöneldi. Yatırımcıların yılın ilk 5 ayında özellikle repodan uzaklaştıkları gözleniyor. Bunda anılan tarihlerde faizin dip seviyelere gelmesinin etkisi göz ardı edilmemeli. Aynı tarihlerde yabancı yatırımcılar ise diğer yatırım enstrümanlarındaki paylarını artırmakla birlikte özellikle DİBS’i tercih etti.

YABANCILAR HİSSE SENEDİNDE

Bununla birlikte yatırımcılar açısından genel eğilim değişmedi: Yabancılar hisse senetlerinde, yerli yatırımcılar ise mevduatta pozisyon almaya devam ediyor. Yabancıların toplam portföyünün yüzde 46’sını hisse senedi oluştururken yerlilerin portföyünün yüzde 52’sini TL mevduatı oluşturuyor. Yabancıların borsadaki payı 11 Ekim tarihi itibari ile yüzde 63.05.

Piyasalardaki dalgalanmaların etkisi ile hem yurtiçi hem de yurtdışı yatırımcıların portföylerinde küçük de olsa oynaklıklar yaşanması piyasanın genel seyri içinde normal hareketlilik çerçevesinde değerlendirilmeli. Önemli olan bu oynaklıkların boyutunun artmaması. Zira dalganın boyu artmaya başladığında piyasalardaki dengeleri de değiştirebilecek niteliğe dönüşebilmekte. Bunun sonucunda ise piyasalarda daha ciddi dalgalanmaların hatta kırılmalara neden olabilecek hareketlenmelerin yaşanması gündeme gelebilmekte ki bu pek de istenen bir durum değil.