Başbakan Binali Yıldırım, yeni bir ekonomik reform paketi hazırlandığını açıkladı.
Moldova ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yıldırım, referandum sürecinde inandığı bir görevi tamamlamış olmanın huzurunu yaşadığını ifade etti.
Yıldırım, “Memleket için güzel bir iş yapmanın rahatlığı içindeyim. Yeni sistemde yüzde 50’yi aşmak için Türkiye’nin her yerinden, her köşesinden destek almak gerekecek, bu da Türkiye’nin birliğini bütünlüğünü pekiştirecek. Uçtaki siyasetler daha fazla merkeze yanaşacak, bunun da toplumsal barışa katkısı olacak” dedi.
Yıldırım’ın uçakta yaptığı açıklamalar şöyle...
'GÜZEL İŞ YAPTIK'
Referandum kampanyası sürecinde çok çalışan Başbakan Yıldırım “Yeni sisteme geçildiğinde ‘parlamenter dönemin son başbakanı’ olarak tarihe geçeceksiniz. Neler hissediyorsunuz?” sorusu yöneltildiğinde şu yanıtı verdi:
“İnandığım bir görevi tamamlamış olmanın huzurunu yaşıyorum. Memleket için güzel bir iş yapmanın rahatlığı içindeyim. Bu yönetim sistemi değişikliği Cumhuriyet kurulduğundan beri tartışılıyor.
Türkiye açık, kapalı darbeler görmüş. Milli irade kesintiye uğramış. Türkiye, yeni yönetim sisteminde artık arzu etmeyeceğimiz açık-kapalı vesayet odaklarını ortadan kaldırılacak. Milli egemenlik gerçekten milletin eline geçmiş olacak. Yüzde 50’den fazla oy alamayan iktidara gelemeyecek. Bu da sürekli istikrar yaratacak. Kriz değil uzlaşma olacak. Türkiye’nin birliği bütünlüğü sürekli olacak. Yüzde 50’yi aşmak için Türkiye’nin her yerinden, her köşesinden destek almak gerekecek, bu da Türkiye’nin birliğini bütünlüğünü pekiştirecek. Güçlü iktidarlar olacak. Türkiye kazandıklarını hep zayıf iktidarlar, darbeler nedeniyle elden çıkarmış. Bundan sonra bu tür zayıflıklar olmayacak.
Yeni sistemde partiler değil milletvekilleri önemli olacak. Yeni sistemde partiler mutlaka büyük hedeflere yönelmek zorunda. Uçtaki siyasetler daha fazla merkeze yanaşacak, bunun da toplumsal barışa katkısı olacak. Konsolidasyonu millet yapacak, adaylar çıkacak millet karar verecek.”
‘ÖLÇÜLÜ TEMSİL’
Yıldırım Ak Parti olağanüstü kongresi hazırlıklarının ne aşamada olduğunu, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün davet edilip edilmeyeceğini ve Deniz Baykal’ın “Abdullah Gül yüzde 49’un adayı olabilir” şeklindeki sözlerine ilişkin şunları söyledi: “En güzel şekilde kongremizi yapacağız. Sayın Cumhurbaşkanımıza partimizin genel başkanlığını teklif edeceğiz. Tabii partinin kurulları da yeniden oluşacak. Orada temsil, oradaki ölçü; bölgesel temsil, kadınların temsili, gençlerin temsili, tecrübelilerin temsili olacak. Sayın Abdullah Gül’ü elbette davet edeceğiz. Bizde eski-yeni ayırımı olmaz. Partinin kuruluşundan bu yana kim varsa davet edeceğiz. Biz kimseyi dışlamadık, bizim özelliğimiz bu... Deniz Baykal kimin adına kime makam dağıtıyor? Nezaketsizlik yaptığı. Siyasette çok da hoş karşılanan bir şey değildir bu durum.
YENİ EKONOMİK REFORM PAKETİ GELİYOR
Yıldırım bir başka soru üzerine yeni ekonomik reform paketi hazırlandığını açıklayarak “Artık önceliğimiz ekonomi. Referandum geride kaldı. Bir iki hafta içinde yeni ekonomik paketler ele alınacak. Seçim geçti artık geçim zamanı” dedi.
‘CHP’DE BU HEP OLUYOR’
Başbakan Yıldırım, referandumun ardından CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke’nin istifa etmesi, öncesinde Deniz Baykal’ın açıklamalarının yarattığı tartışmalara ilişkin soru üzerine şunları söyledi: “Önemli değişimlerden sonra CHP’de bu hep oluyor. CHP’de hep olan bir şey yeni bir durum değil. Geçmiş yıllarda da seçimler sonrasında CHP’de mutlaka kurultay sesleri yükseliyordu. Bugün yaşananlar da onun tekrarından ibaret. CHP’nin iç meselelerine bizim karışmamız doğru değil. Zaten yeterince karışıklar. Bir de biz kalabalık etmeyelim.”
ABD’YE ÖNERECEĞİMİZ ŞEYLER BELLİ, SIR DEĞİL
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önümüzdeki hafta Çin’in ardından ABD’ye yapacağı ziyareti ve ziyaret öncesi Genelkurmay Başkanı, MİT Müsteşarı ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü’nün ön görüşmeler için ABD’ye gittiğini hatırlatarak Başbakan’a “Bu önemli ziyarette Türkiye, Beyaz Saray’a ne önerecek?” sorusu yöneltildi. Yıldırım’ın yanıtı şöyle: “Önereceğimiz şeyler belli. Sır değil. Biz başından beri PYD-YPG gibi örgütleri terör örgütü olarak görüyoruz. Bu örgütlerin müttefik ABD tarafından Suriye’de DAEŞ’le mücadelede kullanılmasını doğru bulmuyoruz. Bunu başından beri söylüyoruz. Bizim teklifimiz beraber yapalım şeklindedir. Bize söyledikleri şey ise ‘henüz karar vermedik’ biçimindedir. Ama sahada PYD-YPG ile faaliyetleri devam ediyor. Bu ortak faaliyetler bir önceki yönetim döneminde başlamıştı. Ümit ederiz ki ABD’nin yeni yönetim döneminde sürdürülmez.
ÇÖZÜM İÇİN İLK ADIM
Yıldırım, Türkiye-Rusya-İran arasında ‘çatışmasızlık bölgeleri’ konusunda varılan mutabakatta, söz konusu bölgelerin YPG’nin bulunduğu yerleri kapsayıp kapsamadığı sorusuna şu karşılığı verdi: “Çatışmasızlık bölgesi olarak şu anda öngörülen Hatay’ın güneyinde İdlib’i de kapsayacak şekilde belirlenen bölge esas alınıyor. Orada rejim güçleriyle diğerleri arasında sürekli ateşkes ihlal ediliyordu. Amaç bunları önlemek. Başarılı olursa diğer bölgelere yaygınlaştırılarak uygulanabilir.
Kalıcı çözüm için bir adımdır. Başarılı olmasını ve kalıcı barışa katkıda bulunmasını umuyoruz. Uygulamayı göreceğiz. YPG konusundaki hassasiyetimiz belli. YPG ve benzeri unsurlara alan açacak çalışmalara müsaade etmeyiz. Suriye’de kalıcı siyasi çözümden maksat; terör grupları dışındaki grupların, unsurların bir araya gelmeleri ve toprak bütünlüğü içinde bir arada yaşadıkları bir Suriye’dir.”