Devlet, "Büyük Aile projesi" ile vatandaşın evine geliyor

‘Beyaz Masa’, ‘Beyaz Örtü’ gibi projeleri hayatımıza katan Cevdet Tellioğlu, son çalışması ‘Büyük Aile’ projesi ile belediyeleri peşine takıp, hizmeti halkın evine getirmeyi başardı. Herkesin şirket sahibi olacağının altını çizen Cevdet Tellioğlu 1 kuruşluk yatırımla ülkece kalkınacağımızı belirtti.

buyuk_aile_projesi

Geçtiğimiz hafta belediyecilik alanının en prestijli ödülü olan ‘Altın Karınca’ ödül töreninde ‘Toplum Düzeni ve Sosyal Projeler’ dalında birinci olarak adından bir kez daha söz ettiren ‘Büyük Aile’ projesi, belediyeleri peşine düşürdü.

Öyle bir proje düşünün ki, sağlık sorunlarınızı, işsizliği, eğitimi, üretimi, kısaca halk için aklınıza gelecek her türlü hizmeti ayağınıza getiren, devletin en üst kademelerini evinize sokan bir oluşum.  Dev projenin mimarı Cevdet Tellioğlu, projenin detaylarını ilk kez ulke.com.tr’ye açıkladı.

 

Cevdet Bey, bize miras bıraktığınız birçok projeniz bulunuyor. ‘Beyaz Masa’, ‘Beyaz Örtü’ gibi okuyucularımız açısından kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

“Özel sektörde üst düzey yöneticilik yaptıktan sonra 1994 yılında Tayyip Beyin, Sayın Cumhurbaşkanımızın, o dönemdeki Belediye Başkanlığını kazandığı dönemde, danışmanı olarak göreve başladım. O dönem içerisinde birlikte çalıştık ve’ Beyaz Masa’yı projelendirdik. Malum oradan sonra ‘Ak İletişim Merkezi’ diye ‘AKİM’ diye nitelendirilen, AKİM ‘ in projesini hazırlayıp, o dönemin Halkla İlişkiler Başkanı ki belediyeden gitmişti oraya, Amasya Milletvekilimizin talebi üzerine AKİM’ i projelendirmiştim. Sonra malum onunla işte BİMER misali oradan girişti gitti. O mantıktan yani Beyaz Masa, AKİM, BİMER yani yürüyorlar. Sonra Alo SSK sistemini projelendirmiştim ama uygulamak bana nasip olmadı. İşte şu anda kart sistemi yavaş yavaş hayata geçirilmeye başlandı.

Daha sonra TRT ye geçtik TRT Genel Koordinatörlüğü yaptık bir dönem. Malum şimdi ortaya çıkıyor ki bizimle çok uğraşmışlar, ama şimdi sebebini anlıyoruz. Çünkü bizden sonra malum bütün ekip değişti ve oraya girdi şu anda o ekip dışarı çıkarılıyor. Öyle bir süreç yaşadık yani, onun dışında belediyelerde onlarca proje ve özel sektörde onlarca proje hayata geçirmek nasip oldu.

“YAPILAMAZ DENİLENİ YAPTIK”

Peki Cevdet Bey, sayenizde belediyelere ödül getiren, son projeniz ‘Büyük Aile’ projesi  hakkında bize bilgi verebilir misiniz? Nedir ‘Büyük Aile’ Ne zaman oluştu bu fikir?

Yaklaşık 6-7 yıl kadar önce bir bütün olarak bu projeyi sunduk. Sonra baktık ki anlatmakta zorluk çekiyoruz, parçalara bölmeye karar verdik.  O şekilde belediyelere sunduk ve uygulamaya geçtik.

Şu anda mesela 3 belediye de, bir tanesinde 1. etaba kadar gelinmiş durumda, bir tanesi de Büyükşehir olduğu için komple başında benim bulunduğum projeyi uygulamaya başladık. Ödül aldığımız proje de zaten Balıkesir Büyükşehir Belediyesine kazandırdığımız ödüldür.

Bu süreçte ilk başta hazırlık etabı dediğimiz bölümü hayata geçiriyoruz ki bu da işin yapılabilirliğinin en büyük kanıtı oluyor zaten. Kurumların birlikte hareket etmesini sağlayan, Valiliğin, Belediyenin, İlçe belediyelerinin, bütün müdürlüklerin birlikte hareket edebilecekleri ve otomatik olarak ta harcamalarını minimum, en az %25 düşürülebilecekleri bir işten bahsediyoruz.  Bu kurumları bir araya toplayamazsınız denildi. Yaptık kanıtladık koordineli bir şekilde çalışılabileceğini gösterdik.

