Baran Dergisi, 15 Temmuz darbe girişimindeki dahli sebebiyle Henri Barkey, Graham Fuller, Alan Makovsyki, MSNBC, Sky News ve Stratfor sorumlu kişileri, Joseph Votel, Joseph Dunford başta olmak üzere çeşitli Amerika Birleşik Devletleri resmî ve gayrı resmî görevlileri hakkında suç duyurusunda bulundu.
Baran Dergisi, 15 Temmuz darbe girişimindeki dahli sebebiyle Henri Barkey, Graham Fuller, Alan Makovsyki, MSNBC, Sky News ve Stratfor sorumlu kişileri,Joseph Votel, Joseph Dunford başta olmak üzere çeşitli Amerika Birleşik Devletleri resmî ve gayrı resmî görevlileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunun ardından İstanbul Çağlayan’daki Şehit Savcı Mehmet Kiraz Adalet Sarayı önünde basın açıklaması yapıldı. Av. Hamza Uçan’ın okuduğu basın açıklamasınının tam metni şöyle:
Sayın Basın Mensubları,
Üstad Necib Fazıl’ın ölçülendirmesiyle dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı gençlik olarak, 15 Temmuz darbe girişimi esnasında vermiş olduğumuz 246 şehit, 2 bine yakın gazimizin hakkını aramak ve ülkemizin “dost”, “müttefik” gibi göz boyayıcı sıfatlar kullanılarak daha fazla sömürülmesine karşı durmak için suç duyurusunda bulunuyoruz.
Öyle umuyoruz ki, 15 Temmuz akşamı işlenen suç, birazdan sıralayacağımız ve hesabı henüz sorulmamış diğer suçlarda olduğu gibi cezasız kalmaz.
***
5 Kasım 1959 tarihinde Amerikalı Yarbay Morrison, Çankaya’daki Amerikan Kulübü’nden sarhoş bir vaziyette çıkarak arabasına binmiş ve farlarının zayıf oluşu yüzünden toplu hâlde yürüyen erleri zamanında göremeyerek onlara çarpmış ve bazıları ağır olmak üzere onbir eri çiğneyerek yaralanmalarına sebebiyet vermiştir. Kaza 19-19.30 sıralarında olmuş, yaralılardan biri kaldırıldığı hastahânede ölmüştür. Türk makamlarının olaya el koymalarından sonra Amerikan makamları kaza sırasında Yarbay Morris’in görevli olduğunu iddia ve bununla alâkalı bir belge sunmuş ve konu örtbas edilmiştir.
Ekim 1992’de, NATO Kararlılık Gösterisi 2 tatbikatı… Tatbikatın ana safhası sona erip, gemilerin tümü uyku pozisyonuna geçtiğinde, Amerikan uçak gemisi Saratoga’dan iki tane güdümlü füze ateşlenir ve Muavenet adlı gemimiz vurulur. Kaptan dahil 5 askerimiz bu saldırıda hayatını kaybeder ve Amerika bu olayı da kuru bir özür ile geçiştirir.
14 Nisan 1994’te, içinde Türk subaylarının da bulunduğu 2 ABD helikopteri Çekiç Güç’de görevli ABD uçakları tarafından vurularak düşürüldü. Olay günü 2 Türk helikopteri görevlendirilmiş ancak teknik sorunlar nedeniyle görev Amerikan helikopterine devredilmişti. ABD’li pilotlara sabah verilen brifingde helikopterlerin Türk helikopteri olduğu bildirilmiş pilotlar değişiklikten haberdar edilmemişti. ABD’li pilotlar anılan helikopterleri Türk helikopteri olduğunu zannederek ve bilerek vurdu.
4 Temmuz 2003 günü Kuzey Irak’ın Süleymaniye kentinde karargâh kurmuş bulunan (bir binbaşı komutasında) 11 Türk Silahlı Kuvvetleri mensubunun ve Türkmen mihmandarlarının Irak’taki işgal kuvvetlerinin bir parçası olan Amerikan 173. Hava İndirme Tugayı’na bağlı askerlerce ve yanlarında peşmergelerin de bulunduğu bir ortamda, sürpriz bir baskın sonucu derdest edilmeleri ve başlarına çuval geçirilmek suretiyle götürülüp 60 saat süresince alıkonularak sorguya çekilmeleri de yaşanan hadiselerin devamı mahiyetindedir. Tahmin edebileceğiniz gibi Amerika bu hadiseden sonra da özür dilemekle yetinmiştir.
