Başbakan Recep Tayyip Erdoğan AK Parti belde belediye başkanları toplantısında konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı olayları ve ardından yaşanan gösterilerle ilgili Avrupa Birliği Parlamentosu'nun kararını tanımayacağını söyledi.
Dün İngiltere'de G8 toplantısına ilişkin yaşanan gösterilere değinen Erdoğan, "AB Parlamentosu acaba İngiltere'ye yönelik ne söyledi? İngiltere kendi üyesi. Şu anda Türkiye AB üyesi değil, müzakereci. Sen nasıl oluyor da benim hakkımda böyle bir karar alıyorsun? Senin haddine mi? Önce bir defa karşılıklı olarak olayları iyi bir analiz edeceksin, olayları bileceksin ondan sonra kalkıp bu konuda konuşacaksın. Genişlemeden sorumlu olan bir adamları var. Buraya geliyor, bizimle konuşuyor, benim karşımda en ufak anti tez ileri süremiyor, çıkıyor tweet atıyor. Bu ahlaki mi? Sosyal demokrat bir tanesi 15 gün önce bakıyorsun Türkiye'deki ana muhalefeti eleştiriyor. Şimdi de o yanlışını kendine göre düzeltmek üzere bu sefer bizi eleştiriyor. Sen biliyor musun buradaki olaylar nedir?" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Rixos Otel'de düzenlenen Belde Belediye Başkanları Toplantısı'na katıldı. Burada konuşan Erdoğan, Taksim Gezi Parkı olaylarına değindi. Taksim'de başlayıp ülke genelinde devam eden gösterilerin halkı ciddi şekilde rahatsız ettiğini belirten Erdoğan, "İbretlik, son derece anlamlı, sükut içinde sessiz yığınlar, sabırla itidal içinde gelişmeleri takip ettiler, ediyorlar. Yarın partimizin il başkanları toplantısında, gösteriler yoluyla Türkiye'de nasıl bir oyun oynanmak istendiğini, bütün boyutlarıyla milletimizle paylaşacağız." dedi.
"MİTİNGLER BİR KİTLENİN KARŞISINA BAŞKA BİR KİTLE ÇIKARMA AMACI TAŞIMIYOR"
Ardından, Sincan'da cumartesi günü, pazar günü de İstanbul'da Kazlıçeşme'de mitingler yapacaklarını aktaran Erdoğan, "Bu mitingler, bir kitlenin karşısına başka bir kitleyi çıkarmayı amaçlamıyor. Eğer böyle bir şey düşünecek olsak aynı mahalde biz de bunu yaparız. Ama aynı mahalde yapmıyoruz. Hukukun bize tayin ettiği, belirlediği yer neresiyse orada yapıyoruz. Ama bu mitingler sessiz yığınların sesini hem Türkiye'ye hem tüm dünyaya ulaştırmayı amaçlıyor. Şu an Türkiye'deki bir kısım medya, bazı uluslararası medya kuruluşları, gösterileri bir Türkiye manzarası gibi sunmak gibi aldatıcı, aynı zamanda ahlaksız bir girişimin içindeler. Sanki bütün Türkiye yanıyor yıkılıyor. Belli yerlerde lokal olarak bu tür şeyler yapıldı. Şimdi şu otelden çıkınca alt geçitteki o canım seramiklerin nasıl kırıldığını görürsünüz. Kimler kırdı bunları? Bu ülkeyi sevenler mi? Çevreciler mi? Bütün belediye duraklarını, otobüsleri kimler yaktı yıktı? Emniyetin araçlarını kimler yaktı yıktı, sivil vatandaşımın aracını kimler yaktı yıktı? Bunları anlamak anlatmak görevimiz değil mi? Yapacağımız mitinglerle dünya ve Türkiye kamuoyuna gerçek bir Türkiye fotoğrafı sunacağız. Dün Avrupa Birliği Parlamentosu'nda birileri çıkmış bir şeyler söylemiş. Bugün buradan cevabımı veriyorum. İlgili bakanlarım da gerekli görüşmeleri yaparlar. Avrupa Birliği Parlamentosu'nun bizlerle ilgili alacağı kararı ben tanımıyorum." şeklinde konuştu. Erdoğan'ın bu sözleri, salondakiler tarafından ayakta alkışlandı.
