Financial Times gazetesi, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun incelemelerinin yabancı yatırımcıyı soğutabileceğini yazdı.
Financial Times gazetesi, uzmanların Türkiye'de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun döviz piyasasında gerçekleşen işlemlerle ilgili başlattığı incelemenin yabancı yatırımcıları soğutabileceğini söylediğini yazıyor. Ankara'nın lira üzerindeki baskıyı azaltmaya ve Gezi protestolarının ardından otoritesini yeniden tesis etmeye çalıştığını yazan Financial Times, Merkez Bankası'nın 1,3 milyar dolar değerinde döviz satmasına rağmen liranın değerinin düşmeye devam ettiğini ve 1,96 seviyesini gördüğünü aktarıyor.
Gazetenin BDDK incelemesiyle ilgili haberi şöyle devam ediyor: "[BDDK] olağan olduğunu söylese de piyasalar, kimin ne kadar lira sattığına bakacak incelemenin fazla detaylı olduğuna inanıyor. Sermaye Piyasası Kurulu zaten protestolar sırasında döviz kurlarında ve faiz oranlarında görüldüğünü söylediği aşırı dalgalanmalarda borsa manipülasyonu olup olmadığına bakacak ayrı bir inceleme başlatmıştı. Financial Times'a konuşan SPK başkanı Vahdettin Ertaş 'Bu incelemenin tek amacı yatırımcıların piyasamıza olan güveninin tesis edilmesidir. Başka bir amacımız yok.' dedi. Ertaş, Türkiye'nin makroekonomik temellerinin kuvvetli olmasından dolayı Borsa İstanbul'da görülen düşüşlerin etki alanını açıklamanın mümkün olmadığını, bu yüzden de piyasa manipülasyonu ihtimalinin gündeme geldiğini savunuyor.
Sermaye Piyasası Kurulu ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu her ne kadar bağımsız olsa da 31 Mayıs'ta patlak veren protestoların ardından Başbakan Erdoğan spekülatörlerin 'ümüğünü sıkacaklarını' söyledi; protestolardan gizli bir 'faiz lobisini' sorumlu tuttu ve taraftarlarına devlet bankalarını kullanmaları yönünde bir gönderme yaptı.
Erdoğan'ın bu hafta başdanışmanı olarak seçtiği Yiğit Bulut da bir faiz lobisinin Türkiye'ye karşı gizli planlar yaptığı düşüncesinin savunucusu. Bulut ayrıca yakın bir zamanda yabancı güçlerin başbakanı telekinezi kullanarak öldürmeye çalıştığını iddia etmişti.
Uzun süredir Türkiye'yi gözlemleyen bir uzman 'Uluslararası finansın kalbinin attığı yer olmaya çalışan bir ülkenin bu tür sözler sarf etmesi, ve bankaları ve simsarları araştırması amacına zarar verebilir.' dedi.
Aynı uzman, şu anda kısa dönemli gelirlerle finanse edilen Türkiye'nin büyük cari hesap açığının kapatılabilmesini için faiz oranlarını yükseltmekten başka çaresi olmadığını söyledi."