Özrünü dile, istediğin cürmü işle…
Akabinde Amerika’nın yetiştirdiği kullanışlı âlet FETÖ’nün devreye sokulmasıyla beraber bu tür özürlere dahi yer kalmamıştır.
7 Şubat 2012’de FETÖ mensublarının A.B.D. adına Millî İstihbarat Teşkilâtına yönelik olarak gerçekleştirdiği yargı operasyonu.
17-25 Aralık tarihinde A.B.D. adına FETÖ’nün yargı bürokrasisi ve emniyet içine sızmış unsurları tarafından Türkiye Cumhuriyeti hükümetine yapılan yargı darbesi girişimi.
19 Ocak 2014 günü Suriye’deki Türkmenlere yardım malzemesi taşıyan MİT tırlarına yönelik olarak A.B.D. emriyle FETÖ’nün askerî bürokrasiye sızmış elemanları tarafından yapılan operasyon ve ardından başını Amerikan medya organlarının çektiği milletlerarası kara propaganda faaliyeti.
Nihayet, 15 Temmuz 2016 akşamı, FETÖ’nün askerî bürokrasi içine sızmış unsurları tarafından Türk Silahlı Kuvvetlerine ait uçaktan tanka, tüfekten helikoptere kadar envaî çeşit silahın gasp edilmek suretiyle Milletimize karşı kullanıldığı, Cumhurbaşkanı, Millet Meclisi ve Emniyet birimlerinin hedef alındığı darbe girişimi… Tıpkı diğer FETÖ operasyonları gibi aynı şekilde bu girişim de A.B.D.’nin emir ver direktifleri doğrultusuyla gerçekleştirildi.
Yalnız bir farkla… A.B.D. ile FETÖ arasındaki münasebet hiç bir operasyonda 15 Temmuz akşamı kadar net ve kesin bir şekilde ifşâ olmamıştı.
Darbe girişimi evvelinde İncirlik Üssü’nde FETÖCÜ askerlerden biri olan 39. Mekanize Tugay Komutanı Tuğgeneral Hasan Polat ile Amerikalı yetkililer arasında 15 Temmuz evvelinde gerçekleşen tam 12 toplantı.
İncirlik Üssü’nün darbecilere tahsis edilmesi.
İncirlik Üssü’nden Malatya’ya Havalimanına sevk edilen TSK envanterinde kayıtlı olmadığı konuşulan 8 kargo uçağı mühimmat.
Yine 15 Temmuz gecesi Büyükada’da Henri Barkey’in başkanlık ettiği iddia edilen toplantı.
Darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Amerikan ordu mensuplarının yaptığı FETÖ, yani darbe yanlısı açıklamalar.
Amerikan medya ve düşünce kuruluşlarının 15 Temmuz gecesi darbeci FETÖ mensuplarına istihbarat verecek nitelikte gerçekleştirdikleri yayınlar.
Son olarak da Fetullah Gülen isimli terör örgütü ele başının Türkiye ile Amerika arasındaki iade anlaşmasının gereğine muhalif bir şekilde hâlen oradaki hayatını sürdürüyor oluşu, FETÖ ile Amerika arasındaki organik bağı son derece açık bir şekilde ifade eden detaylardır.
***
Amerikan Başkan Yardımcısı Joe Biden, 15 Temmuz’dan sonra Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyarette, kendisine Fetullah Gülen isimli terör ele başının Türkiye’ye iade edilip edilmeyeceği sorulduğunda, her seferinde aynı cevabı verdi: A.B.D. bir hukuk devletidir.
Amerika bir hukuk devletiyse, Türkiye’de bir hukuk devletidir.
Madem ki Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir, öyleyse FETÖ ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilişkinin deşifre edilmesi, şehitlerimizin ve gazilerimizin haklarının hukuk planında Türkiye Cumhuriyeti Bağımsız Yargısı tarafından araştırılması, delillendirilmesi ve suçlular bir ân evvel tesbit edilerek, adaletin ivedilikle tesis edilmesi icab etmektedir.
A.B.D.’nin sanki hadiseden habersizmiş gibi takındığı tavır, milletimizin üzerine uçaklardan yağdırılan bombaların müsebbibi konumundaki İncilik Üssü’nün hâlen Amerika’ya hizmet veriyor oluşu kamuoyu vicdanını derinden yaralamaktadır.
Biz inanıyoruz ki, Türkiye Cumhuriyeti Yargısı, üzerine düşen bu şerefli görevi layığıyla yerine getirecektir.
Yalnız hukuk değil, her plan ve platformda 15 Temmuz şehitlerinin hesabı ve davası peşinde olduğumuzu da bu vesileyle duyururuz.
Baran Dergisi