"AP'NİN BÖYLE BİR KARAR ALMASI HADDİNE Mİ?"
Ardından, Yunanistan'dan örnek veren Erdoğan, "Bu kararı alanlar önce Yunanistan'a baksınlar. Yunanistan'da halkla polis karşı karşıya geldiğinde acaba AB'nin yetkilileri onlara para vermekten başka ne yaptı? 10 milyar euroyu aşkın para verdi, destek verdi. Bütün o gösterileri yürüyüşleri neden yaptı? İşsizlik için yaptı, açız diye yaptı. Sendikalarla ilgili olarak yaptı. Daha dün İngiltere'de G-8 ile ilgili yapılan gösterilerinde 30'u aşkın gösterici gözaltına alındı. Yerlerde süründürüyorlardı, fotoğraflarda var. Ama Türkiye'deki işte bu gösterilerde bu gösterilere yandaş olan medya bile bunu göstermedi. AB Parlamentosu acaba İngiltere'ye yönelik ne söyledi, İngiltere kendi üyesi. Şu anda Türkiye AB üyesi değil, müzakereci. Sen nasıl oluyor da benim hakkımda böyle bir karar alıyorsun? Senin haddine mi? Önce bir defa karşılıklı olarak olayları iyi bir analiz edeceksin, olayları bileceksin ondan sonra kalkıp bu konuda konuşacaksın. Genişlemeden sorumlu olan bir adamları var. Buraya geliyor bizimle konuşuyor, benim karşımda en ufak anti tez ileri süremiyor, çıkıyor tweet atıyor. Bu ahlaki mi? Sosyal demokrat bir tanesi 15 gün önce bakıyorsun, Türkiye'deki ana muhalefeti eleştiriyor, şimdi de o yanlışını kendine göre düzeltmek üzere bu sefer bizi eleştiriyor. Sen biliyor musun buradaki olaylar nedir?" ifadelerini kullandı.
"KURUNUN YANINDA YAŞ DA YANAR"
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz bu ülkede sevimli olan, hakikaten samimi olarak çevreci olan genç kardeşlerim ki dün akşam onları da kabul ettim kendileri ile görüştüm. Onlarla birlikte hareket eden büyükleri de kabul ettim. Biz kendileri ile bunları dertleşirken, kendilerine de açık açık söyledik. Bakın siz bu illegal örgütlerle aranıza bir defa perde çekmek zorundasınız. Siz diyorsunuz ki bizim onlarla ilişkimiz yok. Siz ne kadar bunu söylerseniz söyleyin aynı olay mevkiindesiniz aynı yerdesiniz dolayısıyla benim polisimi de eleştiremezsiniz. Kurunun yanında yaş böylece yanar. Yapmanız gereken ne?
AKM adeta işgal altıda mıydı? Asılan paçavraları gördünüz değil mi? Bakanıma 24 saat içinde bu paçavralar oradan indirilecek dedim. Taksim anıtındaki paçavralar indirilecek ve meydan artık bu halkın meydanıdır, tüm İstanbulluların tüm ülkemin tüm uluslararası, ülkeme gelen insanların meydanıdır, dolayısıyla bu illegal örgütlerin cirit attığı bir yer haline bu meydanımızı getiremeyiz. Samimi dürüst olanların başımızın, gözümüzün üstünde yeri vardır. Sorun Gezi Parkı olayı ise kusura bakmasın, bazılarının otelin üst katlarından Gezi Parkı'nı seyretme ihtiyaçları olabilir ama benim böyle bir ihtiyacım yok. Çünkü ben Gezi Parkı'nı çok iyi bilenlerdenim. Gençliğim o gezi parkı çevresinde geçti. Bir Kasımpaşalı olarak, Beyoğlu'nun bir çocuğu olarak orayı çok iyi bilirim. Kimse Gezi Parkı ile ilgili bize ders vermesin. Gezi Parkı'nda bu ağaçların tamamının temizlenmesi diye bir şey söz konusı değilken, bu yaygaralar koparıldı."