“DEVLET VATANDAŞIN EVİNE GİRİYOR”

Yani şöyle düşünün sistemin çalışması itibariyle baktığınız zaman bu sistemin 2 temel üzerinde oturtturuyoruz. Ana temel şu: ‘Kenar-ı Dicle’de bir kurt kapsa koyunu, gelir de adl-i ilâhi Ömer’den sorar onu. Belediye Başkanı dediğiniz zaman Kenar-ı Dicle’deki kurttan haberdar olacak. Öyleyse bu dönemde bundan haberdar olamayacağına göre, böyle görülmediğine göre yapılacak bir tek şey var. O da ne? Fiilen bu işi bir sistematik hale getirmektir.

Ne yapıyoruz biz? Diyelim ki bakın Ay’ın 10 unda başlıyoruz. Bir ilçeyi baz alıyoruz. İlçeler için yapılıyor bu ya da mahalle mahalle. İlçeyi baz alıyorsunuz, yanınızda Sağlık Bakanlarını getiriyorsunuz, yanınızda Ulaştırma Bakanlarını getiriyorsunuz, yanınızda Milli Eğitim Bakanlığını getiriyorsunuz, yani bir ilde var olan bütün müdürlükleri siz taşıyorsunuz. Nereye, Hizmeti vatandaşın direk ayağına götürüyorsunuz. Böyle bir örnek yok. Direk vatandaşın ayağına ulaşıyorsun. Diyorsun ki; bak kardeşim ben ilçeye girdim, özelliği de şudur, önceden bir ekip gider, evleri araştırır ondan sonra siz girersiniz. Dokunmadık zil insan bırakmamak kaydıyla. Direk evine giriyorsunuz. Bu öyle bir sistem.
Tarım Bakanlığı sizinle birlikte geliyor ve ineklerin, tarlanın nasıl daha verimli hale gelebileceğinin eğitimini veriyor.

Diyanet İşleri sizinle beraber, Müftülük sizinle beraber geliyor ve orada işte Kuran-ı Kerim yarışmasından tutun, Hadis yarışmasına kadar toplumun bilincini, ahlakı, İslam’ı anlatan, dini değerleri anlatan yapıya kadar. Yani bir ilçeyi komple ayağa kaldırdınız.

Bir eve gidiyorsunuz mesela eve gittiğiniz zaman evin içerisinde bir engelli kardeşimiz varsa hemen sağlık bakanlığı devreye giriyor ve ona yanındakine maaş bağlanması için sistem çalışıyor. Yatalak bir kardeşimiz söz konusuysa hemen sosyal güvenlik devreye giriyor. Çünkü hep berabersiniz o sırada o an sadece telsizle anons et diyorsun burası senin için kardeşim diyorsun Allahın izniyle. Orda diyelim ki bir kanser hastası varsa hemen alıp hastaneye siz götürüyorsunuz, ameliyat olması gereken birisi varsa ki bunun çok örnekleri var. Ameliyat olması gereken birileri varsa onu alıyorsunuz sağlık bakanlığıyla ortaklaşa ihtiyaç sahibi ise ihtiyaçlarını karşılayarak ameliyatlarını yaptırıyorsunuz.

Yani okula gitmesi gereken gücü olmayan veya ne bileyim hasta insan yani ruh hastası olan çok yerde rastladığımız için böyle örnekleri rahat veriyorum. Ruh hastası olan insanları tedaviye alıyorsunuz. Bunu içerisinde öyle projeler var ki mesela mahalle deki kültür zenginliklerini ortaya çıkarıyorsunuz onlardan ayrı bir yapı oluşturuyorsunuz. Mahallede ki afetle alakalı konuları ortaya çıkartıyorsunuz. Onunla ilgili hemen AFAD’ı devreye sokuyorsunuz. O afet döneminde olabilecek olan bilinçlenmeyi yapıyorsunuz. Hızır acil sizinle beraber geliyor. Muhtarlardan tutun diğer kanı önderlerin tamamına eğitim vererek bu insanların acil hizmet konusunda aciller konusunda bilgi almasını sağlıyorsunuz.

“BELEDİYELERE SEÇİM KAZANDIRAN PROJE”

Bir ilçede 1-Öncelikle girmediğiniz kapı Allah’ın izniyle kalmıyor bu çok önemli. Her kapıya mutlaka giriyorsunuz. Girmek zorundasınız sistem böyle kuruldu çünkü ve bunu müthiş bir veri tabanıyla ilgili programlama sistemi var. Özel programları yaptırıldı. 2- bunları anlık olarak takip edebiliyorsunuz. Kim nerede diye, kim ne yaptı diye anlık takip edebiliyorsunuz.

