Kara para aklama, suçtan elde edilen gelirin öncelikle kaynağından koparılması, ardından da yasal bir gelir görüntüsü kazandırılarak sisteme sokulması anlamına gelir.
Para aklamak için öncelikle kara paranın soruşturuluyor olması şarttır. Sınırları aşan, birkaç ülkede birden gerçekleşen suçlarda para aklama da karmaşık bir hal almaktadır.
Kamuoyunda “kara para” kavramı, genel olarak kayıt dışı ekonomik değerleri tanımlamak amacıyla kullanılmakta ise de, hukuki anlamda kara para, kayıt dışı ekonominin sadece bir bölümünü oluşturmakta ve aklama kavramı da özü itibariyle kara paranın kayıtlı sisteme dâhil edilme çabasıdır.
Türk Ceza Kanununun 1. maddesinde yer alan; “Kanunun sarih olarak suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez. Kanunda yazılı cezalardan başka bir ceza ile de kimse cezalandırılamaz.”hükmünün doğal bir sonucu olarak, kara para aklama suçunda kara para ve kara para aklamakavramları yorumlanırken sosyal içeriği değil, kanun koyucunun bu kavramlara yüklediği anlamın ölçü olarak alınması gerekmektedir. Dolayısıyla kamu vicdanına göre kara para olarak adlandırılacak her iktisadi kıymet hukuken kara para tanımı içine girmeyecektir.
Kara paranın tanımı yapılırken dikkat edilmesi gereken noktalardan bir tanesi de kara paranınekonomik, ahlaki, sosyal ve hukuki tanımlarının birbirinden farklı olduğudur. Kara paranın bu dört açıdan yapılması gereken tanımını tek ortak tanıma indirgemek kara para sorununun analiz edilmesi, incelenmesi ve önlenmesi açısından yanılgılara yol açabilecektir.
Bir suç işlenmesi sonucunda elde edilen paranın ekonomik açıdan kara para olması ve ilgili yasalarında cezalandırılmasına karşılık hukuken adının kara para olmaması, gerek toplum, gerekse devlet nazarında masum bir fiil olduğu anlamına gelmemektedir. Ancak ekonomik, ahlaki, sosyal ve hukuki anlamda kara para birbirinden farklı kavramlar olduğundan, ait oldukları çerçeve içinde değerlendirilmeleri gerekir.
Sosyal anlamda kara para: Sosyal anlamda kara parayı, dolaylı olarak da olsa toplumsal hayata zarar veren faaliyetlerden elde edilen her türlü kazanç olarak tanımlamak mümkündür.
Ahlaki anlamda kara para: Kara para, ahlaki anlamda, yasalarla yasaklanmış olsun veya olmasın,kara para olarak adlandırılsın veya adlandırılmasın toplum nazarında suç sayılan hareketler sonucunda elde edilen tüm kazançlar olarak tanımlanabilir. Çünkü toplum tarafından etik olmayan yollardan kazanıldığına inanılan her para ahlaki açıdan kara para kapsamına girecektir.
Ekonomik anlamda kara para: Ekonomik anlamda kara para, kanunlar tarafından suç sayılan fiillerin yanı sıra, ekonomik hayatı düzenleyen kural ve usuller ihlal edilerek elde edilen kazanç olarak nitelendirilebilir.
Hukuki anlamda kara para: Kara para, hukuki anlamda ülke mevzuatlarında öncül suç olarak belirlenmiş fiillerden elde edilen kazançlardır. Konuyu ülkemiz mevzuatı açısından ele alırsak; yasal faaliyetler sonucu elde edilen, ancak kayıt düzeni ve beyan dışında tutulan kazançlar 4208 sayılı “Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Dair Kanun” tarafından kara para olarak kabul edilmemiştir.
Kazuistik yöntemle, yani tek tek sayılmak suretiyle belirlenen bu suçlar kara para aklama suçunun işlenmesinde “Öncül Suçlar” olarak tanımlanmaktadır.
