Çok komşu var ama bir tek 'komşi'miz var

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Sofya Büyükelçiliğinde basın toplantısı düzenledi.

Bir tek 'komşi'miz var

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Bulgaristan ziyaretinin ilk gününün ardından Türkiye’nin Sofya Büyükelçisi rezidansında gazetecilerle düzenlediği sohbet toplantısında, Bulgaristan Dışişleri Bakanı Kristiyan Vigenin, Başbakan Plamen Oreşarski, Parlamento Başkanı Mihail Mikov, Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev ve Bulgaristan Müslümanları Başmüftüsü Mustafa Aliş Haci ile görüşmelerini anlattı.

Bulgaristan programının “yoğun olduğunu” belirten Davutoğlu, Türkçedeki “komşu” sözcüğünün, özellikle Bulgaristan'la ilgili “komşi” şeklinde telaffuz edilmesi sonucu özel bir anlam nüansına kavuşturulduğunu kaydetti. Davutoğlu, “Çok komşu ülkemiz var ama 'komşi' dediğimiz bir tek Bulgaristan var. Bu, ortak bir geçmişe ve yoğun ilişkilere işaret eder” diye konuştu.

Kısa bir dönemde Bulgaristan ile Türkiye arasında ivme sağlayan yoğun ziyaretler gerçekleştiğini ifade eden Davutoğlu, enerji ve ulaştırma bakanlarının görüştüğünü, ortak komisyon toplantısı yapıldığını, sınır komisyonu toplantısı gerçekleştiğini, yakında içişleri bakanlarının da bir araya geleceklerini vurguladı.

İkili ilişkilerde Bulgaristan’ın başlıca politikacılarının "stratejik vizyon paylaştıklarını" belirten Davutoğlu, Türkiye ve Bulgaristan’da beklenen seçimlerin ardından başbakanlar eşbaşkanlığında bir toplantı yapılacağını bildirdi.

SIKINTILI KONULARA DEĞİNDİK

Temaslarında ilişkilerinde “sıkıntılı” olarak nitelendirilebilecek konulara da değindiklerini belirten Davutoğlu, Türkiye’nin Bulgaristan’da yaşayan soydaşların sorunlarına gösterdiği duyarlılığı dile getirdi.

Davutoğlu, şöyle konuştu:

“Filibe’de camiye (Muradiye Camisi) yapılan saldırı konusunu, Varna Belediyesinin girişimleri ile (123 yerleşim yerinin Türkçe) isimlerinin değiştirilmesi çabaları, Türkçe eğitim meseleleri, tüm bunları çok açık bir şekilde dile getirdik. Şunu da gördüm, (Filibe’deki) Muradiye Camisine yapılan saldırı konusunda (Bulgaristan’daki makamlar) ortak bir dil kullanıyorlar, hepsi kınıyorlar. Cumhurbaşkanı (Plevneliev) çok açık ve net bir dille kınadı. Plevneliev geçen yıl iftara Başbakan Yardımcısı ile birlikte katıldı. Aynı perspektiften bakıyoruz.”

MÜSLÜMANLARA AİT VAKIF MALLARI GÜNDEME GELDİ

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, konuya ilişkin bir soru üzerine, Bulgaristan Müslümanları Başmüftülüğü’nün ülkedeki Müslüman vakıf mallarının iadesiyle ilgili verdiği mücadeleyi desteklediklerini vurguladı.

Davutoğlu, “Biz, Türkiye’de neredeyse bir milyar doları bulan mülk, değerli, kıymetli olan yerleri Bulgar vakfına iade ettik” diyerek, Bulgaristan’da da ilgili malların İslam Vakfına iadesinin “normal olduğunu” ifade etti. Davutoğlu, “İade edildiğinde onlar, taşınıp Türkiye’ye götürülecek mallar değil, bunlar Bulgaristan’ın malı” ifadesini kullandı.

Mahkemede vakıf mallarının iadesi konusunda bir temyiz sürecinin sürmekte olduğunu anımsatan Davutoğlu, “Umut ederiz ki insani haklarına uygun karar verirler. Marjinal grupların baskısı ile bu karar değişmez ama Başmüftülüğü kararlı gördüm. Eğer burada değişmezse, Bulgaristan Başmüftüsü (Mustafa Aliş Hacı), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde dahil, her türlü hukuki süreci deneyeceklerini söyledi. Ben de ‘Bu sizin doğal hakkınızdır’ dedim” şeklinde konuştu.

TÜRKÇE YABANCI DİL DEĞİL

Bulgaristan’ın yeni seçim kanununda Türkçe dahil, “yabancı” dillerin yasaklanması konusunu da değerlendiren Davutoğlu, bu konuyla ilgili Bulgar muhataplarının önünde beyan ettiği görüşlerini şöyle anlattı:

“Türkçe dediğim, buranın dili, sizin vatandaşlarınızın dili. Türkçe yabancı dil değil. Örnek de verdim; Türkiye’de de Kürtçe konusunda bir çok şey vardı ama Kürtçe propaganda serbest bırakıldı ve bu hiç bir şekilde zarar da vermedi. Türkiye’de bu rahatlıkla yapılıyor. Hiç kimseye de zarar vermedi, vatandaşların aidiyet bilinci kuvvetlendi.

(Bulgaristan’da) çocuklar Türkçe eğitim alamazsa, nasıl kendilerini bu topraklara ait hissederler? Buradaki soydaşlarımızın hakları-hukukları, Türkçenin ve Türk kültürünün buradaki mevcudiyeti, Osmanlı mirası, bizim ortak kültürün mirası, bunlar, Bulgar ve Türk kültür miraslarıdır. Türkiye’de ve burada bu mirasların korunması konularda, benzer bir perspektife sahibiyiz. Çok açık ve direkt konuştum ve gördüm ki, hepsi de bu konularda açık fikirlere sahipler." (TRTHABER)