İhtiyaç sahiplerine kartlarını verip hani bir elinin verdiğini öbür elinin görmeyeceği diye nitelendirdiğimiz yapıyordu kurup ihtiyaç sahibine kendi kartını verip kendi alışverişini kendisinin yapmasını sağlıyorsunuz. Sizi ilgilendirmiyor çünkü o saatten sonra neyi nasıl nerden alacağı. Sadece sizin anlaştığı yerden alıyor ve onlara böylece kart sistemi üzerinden ihtiyaç sahibine siz yardım edebiliyorsunuz.

Belediye sadece aracı oluyor burada ve valilik sadece aracı oluyor burada. Yani siz diyorsunuz ki benim şu bakkala 100 lira para ödüyorsunuz fakir fukara 100 lira verin diyorsunuz. Hesaplarına yükleniyor fakirlerin onlar 100 liralık alışveriş yapıyorlar. Bak hiç bir işe karışmıyor. Hiç kimse. İster bu televizyon olsun ister ev eşyası ister gıda ne olursa olsun. Yani böyle bir sistem var bu işin içerisinde. Böyle bir yapı var bu işin içerisinde.

Muhtarlara özel bir yapı var. Bütün muhtarlar belediyeye anında ulaşabiliyor. Ölüm, doğum vakalarını anında ulaştırabiliyor. Özel bir hat kurulmuş özel bir bilgisayar programı yapılmış sadece bunun için. Sivil toplum kuruluşları için özel bir program özel bir hat yapılmış. Bunlarla senelik belirli zamanlarda bir araya getiriliyor özel projeler yapılıyor. Sokaklara mahallelere iniliyor. Yani belediyecilik yapılıyor. Halk bunu görüyor hizmet karşılığı yeniden seni seçiyor. Çünkü halk hizmet istiyor.

“BİRLİKTEN KAZANÇ DÖNEMİDİR”

Şöyle söyleyeyim. 5 etap diye düşünün biz şu anda 1. etabını yaptık ve 1. Etabı bile bakın milyon kişiye ulaştı. Milyon kişinin ihtiyacını gördü.

Ne yaptık, aktarırken diyoruz ki: 1- Birlikten kazanç dönemidir. Bir olmaktan kazanç dönemi. Yani bütün kurumlar bir araya geliyorlar, belediye hizmeti araçlarını vesairesini tahsis ediyor, onları gereken yerlere taşıyor. Düşünebiliyor musunuz aynı anda hizmet yapıldığı için bütün kurumlar her seferinde aynı parayı harcamıyor. Bir seferde 10 kurumun 10 yerde harcayacağı parayı bir seferde harcıyorsunuz ve bitiriyorsunuz. Minimum %25 kurumların devletin cebinde para kalıyor demektir. Kasasından kalmış oluyor, milletin cebinde kalmış oluyor. Bu birlikten kazanç. Kazanç ne, sosyal kazançları var bu işin…

“İNDİRİMDEN KAZANÇ DÖNEMİ”

Peki projenin ileriki etaplarında neler olacak?

Biz işin zor kısmını, hazırlık etabında tamamladık. Bundan sonraki dönem indirimden kazanç dönemi başlıyor. Yani o toplu alımların aynı grup içerisinde yani mesela tekstil ise veya gıda ise veya işte ne bileyim sigorta ise kasko ise öyle değerlendirin. Aynı yapının içerisindekilerin önce toptan olarak yani bir ilin yani hangi ilde bunu yapıyorsanız, hangi ilçede bunu yapıyorsanız, ilçenin toplu olarak bu alımı gerçekleştirebileceği alanlar var yerler var.

Bunun işte hep şunu söylerlerdi ya bu mümkün değil, bu yapılmaz, işin yapılabilir olduğunu devlette birlikte olduğunu artık ispatladık. Artık kimse daha yapılamaz diyemez. Bu iş bitti. Şimdi buradan sonra arkadaş nereden yapıyoruz diyeceğimiz dönem geldi. Onun için yapılamaz bitti.

“1 KURUŞA HERKES ORTAK OLACAK”

Bundan sonraki adım belediyenin kuracağı bir şirket. Yani belediye öncülüğünde daha doğrusu kurulacak olan bir şirket. Sadece çok cüzi bir kısmı %10’ luk bir kısmı kendine ait olan geri kalan %90’ı da vatandaşın her haneye bir hisse olarak dağıtılacağı bir yapıdan bahsediyoruz. Sadece o ilde, ilçede oturmanız hissedar olmanız için yeterli. Kanun parasız şirket hissedarı yaptırmadığı için 1 kuruş diyoruz. Böylece herkes 1 kuruşa belediyesine ortak olmuş olacak.