Kara Para Aklama
Uyuşturucu kaçakçısı 20 bin dolarlık çeki, herhangi bir kurumda çek tahsildarı olarak çalışan arkadaşına verir. Bir çek tahsildarının elinde yüksek miktarda nakit bulundurması hiçte garipsenecek bir durum olmadığından ve bu kişinin günlük işlemler için sık sık bankaya gitmesi gerektiğinden, uyuşturucu tacirinin kara parası kolaylıkla sisteme dahil olur. Uyuşturucu kaçakçısı verdiği 20 bin dolar karşılığı 16 bin dolar alır. Kaçakçıya yapılan ödeme ise çek tahsildarının sıklıkla kullandığı posta çeki formunda yapılır. 4 bin dolarlık fazlalık ise çek tahsildarına kalmaktadır. Bu aşamadan sonra uyuşturucu kaçakçısı, elindeki posta çeklerini bir kıyı bankasında daha önce açtırdığı hesaba aktarır. Bu sistem ile 20 milyon dolar bile aklanabilir. Ancak rakamın fazlalaşması durumunda birden fazla çek tahsildarının kullanılması yoluna gidilecektir.
Her piyango çekilişi sonrasında ya da lotoda 6 rakamın tutturulması sonucunda, kara-para aklayıcısı büyük ikramiyenin kime çıktığını daha önceden öğrenir. O kişiye çıkan paradan daha fazla bir parayı bilet sahibine vererek piyango biletini ya da loto kağıdını ondan satın alır. Sonra bu kazanılan ikramiye parası daha önceden anlaşılmış olan bir banka müdürü ya da avukat aracılığı ile tahsil edilir. Böylece kara-para bir talih kuşu olarak uçar uçar uçar ve bankacılık sektörünün gözü önünde aklanılmış bir hale gelir.
Atadan kalma eski yöntemler diye adlandırılan paravan şirketler kurmak, sahte ve şişirilmiş faturalar kullanmak, yabancı ülkelerde bloke edilen parayı teminat olarak göstererek yerel bankadan kredi almak, kumarhane işletmek, at yarışı gibi bahis işletmeleri açmak, vergi cenneti olan ülkelerden alınan kredi kartlarını kullanmak, nakit para ile büyük bina, malikane, turizm tesisi vb satın alımları yapmak, kıymetli tablo ve sanat eserlerini satın almak ve hediye etmek, kazanılan kara-paranın yurtdışına doğrudan kaçırılması, kara-parayı hisse senedi ve tahvil gibi kıymetli evraka dönüştürmek, serbest bölgelerdeki aşırı liberal bankacılık hizmetlerinden yararlanmak, turizm şirketleri kurup seyahat çekleriyle para transferi yapmak, nakit para ile taşınmazlar dışında büyük satın alımlar yapmak gibi uygulamalar internet ve sanal ortamın kullanılmasından önceki döneme ait yöntemlerdir. Borsadaki aracı kurumların % 20'ye yakınının içeriden kara-para aklamak isteyenlerle organik ve inorganik ilişki içinde bulunduğu iddiası da sıklıkla söylenilmektedir.
Suç sayılan faaliyetlerden elde edilen gelirlerin genellikle nakit olması nedeniyle, serbestçe ve kısa sürede kullanılmaları mümkün değildir. Bu bağlamda, söz konusu gelirlerin yasa dışı faaliyetlerden elde edildiğinin tespit edilmesi halinde müsadere cezasının yanı sıra para ve hapis cezası da gündeme geleceği için, elde edilen kara paraların aklanması zorunluluğu vardır.
Kara paranın aklanması; yasa dışı faaliyetlerden elde edilen gelire meşru görünüm kazandırarak kullanılabilir hale getirmek amacıyla, kasıtlı olarak kara paranın kaynağının gizlenmesi fiilidir. Hangi suçlardan elde edilen gelirin kara para kapsamında değerlendirileceği her ülkenin kendi yasal düzenlemelerinde yer almakta ve farklılık göstermektedir. Dolayısıyla kara para aklama suçunun kapsamı ve yasal tanımı da ülkeden ülkeye değişebilmektedir.
Kara Para Niçin Aklanır?
Kara para, yasa dışı yollardan kazanılan gelirlere, yasallık kazandırmak, kaynağını gizlemek veya şeklini değiştirmek için aklanma işlemine tabi tutulmaktadır. Çünkü yasa dışı yollardan elde edilen gelirlerin serbestçe kullanılabilmesi mümkün değildir.
Gelirin yasa dışı yollardan elde edildiğinin tespit edilmesi durumunda söz konusu gelirleri elde edenler bir yandan hapis ve para cezalarına çarptırılacaklar, öte yandan ise bu yollardan elde edilen gelirlere nemaları ile birlikte el konulacağı için bu gelirlerden de mahrum kalacaklardır. Bu nedenle yasa dışı eylemlerden elde edilen gelirlere ilişkin kaynağın gizlenmesi gerekecek ve söz konusu gelirlere yasal faaliyetler sonucu elde edildiği izlenimi verilmeye çalışılacaktır. Böylece yasa dışı yollardan elde edilerek kaynağı gizlenen ve yasal yollardan elde edilen fonlardan ayırt edilmesi engellenen anılan gelirler, elde edenlerce risksiz ve rahat bir şekilde kullanılabilecektir.
