17 Aralık operasyonunun Halkbank ve Ziraat Bankası'nın katılım bankacılığı kurma planını ertelediğini söyleyen KİT Komisyonu Başkanı Kinay, “Halk Bankası değer kaybetti ama paralel yapının bankasının kaybı daha büyük” dedi.
Akşam'dan Muhammet Kutlu'ya konuşan TBMM Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) Komisyonu Başkanı AK Parti Kütahya Milletvekili Hasan Fehmi Kinay, 17 Aralık tarihli derin operasyonda Halkbank'ın hedef alınmasında, Hükümet'in Halkbank ve Ziraat Bankası üzerinden hayata geçirmeye hazırlandığı çok önemli bir projenin de etkili olduğunu söyledi.
Kinay, "Eğer 17 Aralık olmasaydı, Halkbank ve Ziraat Bankası İslami fon ve sermayeye hitap edecek katılım bankaları kuracaktı. Paralel yapı bu girişimi engellemek için Halkbank'ı da hedef aldı" açıklamasını yaptı.
SEÇİMDEN SONRA MECLİS'TE
Hükümet ve Halkbank üzerinden ülkeyi vurmayı amaçlayan karanlık girişimin, "katılım bankacılığı" projesinin sadece altı ay ertelenmesine sebep olduğunu da ifade eden Kinay, "Katılım bankalarının kurulmasına ilişkin düzenleme, seçimlerden sonra süratle olgunlaştırılarak Meclis gündemine gelecek" diye konuştu. AK Parti milletvekili Hasan Fehmi Kinay'ın açıklamalarının satır başları şöyle:
ZAMANLAMA VE HEDEF MANİDAR
İstanbul merkezli operasyonun zamanlaması ve hedefleri son derece manidar. Yerel seçimlere çok az bir süre kala devreye sokulan planla, AK Parti Hükümeti üzerinden Türkiye'nin yükselişi vurulmak istendi. Hedefler arasında Halkbank'ın yer alması ise Hükümet'in Halkbank ve Ziraat Bankaları üzerinden hayata geçirmeye hazırlandığı çok önemli bir proje etkili oldu.
KATILIM BANKACILIĞI PROJESİ
Eğer 17 Aralık yaşanmasaydı, petrol zengini körfez ülkeleri ile İslami fon ve sermayeye hitap edecek katılım bankaları kurulacaktı. Böylece, ağırlıklı olarak İngiltere ve ABD'ye giden olağanüstü bir sermaye Türkiye'ye gelecekti. Yapılan hesaplamalara göre ilk etapta 100 milyar dolarlık bir kaynak girişi bekleniyordu. Paralel yapı, Halkbank ve Ziraat Bankası'nın katılım bankası kurmasına ilişkin yasal düzenlemelerin son aşamada olduğu bir süreçte düğmeye basarak bunu engellemeye çalıştı.
PLANLARI TERS TEPTİ
Ancak bu planları ters tepti ve en büyük zararı paralel yapının kendi bankası gördü. Derin operasyonun Halkbank'ın hisselerinde bir miktar değer kaybına yol açtığı doğrudur. Ama malum bankanın değer kaybı, çok daha yüksek oranlarda gerçekleşti ve yüzde 40'lara ulaştı. "Katılım bankacılığı" projesi ise sadece altı ay ertelendi. Katılım bankalarının kurulmasına ilişkin düzenleme, seçimlerden sonra süratle olgunlaşarak Meclis gündemine gelecek. KİT Komisyonu olarak bunun takipçisi olacağız.
HAYALİ DEĞİL, FİİLİ İHRACAT
Halk Bankası'na yönelik iddiaları, bankayı denetleyen BDDK, MASAK, Merkez Bankası, Sayıştay gibi kurum ve kuruluşlar nezdinde konuyu yakından takip ettik. En önemli iddia, İran'a yapılan altın ihracatında yüklü miktarda vergi iadesi verildiği yönündeydi. Kamuoyuna servis edilen bilgilerde, hayali ihracatan ve 10 milyar Avro gibi rakamlardan söz edildi. Bu rakamlar kesinlikle doğru değil. KİT Komisyonu olarak yaptığımız inceleme ve ilgili kurumlardan aktarılan bilgilere göre sadece bir milyon 348 bin dolar vergi iadesi ödenmiş. Bu rakam da hayali değil, fiilen yapılan ihracattan kaynaklanıyor.
KARA PARA iDDiASI DOĞRU DEĞiL
İran ile yapılan dış ticaret işlemlerinde Halk Bankası'nın ödeme aracılığı yapan kurum olarak öne çıkması çok farklı tartışmaları beraberinde getirdi. Bankanın bunu yaparken uluslararası hukuka ve bankacılıkla ilgili düzenlemelere aykırı tutum sergileyip sergilemediğine de baktık. Ancak yapılan tüm değerlendirmelerde gerek BDDK gerekse MASAK, bu yönde tespitlerinin olmadığını bize aktardı. Bankanın kara para akladığına ilişkin iddiaların hiçbiri yetkili otoriteler tarafından tespit edilmemiştir. Kara para aklama konusunda bir işlem varsa bunun mutlaka MASAK tarafından tespit edilmiş olması gerekirdi. MASAK'tan aldığımız bilgiler ışığında, kara para aklamayla ilgili herhangi bir suç unsurunun olmadığı ortaya çıktı.