Hazırlık döneminde kart sistemini kurduk. Şimdi mesele bunu 1. Etaba taşımak.

“ÜLKEDE AÇ İNSAN KALMAYACAK”

Kart sistemi nasıl işliyor peki?

Örneğin sizin ilçenizde bir market var ve ilçe kartı olanlara ürünlerde indirimler yapacağını taahhüt ediyor. Düşünsenize binlerce insan oturuyor o ilçede ve çoğunluk oradan alışveriş yapacak. İndirimin belli kısmı yoksullar için olan havuzda toplanacak diyelim ki %1’i %2’ si veya %3’ü  yada 40 da 1 ini indirim olarak bir havuza atıyorsunuz. Nereye atıyorsunuz kaymakamlığın valiliğin bir havuzuna atıyorsunuz. Şimdi bir hesap yapın bir ilçede bir günde ne kadarlık para döner o kartlar üzerinden. 40 da 1’i ne yapar? Allah için bu ülkede bir tane fakir kalır mı? Olay bu kadar basit. Bak 40 da 1’i diyorum. Zekat miktarı bütçe oranı. Hiçbir şekilde bir hesap, ne yaparsanız yapın asla 1 kişi bile aç kalması mümkün değil.

“BELEDİYE BAŞKANI KENTİN CEO’SUDUR”

Sonraki etapta ise üretimden kazanç dönemi başlıyor. Bu sefer ‘Büyük Aile’ mantığı marka olmaya,  markaya vatandaşı ortak etme ve üretme, üretime de vatandaşı dahil etme bölümüne giriyor.

Belediye Başkanı dediğiniz kişi kentin CEO sudur. Bu kişi budur. Bana nasıl para kazandıracaksın, beni aç nasıl bırakmayacaksın, önüme benim nasıl iş koyacaksın, benim işimi nasıl geliştireceksin, ürettiğim ürünü bana nasıl sattıracaksın, nasıl birlikler kuracaksın, belediye başkanı bunları yapacak. Yoksa yolu dedem de yapıyor artık. Asfaltmış yolmuş bunların standart’ı belli. Bunda değişen bir şey yok ki. Bu var zaten yani bunu değiştiremezsin. Yani normal standartta belediyecilik te bir bina yapacaksınız, çöpü taşıyacaksınız. Yani bu var. Ben hep şunu söylüyorum,’ Büyük Aile’ ile asıl amaç yaptığın o asfaltın, üzerine çektiğin çizginin, üzerinde yürüyen insanı evine, işine, nasıl tok yollarsın. Beni o ilgilendiriyor. İşte bu projenin ana amacı bu. İnsanları bir var olan devletin var olan kaynaklarından eşit bir şekilde yararlanmasını sağlamak, hakikaten eşit bir şekilde yararlanmasını sağlamak.

Bu yararın neticesinde de bu insanların üretime katkıda bulunmalarını sağlamak. Üretmelerini sağlamak. Çünkü üretmeden hiçbir şey yapamazsınız.

“BÜYÜK AİLE YERELDEN KALKINMA PROJESİDİR”

Mesela belli yerlerde kooperatifler oluşturduk güneş paneliyle, seraların alınan, hibeler vs. Bir merkez oluşturuldu. Bu sene ilk üretimi yapıldı ve mal yetmedi. Bir ilçeye mal yetiştiremedik. Birde bunun evlerde bilgisayar üretildiğini televizyon üretildiğini, küçük çipler üretildiğini düşünsenize. Yerelden kalkınma modeli dediğimiz o. Büyük Aile dediğimiz o. Yerelden kalkınma modeli bu.

O zaman siz aslında tüm etapları uygulamaya geçtiniz doğru mu anlıyorum?

Elbette biz bunların hepsini  bir yerde yapmıyoruz. Neden? Çünkü bu bir süreç ve biz bunu sunduğumuzda bunu asla yapamazsınız diyorlar. Biz de bunun bir süreç bu aşamaya gelmek için önce bu hazırlıkları yapılması gerektiğini aktarıyoruz ve yapmış olduğumuzu başardığımızı diğer etapları da gösteriyoruz ki yapılabilir olduğunu anlasınlar. Örnekleri ortada…  Biz bunu başarmışız bundan sonra yapılacak tek şey ülke genelinde belediyelerin vatandaşa bu hizmetleri götürmesi için hazırlıklara başlaması. Bu proje Türkiye’yi uçuracak projedir.