Bu şekilde; yapılacak muhtemel denetimlerde gerekli açıklamalar yapılabilecek veya bu denetimlerin yapılmasını gerektirmeyecek şekilde bu gelirler, şüpheden uzak bir niteliğe kavuşturulacaktır. Kara parayakaynaklık eden suçtan elde edilen gelirlerin çok büyük bir bölümünün nakit kullanımının düşük olduğu ve alınan önlemler nedeniyle büyük miktarlı nakit işlemlerin dikkat çektiği ülkelerde oluştuğu dikkate alındığında, bu gelirlerin nakit sisteme sokulması, aklayıcılar açısından daha büyük önem kazanmaktadır. Çünkü nakit halindeki gelir, günlük kullanımlar için harcanabilecek çok küçük bir kısmı hariç kullanılmaya uygun değildir. Dolayısıyla nakit halindeki bu gelirin kullanılabilir hale getirilmesi yani aklanması gerekir.
Kaç çeşit kara para aklama yöntemi bulunmaktadır?
Belirli bir sayı vermek mümkün değildir. Pek çok kişinin aklına gelmeyecek yöntemler kullanılabilir. Bu açıdan sınırsız sayıda aklama yöntemi vardır demek yanlış olmaz. Aklama yöntemleri ülkeden ülkeye, finansal sistemlerde kullanılan araçların çeşitliliğine bağlı olarak değişir. Ayrıca günümüzde yasa dışı gelir elde edenler artık kendi paralarını kendileri aklamamakta, bu işte profesyonelleşen aklayıcıları kullanmaktadırlar. Aklama işiyle uğraşanlar işlerini çok iyi bilen muhasebeciler, bankerler, hukukçular, mali danışmanlar vs. olabilir. Bunların sağlam bir mesleki geçmişi vardır, çoğu sabıkasızdır, öncül suçla hiçbir alakaları yoktur. Hizmetlerine karşılık olarak komisyon, prim adı altındagelir elde ederler.
Sınırsız sayıda yöntemle aklama yapmak mümkün olmakla birlikte en çok kullanılan ve mücadele eden birimler açısından öğretici olabilecek nitelikte olan yöntemleri şu şekilde sıralayabiliriz:
- Fonların fiziken ülke dışına kaçırılması,
- Şirinler (smurfing) yöntemi,
- Parçalama (structuring) yöntemi,
- Vergi cennetleri (off-shore),
- Paravan (Kâğıt üstündeki) ya da hayali şirketler,
- Oto-finans borç yöntemi (Loan-back),
- Döviz Büroları,
- Kumarhane ve Gazinolar,
- Nakit para kullanılan işyerlerinin işletilmesi (Göstermelik şirketler),
- Sahte fatura (hayali ihracat),
- Alternatif havale sistemleri (hawala vs.),
- İnternet bankacılığı ve elektronik para.
Bu listeyi daha da uzatmak mümkündür.
Kara Paranın Aklanması ile neden mücadele edilmelidir?
Kara paranın kaynağını hep yasa dışı ve özellikle de ağır suçlar teşkil etmekte ve bu suçların başında ise uyuşturucu ticareti gelmektedir. Özellikle Dünyada yükselen terör dalgasının gerisinde de çoğu zaman uyuşturucu trafiği bulunmaktadır.
Geçmiş yıllarda büyük mafya gruplarının elinde bulunan uyuşturucu trafiği yavaş yavaş terör örgütlerinin denetimine geçmekte, bu gelişme ise, her ülke için önemli bir tehlike oluşturan terör örgütlerini kolayca güçlendirip, kontrolden çıkmaları sonucunu doğurmaktadır.
Kara para elde edilen bu faaliyetlere; silah kaçakçılığı, çocuk ve genç ticareti, beyaz kadın ticareti, organ ticareti, adam kaçırma, şantaj, resmi belgede sahtecilik, ticari hile, sahte damgalı ölçü-tartı cihazı kullanma, kamu ihalelerine fesat karıştırma, bilimsel ve sınaî casusluk, kasten adam öldürme, hileli iflas, kalpazanlık vb. faaliyetler de eklenebilir.
