Seçim araştırma şirketlerinin analizleri de seçmenin tercihini istikrardan yana yaptığını doğruluyor. Bireylerin temel tercihlerini etkileyen en önemli unsur hane geçimi. Yani gelir-gider dengesi.
Araştırma şirketi Konda'nın Genel Müdürü Bekir Ağırdır'a göre, ülkede hanelerin yalnız dörtte birinde gelir giderden fazla veriyor. Yani hanelerin dörtte biri tasarruf ediyor.
Dörtte iki hanede ise gelirgidere denk. Giderler gelire göre ayarlanıyor. Bu hanelerin işi ve geliri güvencede ise ülke ekonomisinin büyüyüp küçülmesi onları etkilemiyor.
Cari açık veya döviz kuru değil işsizlik bu kesimin en çok düşündüğü konu. Geri kalan dörtte bir hanede ise gelir giderin altında.
Çocukların eğitim ve sağlık ihtiyacı ile güvenlik de geçim kaygısının ardından geliyor. Ağırdır, "19 milyon dolayındaki hanenin dörtte üçü için hayat zorlu geçiyor. Doğal olarak geçim seviyesi siyasi seçimleri doğrudan etkiliyor" diyor.
RASTLANTISAL DEĞİL
Geleceğe umutla ya da kaygıyla bakmanın hayata dair tercihleri etkilediğini belirten Ağırdır, şöyle konuşuyor: "Korkularımız beklentilerimizi de belirliyor.
Siyaset üzerinden söylersek toplumun yüzde 60'a yakın bir bölümü ülkedeki son 10 yılda hayatının iyiye gittiğini ve gelecek 5 yılda da daha iyi olacağını düşünüyor.
Yüzde 40'lık küme ise hem son 10 hem de gelecek 5 yılla ilgili karamsar. Gördüğünüz gibi hiçbirimizin siyasi tercihi rastlantılarla oluşmuyor."