Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği ilkbahar anketinden çıkan sonuçları değerlendirirken, tahminî büyüme hızını düşürmek zorunda kaldı.
Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği aslında özel sektörde faaliyet gösteren şirketlerin nabzını doğru tutmasıyla tanınır. Odalar birliği yılda üç kez şirketlere durumlarının nasıl olduğunu, ekonomik manzarayı nasıl değerlendirdiklerini ve yakın gelecek için ne planladıklarını sorar. Bu yılın başlarında ortaya çıkan sonuç özel sektörün 2013’ün iyi geçmesini beklediğini göstermekteydi.
Odalar Birliği Başkanı Martin Wansleben ilkbahar konjonktür anketine gelen 24 bin yanıttan, ekonomik canlanma beklentilerinin ertelendiği sonucunu çıkarıyor:
“Sonuçların hayal kırıklığı yarattığını söyleyebilirim. Bundan önceki tahminlerimiz, büyüme hızının bu yıl yüzde 0,7 olacağını göstermekteydi. Kışı yara almadan atlatıp yavaş da olsa tedricen düzeleceğimizi sanıyorduk. 2012’nin son çeyreğinin iyi geçmediğini biliyorduk. Ama şimdi, geçen yılın son aylarının sandığımızdan da kötü geçtiğini ve kış durgunluğunu atlatmak için çok daha dinamik bir gelişmeye ihtiyacımız olduğunu anlıyoruz.”
EKONOMİ İSTİKRAR KAZANIYOR
Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği’nin yüzde 0,3’lük büyüme hızı tahmininin ekonomiye arzulanan ivmeyi kazandırmaya yetmeyeceği belli oldu. Gerilemede rol oynayan başlıca faktör Avrupa ekonomisinin bir türlü istikrar kazanamaması. Özel sektör dünya piyasasından da umutlu değil ki ihracat beklentileri yerinde sayıyor. Soğuk kış mevsiminin nisan ayına kadar sarkması da ekonomiye iyi gelmedi. Odalar Birliği Başkanı Wansleben yıla kötü girmiş olmanın etkisinin uzun süreceğini ve farkı kapatmanın kolay olmayacağını söylüyor. Ancak özel şirketlerin beklentilerinden birtakım pozitif trendler çıkarmak da mümkün.
Özel sektörden gelen istihdam ve yatırım planlarıyla ilgili verilerin umut verici olduğunu belirten Wansleben, “Beklentilere baktığımızda, özel sektörün sıfır büyüme ya da resesyona düşme endişesinin olmadığını görüyoruz. Münferit işletmelerle görüştüğünüzde de, sanayici sürünerek de olsa darboğazı aşacaklarını söylüyor. ‘Durum pek iyi değil ama iddialı yatırım planlarımız var', diyorlar. Eleman almaya korksalar bile istihdamı arttırmaları, geleceğin pazar ve ürünlerine yatırım yapmaları oldukça ilginç bir durum” diyor.
Odalar Birliği sanayi sektöründe istihdamın 250 bin aratacağını tahmin ediyor. İşletmelerin en büyük sıkıntısı, işe uygun eleman bulamamak. Ekonomik durgunluğa rağmen vasıflı işgücü talebinde azalma olmadı. Odalar Birliği Başkanı Martin Wansleben, Alman işletmelerinin en büyük probleminin kalifiye eleman açığı olduğunu belirtiyor. Wansleben, “Nüfus yaşlanmasının istihdam piyasasını kendiliğinden boşaltacağı endişesine katılmıyoruz. Bu olmayacak. Nüfus yapısını yönlendiremeyen ülke yatırım yeri olma cazibesini kaybeder. Yatırımlar, kalifiye eleman ve müşterinin olduğu ülkelere kayar” açıklamasını yapıyor.
Wansleben Güney Avrupa'nın kriz ülkelerindeki gençlerin işsizlik yüzünden Almanya'ya yerleşmelerinin Alman ekonomisine sınırlı yarar sağladığı, geldikleri ülkelere ise çok şeyler kaybettirdiği görüşünde:
“İki şık var. Ya İspanya'da öğrenim imkânı ve gelecek beklentisi olmadan oturmak, ya da Almanya'da öğrenim görüp gelecek umudu kazanmak. Bu vasıflı işgücünü çalmak anlamına gelmez. Aksine, İspanya, Yunanistan ve diğer kriz ülkelerinin gençlerine gelecek vaat edebilmesi Almanya'nın da çıkarınadır.”
Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği bu nedenle, gençlere iş bulmayı kolaylaştıran ikili Alman eğitim sistemini Güney Avrupa ülkelerine ihraç etmeye çalışıyor. Ancak bunun için de, o ülkelerdeki işletmelerin kalifiye eleman yetiştirme yükümlülüğünün kendilerinde olduğunu kavraması gerekiyor.