Yukarıda belirtilen yasa dışı faaliyetler her toplumda büyük sosyal sıkıntılar yaratmaktadır. Ayrıca aklanan kara para miktarının her geçen gün artışı, suç örgütlerine siyasi açıdan güç kazandırdığı gibi bu örgütlerin devlet kurumlarındaki hakimiyetlerini de artırmaktadır.
Öte yandan, kara paranın aklanması ülke ekonomilerini de olumsuz yönde etkilemektedir. Örneğin; ekonomide mal ve hizmet arz-talep miktarında bir değişme olmadığı halde piyasaya sürülen para miktarındaki ani değişmeler fiyatlarda dalgalanmalara neden olabilmektedir.
FETÖ’nün kirli para trafiği
Emniyet raporlarından: FETÖ, himmet ve bağışları önce Bank Asya’da akladı. Aklanan bu paralar yurtdışındaki karşılıklı şirketlere kredi olarak verildi.
FETÖ'nün finans ayaklarına yönelik operasyonlar devam ederken, örgütün himmet paralarını yurtdışına kaçırmak için sinsi bir plan uyguladığı ortaya çıktı. 'Himmet' adı altında toplanan paraları karşılıklı şirketler üzerinden ABD'deki Gülenist kuruluşlara aktaran örgüt, ülkenin bankacılık sistemine takıldı. FETÖ'nün ABD'ye 5 milyon dolar para transferinin tespit edilmesi üzerine Amerika istihbarat servisi FBI bu paranın kara para olup olmadığını belirlemek için harekete geçti. Türkiye ise tespit edilen bu paranın Bank Asya üzerinden 'kredi kılıfı' ile Amerika'da aklanan 'himmet' ve 'bağış' paraları olduğunu belirledi. Bunun üzerine FBI ile Türkiye arasında ortak çalışma başlatılarak FETÖ'nün kara para transferleri mercek altına alındı.
KİLİT BANK ASYA İLE AÇILDI
Emniyet, FETÖ'nün finans kaynaklarına yönelik çalışmalarında başta Bank Asya olmak üzere, örgütle ilişkili şirketlerin hesaplarını didik didik inceledi. Mali Suçlarla Mücadele Kurulu'nun (MASAK) raporlarıyla hareket eden emniyet, örgüte kaynak sağlayan şirket ve kuruluşları mercek altına aldı. İncelemelerde, FETÖ'nün operasyonlardan önce 'Himmet' paralarını yurt dışına kaçırmak için izlediği yöntem tespit edildi. Emniyet'in çalışmasıyla FETÖ'nün Bank Asya'yı kullanarak oluşturduğu kara para aklama zinciri çözüldü. Buna göre toplanan himmet ve bağış paraları FETÖ'ye mensup şahıslar ya da kurumlar üzerinden Bank Asya'ya yatırıldı. Bankaya girip aklanan'kara para FETÖ'nün uluslararası şirketlerine kredi olarak verildi. Bu şirketlere yurtdışında karşılıklı şirketler kurduruldu. Bunlar vasıtasıyla paralar yurtdışına gönderildi. Yasal yollarla ülkeye giriş yapıldığı düşünülen paralar FETÖ'cü kuruluşlara aktarıldı.
14.5 MİLYAR TL KAÇIRILDI
Bankaya geri planda kredinin ödenmesinin ise yine toplanan himmet ve bağışlar yoluyla yapıldığı ortaya çıktı. Toplanan 'usulsüz paralar' kredinin geri ödemesi gibi gösterilerek tekrar aklandı. Bir döngü içinde şimdiye kadar çalışan 'kara para aklama sistemi' Bank Asya'ya kayyum atanmasıyla bozuldu. Bank Asya'dan 17/25 Aralık hükümete darbe girişiminin ardında14.5 milyar TL yurtdışına para kaçırıldığı tespit edildi. 17/25 Aralık öncesi Bank Asya'daki nakit para miktarının 18.4 milyar TL, sonrasında ise 3.9 milyar TL olduğu belirlendi. Emniyet, paranın yurtdışında hangi şirket ve kuruluşlara gönderildiğini takip etti.
