Rusya'ya yaptırım gündemdeyken Merkel'in açıklamaları kendi evinde tepkilerin büyümesine neden oldu.
Haftasonunda Kırım’da halkın yüzde 95’inin Rusya’ya katılmayı kabul ettiği referandum geride kalırken batı dünyası bu referandumu hileli olarak niteliyor. ABD başta olmak üzere Rusya’ya yaptırımların geleceği haberleri gelirken Avrupa’da da koordineli yaptırımların geleceği belirtiliyor.
AB tarafından varlık alımlarının durdurulması ve vize verilmemesi başlıkları altında belirlenen ilk yaptırımların ne kadar sertleşeceği hafta içinde netleşecek. Diplomatik tansiyon artarken geçtiğimiz hafta yaptırımlar konusunda Almanya’nın da net tavrını koyması Merkel ve iş dünyası arasından farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden oldu.
Alman liderin arka koltuktan destek verileceğini açıklaması sonrasında ülkede iş dünyanın tepkileri gecikmedi. 10 yıllar boyunca alman iş dünyası Rus pazarının desteği ile güçlenirken ayakkabıdan otomotive pek çok alanda büyük pazarlar ile ilişkiler yürütüldü. Bu noktada Rusya’nın batı dünyasında en önemli iş partneri Almanya olurken Merkel’in tehditleri her iki tarafı da rahatsız etti.
İş dünyasından gelen ilk tepkilerde Merkel’in hasarın ne kadar olabileceğini öngöremediği yönünde eleştiriler göze çarpıyor. Enerji ve sanayi cephesinde önemli bağları olan iki ülkenin ekonomisinin de önemli ölçüde etkileneceği uyarısı yapılıyor. Ekonomik yaptırımların kimseye faydası olmadığının altı çizilirken Alman ekonomisinin süreçten hasar göreceği uyarıları yapılıyor.
Ukrayna gerilimindeki çıkışı ile Merkel Avrupa’nın başbakanı gibi davrandığı yorumları gündeme geliyor. Geçtiğimiz yıl 100 milyar dolar olan Almanya ve Rusya arasındaki ticaretin Almanya’nın ihracatının yüzde 3.3’lük kısmını oluştururken Rus ithalatının da yüzde 9.4’lük kısmını oluşturuyor. Buna karşılık Almanya’da elektrik ihtiyacının yüzde 11’lik kısmı Rusya’dan gelen doğalgaz ile sağlanıyor.