FBI İLE ORTAK ÇALIŞMA YAPILDI
ABD'nin 5 bin dolar üzerindeki para transferlerini kara para olma şüphesi ile takibe alması sonucu ortaya çıkardığı FETÖ'nün tespit edilen 5 milyon dolarlık para transferi ABD bankacılık sistemini alarma geçirdi. FETÖ mensupları bu paranın kredi olduğunu iddia etti. Bank Asya ve Merkez Bankası'nın kayıtlarında da kredi olarak verildiği kaydedildi. Bankaya kayyum atanması ve FETÖ'nün himmet ağına yapılan operasyonlar çarkın nasıl işlediğini gösterdi. Daha önce eşine rastlanmayan şeytani planın kullanıldığı görüldü. FETÖ'nün kullandığı bu yöntem, Türkiye'de toplanan himmetlerin ülkeler arası karşılıklı şirketler üzerinden para transferleri gerçekleştirilerek ABD'ye ulaştırıldığını gözler önüne serdi. Amerika'ya kredi kılıfı ile gönderilen 5 milyon dolar civarında paranın himmet ve bağışlarla sağlanıp geriye de aynı yöntemle ödendiği saptandı. FBI da bunun üzerine harekete geçti. Şüpheli işlemler ABD tarafından Türkiye'ye iletildi ve FBI ile birlikte ortak çalışmalar başlatıldı. Türkiye'de yapılan ilk görüşmenin karşılığı kısa süre sonra ABD'de gerçekleşti. Yapılan görüşmede emniyet yetkilileri, FETÖ'nün ABD'de akladığı 'kara paraları' ABD tarafından el konulmasını talep etti. Hakkında kara para soruşturması yürütülen FETÖ'nün bu çalışmanın tamamlanması halinde ABD'deki gelirlerine ve ülke içindeki kara paralarına el konulacak.
İŞTE SOMUT DELİL!
FETÖ soruşturması kapsamında Ankara'da 9 kişi tutuklandı. MASAK uzmanları şüphelilerin esnaftan topladıkları 45 milyon TL'lik himmet parasını yurtdışına aktardığını tespit etti. Dosyadaki delillere rağmen şüpheliler adeta üç maymunu oynadı.
PARAVAN ŞİRKET OYUNU
Örgütün Ankara'daki "himmet" imamının Süleyman Savat olduğu belirlendi. Savat'ın yanı sıra örgütün İç Anadolu muhasebe imamı Selami Tuğrul ile kapatılan Samanyolu Okulları ortaklarından Tamer Tıbık'ın da örgütün himmet çarkında görev aldıkları belirlendi. MASAK'ın suç unsurlarına yer verdiği raporunda, "Aksiyon Güvenlik şirketi üzerinden toplanan paraların muhasebe kayıtlarına girmediği, ancak şirketin geliri gibi gösterildiği tespit edilmiştir. Ancak söz konusu paraların ortada olmadığı görülmüştür. Söz konusu paraların, yurtdışına aktarıl- dığı düşünülüyor" denildi. Soruşturma dosyasında şüphelilerin Ankara'daki esnaftan burs, kurban ve zekât adı altında çek, senet ve para topladığı kaydedildi. Paraların, Ankara'daki ilçelerin bölge bölge ayrılarak toplandığı, bu paraların ise önce örgüt sorumlularından Fuat Yağmur ve yardımcısına teslim edildiği belirtildi. Yağmur tarafından esnaftan toplanan himmetin Ankara'nın tepe imamları Savat, Tuğrul ve Tıbık'a verildiği belirtildi. Paranın yanı sıra alınan çek-senetlerin de Bank Asya'da nakde çevrildiği vurgulandı. Toplanan paranın bilançosu ise dudak uçuklattı. Şüphelilerin 1 yılda 45 milyon TL toplayıp şirket üzerinden yurtdışına transfer ettikleri kaydedildi. Şüphelilerin tüm bağlantılarının deşifresine yönelik telefon HTS kayıtlarının incelemeye alındığı belirtildi.
ÇÖZÜLMEYE KARŞI PARA TRANSFERİ
FETÖ ile bağlantılı şirketlere kayyum atanmasının ardından Türkiye'de maddi kaynak sıkıntısı çeken örgüt ABD'de akladığı kara paraları Türkiye içindeki örgüt üyelerine transfer etmeye çalışıyor. FETÖ, kara para zinciri ile aklanan servetin bir kısmını kuryelerle veya yabancı kredi şeklinde Türkiye'ye getirip, açığa alınan veya tutuklanan FETÖ üyelerinin ailelerine yardım yapıyor ve bu yolla örgüt elemanlarının çözülmesini engellenmeye çalışıyor. FBI'nın bu paralara el koymasından çekinen FETÖ 'örgüt üyelerinin ailelerine sahip çıktı' imajı vermek istiyor.